4. Bölüm:İlk Denemeler

21 2 0
                                    

Ertesi gün Anais erkenden kalkmıştı.Üstüne siyah bir elbise giyerek hazırlanmış ve kafasınada büyük bir şapka takmıştı.Kimseyi uyandırmamaya dikkat ederek Kraliçe Alette'nin şoförü onu mezarlığa getirmiş ve ardından geri gitmişti.Anais etrafta kimsenin olmadığına emin olduktan sonra kolundaki Diable'i çıkarmıştı.Bakışlarını etrafda gezdirmiş ve uygun biryer aramıştı.

"Hadi deneyelim Diable."

Diable kızın ne yapacağını beklerken Anais gözlerini kapatarak kitapta okuduklarını mırıldanmaya başlamıştı.

"Spiritus sub terra clamo ad te audivocationem meam.Ego Anais Angelus tenebrarum. Obedi mihi et frange terram,et veni.(Toprağın altındaki ruh sana sesleniyorum.Seslenişime kulak ver.Ben Karanlığın Meleği Anais.Bana itaat et ve toğrağı yararak oradan çık.)"

Anais bir süre gözlerini açmadan olacakları beklemeye başlamıştı.Önünden ses gelince sağ gözünü hafifçe aralamış ve olana bakmıştı.Sanırım başarıyordu çünkü toprak hareket ediyordu.Anais birkaç kere daha kelimeleri tekrar etmişti.Sonunda toprağın altından bir el çıktığında Anais ilk başta korkmuştu.Ama sonradan buna alışması gerektiğini kendine tekrarlıyarak devam etmişti.Birkaç dakikanın ardından cesed tamamen mezardan çıkmış kambur bir şekilde Anais'in karşısında duruyordu.Anais bir süre karşısındaki yarısı çürümüş ve kemikleri gözüken bedene bakmıştı.Belli ki ölmeden önce bir kadın bedeniydi bu ama şuan biraz değişikti.Yani en azından  Anais veya başka biri ona karşı bir ilgi duymazdı.Tabi diyarda ölülerden hoşlanan biri yoksa.Anais bu düşünceleri kafasından yok etmiş ve karşısında ki bedene bakmıştı.Buraya kadar herşey sıkıntısız işliyordu ama bunun devamıda olması şarttı.Karşısındaki cesedi kontrol de etmesi gerekiyordu.Derin bir nefes alıp sol elini karşısındaki beden demeye bin şahit olan vücuda yönlendirmişti.

"Kraliçene boyun eğ ve ona hizmet et.Sana emrediyorum bana bir yılan getir."

Aklına ilk gelen düşünceyle bunu dile getirmişti Anais.Karşısındaki beden hızlı adımlarla bir yere gittiğinde Anais onun yaptıklarını izlemişti.Birkaç dakikanın ardından beden tekrardan yanına geldiğinde elinde boynundan tuttuğu yılanı Anais'e doğru tutmuştu.Yılan Anais'i görür görmez hareket etmeyi kesmişti.Anais bir süre yılana bakmış ardından bakışlarını tekrardan bedene yönlendirmişti.

"Yılanı bırak ve geri dön olduğun yere."

Beden,Anais'in dediğini yaparken birkaç dakika sonra çıktığı mezara tekrar dönmüştü.Anais mezarın başındaki taşa yaklaşmış ve üstündeki yazıyı okumuştu.

"Leydi Mirella.Uzun zaman önce herkesi ezmeyi ne çok severdin,ama şimdi şuna bak bana itaat ediyorsun."

Anais bakışlarını birkaç dakika mezardan ayırmamıştı.Bir süre sonra o mezarın başından ayrılarak içeride gezmeye başlamıştı.Burası çoğu soylunun olduğu bir mezarlıktı.Genellikl köylüler böyle özenle korunan yerlere defnedilmezdi.Aslında bakarsanız köylüler hiç defnedilmezdi burada.Yaşadıkları süre boyunca buraya zarar verdikleri düşünülür ve öldükten sonra kısa bir tören ardından yakılırlardı.Anais mezarın çıkışına geldiğinde kolunu hafifçe oynatmış ve Diable'i tamamen rahat ettirmişti.Geldiği arabaya tekrar binip saraya dönerken aklında binbir türlü düşünce vardı Anais'in.Atalarına yapılan şeylere göz yummamıştı ve yummayacaktıda.Sonunda sarayın önüne geldiklerinde arabadan inmiş ve bir süre etrafa bakınmıştı.Saraya doğru yürürken üstünde birinin bakışlarını hissedebiliyordu.Pek takmamaya çalışsada bu hissi adımlarını hızlandırmıştı.Prens Andray kızın bunları hissetmiş olduğunu anlayacaktı ki yüzünde bir sırıtış oluşmuştu.Bu kadına karşı emindiki birşeyler hissediyordu.

Karanlık Kraliçe(Karanlığın  Meleği)Where stories live. Discover now