Geçmiş

1.1K 146 39
                                    

"Kızımızın bir kliniğe kapatılması gerek."

Annem hıçkırıkları arasında babamın söylediği cümleyi duyup ağlamayı kesti. Sesindeki kini gizlemeden babama bağırmaya başladı.

"Hayır! İnsanlar hayallerini yazıyor diye kliniğe kapatılmaz."

Babam her zaman otoriter bir adam olmuştu. İşini severdi. Hayalleri gerçekliğe ulaşmadıkça sevmezdi. Yani babamın hayat sözlüğünde kurgu kitap yazmak yoktu. Kurgu dünyasından nefret ederdi. İşini kaybettiği günden sonra bambaşka bir adama dönüşmüştü. Yeniden başka bir işe başladığında ise hırsı sayesinde en tepeye ulaşmış ve ruhunu kaybetmişti.

"Ya o lanet kağıtları yakacak ya da artık bu evden gidecek. Ona son bir şans veriyorum."

Gözyaşlarım akmaya başlarken onu yakma düşüncesi beni daha da strese sokmayı başarmıştı. Onu yakamazdım. Bunu ona yapamazdım.

"Onunla konuşacağım. Sadece evde kalıp liseyi bitirmesine izin ver. Onu kliniğe kapatmak ortaklarına neler düşündürecek hiç düşündün mü?"

Annem babamı can evinden vurmayı başarmıştı. Babamın itibarı hayatındaki en önemli şeydi. İtibarı için bu şehre taşınmıştık. Eski işinden atıldığının duyulmaması için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Sırf varlıklı gibi görünebilmek için beni ortaklarının çocuklarını yazdırdığı okula yazdırmıştı. Uyum sağlamayı başaramadığım için de her gün beni azarlıyordu.

Oturduğum yerden kalktım ve odama doğru emekleyip onları duymamış gibi yaptım. Zaten annem birazdan odama gelip benden yeni bir ricada bulunacaktı. Ona da kızgındım. Babama karşı gelemiyor, onun bizi terk etmesinden korkuyordu. Babama karşı bir sevgisi kalmamış olmasına rağmen yıllarca işittiği sözler onun özgüvenini yerle bir etmişti.

Babam, annemi bastırdıktan sonra sıra bana gelmişti. İstediği gibi şekillendireceği bir hamur olarak artık ben vardım. Şimdi de gözünü yazdıklarıma dikmişti.

Kendim olabildiğim tek dünyayı yok etmemi istiyordu ve aracı olarak annemi kullanacaktı.

Anneme babamın isteğinin diğerleri gibi gelir geçer olmayacağını onlara anlatamayacaktım. Beni hiçbir zaman anlamayacaklardı. Bahsettikleri kıyafetlerim ya da gittiğim kurslar değildi. Saç rengim de değildi.

Hayatım boyunca kendi isteğimle seçebildiğim tek şeyi elimden alacaklardı.

Masama ilerleyip defterlerimi topladım. Annem bana onları günlük tutmak için vermişti. Daha sonra defterleri kullanış amacımı öğrendiğinde de kızmak yerine saygıyla karşılamıştı.

Defterlere bakınca yüreğim burkuldu. Onları, onu, yakmaktansa kliniğe kapatılmayı tercih ederdim. Hem tedavi görmek o kötü bir durum değildi. Annem delirmişim gibi panik yapacaktı ama alışacaktı. Babam da tatile çıktığımı falan söylerdi. En azından klinikte babamın benim ruhumda bıraktığı tüm izleri silmeyi başarırdım. Yalnız başıma yeterince yükü omuzlamıştım. Artık bir uzmanın yardımı bana iyi gelebilirdi. Ve orada belki daha fazla yazardım. Sonuçta yazmak da benim için bir terapiydi.

Ama babam konu imajı olduğunda hepimizi yok edebilirdi.

Ablamı senelerdir görmüyordum. Çünkü o babamın onaylamadığı bir adamla evlenip başka bir ülkede yaşamaya başlamıştı.

Bazen onun gibi olmak istiyordum. Ama onun yaptığını yapıp annemi görmezden gelemezdim.

"Bebeğim."

Annem içeriye girip yatağıma yavaşça oturdu. Elimdeki turuncu defterleri görünce buruk bir şekilde gülümsedi. Onları duyduğumu anlamıştı.

War of HeartsOn viuen les histories. Descobreix ara