DARK ANGEL - 3

17 2 0
                                    

  Herkese merhaba. İyi okumalar.

 Kız, gencin yüzünü tanımıştı. Zaten bu kadar kusursuz bir yüz nerde olsa tanınırdı. Kızın aklını  'neden benim yanıma oturdu?' sorusu kurcalarken o cızırtılı tok ses kulaklarına doldu.

-Ne okuyorsun?

   Bir an içinden 'sana ne' demek geldiyse de yapamadı.

-Uçurtma Avcısı.

   Kızın yüzünde şüpheci bir yüz ifadesi vardı. Sanki oğlanın ne düşündüğünü anlamak istermiş gibi bakıyordu. Ama ne kadar bakarsa baksın yüz ifadesini okuyamıyordu.

-Güzel bir kitap. Ben Daliekie ve sen de?

- Daliekie mı? Garip bir isim. Neden masama oturdun? 

-Yanlız oturduğunu gördüm. Sana eşlik etmek istedim.

-Senin eşlik etmene ihtiyacım yok. Kalk masadan.

     Aslında kızın içi gidiyordu. Ama Jamei görseydi ne olurdu tahmin bile edemiyordu. 'Gerçi ikisi de aynı vücut yapısına sahip' diye düşündü. Sonra ne düşündüğünü fark ederek kaşlarını çattı.

    Çocuk masadan kalkmadı. Aksine sandalyesine iyice yayıldı ve elini kızın önündeki bisküvi pakedine uzatıp bir tane aldı. 'Ne kadar yüzsüz' diye düşünmeden edemedi kız. Kavga çıkarabilirdi. Şu an karşısında başka biri olsaydı bunu çoktan yapmıştı.

    Bunun yerine kitabını kapatıp çantasına attı ve elinde telefonuyla ayağa kalktı. Hala bisküvilerini yiyen Dallas'ı masada bıraktı. 'Bir dakika' diye düşündü. Gencin adı Dallas değildi ki.

    Pierre ne kadar zorlasa da ismi hatırlayamadı. Zaten umrunda da değildi. Bu arada masadan uzaklaşmış  ve tuvaletin nerde olduğunu hatırlamak için uğraşmaya başlamıştı. Dallas'ın sesi düşüncelerini böldü,

-E ismini söylemedin? 

    Kız cevap vermedi. Alt kata doğru giden merdivenleri inmeye başladı.

DARK ANGELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin