8. Bölüm: Çocuk Adam

9 2 0
                                    

🎧Attention

WhatsApp 3 yeni bildirim

Kwang: Patronumla konuştum az önce eğer başvurmak istiyorsan bugün gelmeliymişsin
15:47

Kwang: Cevap ver! Bak senden başka birisi daha var eğer sen gelmezsen senin yerine o geçecek
16:21

Kwang: Şansını zorlama bak zar zor patrondan izin alıyorum, kırmızı halı mı serelim senin için?
16:59

Siz: Tamam tamam, sen mi geleceksin ben mi geleyim?
17:32

Kwang: İyi ben alırım seni
17:33

Siz: Konum gönderildi
17:33

Kwang: Tamamdır 5 dakikaya oradayım
17:34

Görüldü
17:34

Telefonu bir kenara atıp hızlıca dolapta duran sweatshirtı giydim. Altına şortu giyip telefonumu alıp kapıya kadar gittim. Ayakkabılarımı giydikten sonra anahtarı ve telefonu cebime sokup kapıyı açtım.

Kapıyı kilitlerken arkamda bir hareketlilik hissettim. Arkamı döndüğümde karşı dairede eşyaları yerleştiren adama baktım. Sırtı bana dönük olmasına rağmen kim olduğunu bir çırpıda anladım.

O beni görmeden hızlıca merdivenleri inip dışarı çıktım. Hayır yani dünya ters mi döndü acaba? Terzideki çocuk adamın komşum olma ihtimalinin başka açıklaması olamaz.

Tam bunlar düşünürken Kwang motoruyla karşımda belirdi. Kısa bir selamlaşmanın ardından Kwang bana yedek kaskı verip kontağı çevirmesiyle yola koyulduk.

Bir süre sonra Kwang'ın durmasıyla vardığımızı anladım. Şirketin adı "Slippery Delivery" olduğunu da görmüş oldum. Kwang kontağı kapatıp indiğinde inmem için elini uzattı.

Kaskımı çıkarıp kapşonumu taktım. Neler olacağını bilmediğim için önlem almakta fayda var. İçeri girdiğimizde renk renk çiçekler gözümü çarptı. Gerçi çiçeklerden başka sadece çalışanlar vardı.

Kwang'ı takip ederek ilerledim. Kwang bir kapıya tıklayıp içeri girdi. İçeride masanın başında ellili yaşlarında bir adam oturuyordu.

Beni gördüğünde gülümsedi. "Buyurun hoş geldiniz," dedi sevecen bir tonla. Kwang lafı uzatmadan tam beni tanıtacaktı ki ben öne atılıp "Benjawan," dedim. Kwang iyice şaşkına dönünce ona gülümsedim.

Adam "Memnun oldum Benjawan. Bana Kay diyebilirsin," dediğinde başımı salladım. "Duyduğuma göre motor süremiyorsun değil mi?" diye sordu.

Onu onayladığımda "Peki, Kwang bu görevi üstlenir diye düşünüyorum," dedi. Bakışlarımı Kwang'a çevirdiğimde bunu beklemediği aşikardı.

Kwang bana dönüp " Tabii neden olmasın. Hem daha çok takılırız," dedi. Kay bunu duymayı bekliyormuş gibi sırıttı. "Tamamdır, okulun olduğu için yarım zamanlı olarak çalışacaksın," dedi.

Onu oynaylayıp aylık maaşımı da hesapladıktan sonra belgeleri düzenledi. Kwangla dışarı çıktığımda mutluluktan havalara uçuyordum resmen.

Binadan çıktıktan sonra Kwang bana "Bak beni iyice delirtmeden şu bitmek bilmeyen hikayeni anlat," dedi. "Hımm bir düşüneyim. Keyfim şuan sana söylemek istemiyor," dedim gülümseyerek. "Canım ciğerim bana olayını anlatabilir misin rica etsem?" diye sordu dişlerini sıkarak.

"Şuan anlatasım geldi nedense," dedim. "İyi, her türlü anlatacaksın zaten," dediğinde ben "Efendim, duyamadım," dedim. Kwang derin bir nefes alıp motora doğru ilerledi.

Kıkırdayarak arkasından gidip motora bindim. Yola koyulduk. Binanın önüne geldiğimizde "Hadi gel sana anlatayım," dedim evi işaret ederek.

Kwang başıyla onayladıktan sonra motordan indik. Çocuk adamla karşılaşmamak için bildiğim tüm duaları okurken eve doğru ilerliyorduk.

Binaya girdiğimde onun dairesine göz attım. Çocuk adamın kapısı kapalıydı çok şükür. O gelmeden hızlıca anahtarı çıkardım. Tam o sırada çocuk adam kapısının arkasında belirdi. Beni gördüğüne şaşırmış olsa gerek gözleri büyüdü.

Evet sayın seyirciler Warunee hanımın çöküşünü izliyoruz iyi eğlenceler... Tanıştarayım iç sesim. Kendisi böyle zamanlarda ortaya çıkabiliyor. Bu zamanlaması da hesabını soracağım ona.

Hayır ya zaten yeterince şey oldu bir de bununla mı uğraşacağım. Göz göze geldiğimizde dudaklarının kenarı belli belirsiz kıvrıldı.

Bunu gören Kwang bir bana bir çocuk adama bakıyordu. "Siz..." derken ağzını kapattım. Ardından roket hızıyla kapıyı açıp Kwang'ı da içeri soktuktan sonra kapıyı kapattım.

O sırada kapı çaldı. O olamaz değil mi? Kwang'a onun açması için ona kaş göz hareketi yaptım. Kwang kapıyı açtığında çocuk adamın "Anahtarı kapıda unutmuş," dediğini dudum.

"Hay kafama ben," dedim kapının arkasından. Kwang adama teşekkür edip kapıyı kapattı. "Kızım aklın nerede senin?" diye sordu azarlayarak. "Yürü bu adamı da anlatacaksın," dedi.

"Bir saniye yoksa sevgili falan mısınız?" diye dünyanın en saçma sorusunu sordu. "Yok ebem o ebem," dedim onu salona iterek.

Koltukta duran eşyaları kaldırıp oturdum. Kwang "Dinliyorum," dediğinde kimseye söylememesi şartıyla ona her şeyi anlattım. Bunu yapmam ne kadar doğru bilmiyorum.

İç sesim her zaman haklı çıktığından atlatmamda pek bir sakınca yoktu. Nutuk çekmeyi bitirdiğimde Kwang'ın algılama yeteneğini kaybetmiş olma ihtimaliyle ona baktım.

"Ee tepki versene," dedim. Tek dediği şey "İnanılmaz," oldu. "Peki bu adamı ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sordu. "Hiç sorma ya," dedim.

Tam o sırada Kwang'a gelen aramayla sohbetimiz bölünmüş oldu. Bende o sırada olayları Dokmai'ye söylemeye karar verdim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: a day ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Perde ArkasıWhere stories live. Discover now