3. Bölüm - Sherlock & LeBron James ∞

3.9K 164 11
                                    

Bölüm geç geldiği için üzgünüm. Gösterdiğiniz ilgi için minnettarım. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. 

Kurguyla ilgili kafası karışık olan varsa, tumblr hesabımdan bana ulaşabilir. :)

Melis’e yaptığım kaş gözlerden sonra gözlerimin kirpiklerimin arasından akışıp gideceğini sandım. İşine gelmediği zaman çok güzel anlamamazlıktan geliyor beni. Son kozumu kullanıp Melis’in sağ elinin üstünü cimcikleyip, başımla kapıyı gösterdim.

Falcı Vasfiye’nin söylediği şeylerden sonra o kadar sinirliyim ki, söylediği diğer şeyleri sinirimden duymuyorum. Şimdi kalkıp gitsem karşısından aniden, cinlerini takacak peşime diye korkuyorum o yüzden de hiçbir şey yapamıyorum. Tek çarem Melis’in tatlı dilini devreye sokup beni bu işkenceden kurtarması.

‘’Vaktiniz için çok teşekkürler Vasfiye Hanım. İyi günler.’’ Diyor ve güzel gülümsemesinden bir tanesini savuruyor karşı tarafa, bende en yapmacık gülümsememi kullanarak ayağa kalkıyorum.

Kasvetli odadan çıkınca Melis’in suratına aval aval bakıyorum ve çantamdaki telefonumu çıkartıyorum.

‘Barış’la birlikte sizi bekliyoruz. Günün geri kalanında benimsin.’

Kerem’in mesajını görünce gerçek gülümsemem ortaya çıkıyor ve Melis’e olan sinirimi unutuyorum. Koridorlardan geçerek çıkış kapısına uzandığımda Melis’in ağzından tek bir kelime çıkmamış olmasına hayret ediyorum.

‘’Sanırım Thor Loki’yi yenmeyi başaramadı.’’ Diyorum Melis’e takılarak.

Yüzünü bana dönüyor ve taşlı sokaklarda geri geri yürümeye başlıyor.

‘’Falcı Vasfiye senin kafanın ayarlarıyla oynadı sanırım.’’ Diyor, konuyu değiştirmeye çalıştığını tabii ki fark ediyorum.

‘’Evet, sinirlerimi acayip bozdu. Neymiş efendim benim geleceğim de göz yaşı varmış. O kadar para verdik, insan güzel şeyler söyler. Kesin ona karşı nazik olmadığım için böyle bir şey söyledi, kesin. Aksi taktirde söylediklerinin gerçekleşmesi mümkün değil. Kerem’le birlikteyim. Hayatımın aşkının yanına gidiyorum. Evlenme planları yapıyorum. Onunla hayatımı birleştireceğim, başımı yastığa her gece onunla koyacağım. Onun çocuklarına annelik edeceğim, çocuklarımın babası olacak. Ve bu hikayenin hiçbir yerinde göz yaşına yer yok. Buna izin vermeyeceğim, bu defa olmaz.’’ Diyorum ve Kerem’in arabasını görünce Melis’e bakıyorum.

‘’Umarım söylediğin gibi olur Zeynep. Hayatında sorunların olacak tabii ki ama bu defa kimsenin bizi incitmesine izin vermeyeceğim. Her zaman kardeşimin yanında olacağım.’’

Melis yanıma geliyor ve eliyle kolumu sıvazlayarak bana güven verici bakışlarını atıyor.

‘’Kerem bizi almaya gelmiş, yanında Barış’ta var. Hadi çabuk gidelim.’’ Diyorum ve hızlı yürümeye başlıyorum.

Ben ne kadar hızlı yürüdüysem, Melis o kadar yavaşlıyor. Ne olduğunu anlayamıyorum ama slow motion yürüyüşlerine ayak uyduracak gibi hissetmiyorum. Bir an önce sevgilimin yanına gitmeliyim.

Dar sokakta dönünce karşımda Kerem’i görüyorum. Başı yere doğru eğik, ayaklarıyla taşlarla oynuyor ve aynı zamanda Barış’a laf yetiştiriyor.

Barış’ın beni göstermesinden sonra Kerem kafasını hızla yerden kaldırırken yüzünde müzrip gülümsemesi oluşuyor ve gözleri gözlerimle buluşuyor. Yürümeye devam ederken bir taşa takılıyorum ve Barış’ın kahkahalarının sokakta yankılanmasını dinliyorum. Yüzümün kızardığına yüzde yüz eminim.

Anadolu EfesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin