Bölüm beş - yasak orman part 1

56 4 15
                                    

"Vay be, Tae'yi ikna edebildiğimize inanamıyorum!" dedi Jimin, yaslandığı sütunun ardından. Hava iki saat önce kararmıştı ve bizimkiler 'gizli maceraları' için taş avluda saklanıyordu.

Öğrencilerin ortak salonlarda oturduğu bir vakittelerdi ve bahçeye çıkmanın yasaklanmasına bir saat vardı. Slytherinli üçlünün binadan çıkışını gördükten sonra biraz bekleyip Yasak Orman'a doğru onları takip edeceklerdi.

"Sadece prosedür gereği itiraz etmiştim. Yoksa böyle çılgın fikirler genelde Kook'tan çıkmaz biliyorsun." dedi Tae.

Üçü de heyecanla sırıttı.

Belki birazcık çekiniyor olabilirlerdi ama birilerine yakalanmaktan değil, ormandaki yaratıklardan dolayı. Adlarını bile bilmedikleri hayvanlar ve sadece Hagrid'in derslerinde uzaktan gördükleri garip bitkiler ile ilgili yok denebilecek kadar az bilgileri vardı. Ancak boşuna Gryffindor'a seçilmemişlerdi. Üçü de, böyle bir kalkışmaya aptalca da olsa cesaret etmenin değeceğini düşünüyordu.

Görev paylaşımlarına göre yemekten sonra üçü de farklı noktalara dağılmıştı. Jungkook yatakhanesine çıkıp pelerini almıştı. Tabii çalınma ihtimaline karşı pelerini koyduğu sandığı iki kere tılsımladığı için açmak için biraz uğraşmıştı. Taehyung yatakhane arkadaşları Bob'a eğer birisi soracak olursa oyalaması için rüşvet vermiş ve gece ne zaman dönebilirler bilmediğini söylemişti. Özellikle bina başkanının gereksiz ama ani yoklamalarına karşılık 10 galleonunu feda etmek zorunda kalmıştı. Bob sorgulamadan parayı almış ve mümkün olduğunca geç uyuyup nöbet tutacağını söylemişti. Taehyung ona pek güvenmiyordu ama yine de risksiz macera olmazdı. Jimin ise Filch'ten ödev için sönmeyen kandil lazım olduğunu söyleyip bir kandil almış, sonra alt kata inerken yolda Solar'a rastlamıştı. Kız tek kelime etmeden tüy kalemi Jimin'in eline tutuşturmuş ve bir kez dönüp arkasına bakmadan gitmişti. Jimin nihayet kalemi alabildiği için sevinmiş, ayrıca yatakhaneye çıkaracak vakit bulamayınca hızlıca cebine atıp taş avluya inmişti.

Sonuç olarak planlarına başlamak için aynı anda taş avluya gelmişler ve beklemeye başlamışlardı. Jungkook sıkıntıdan bir şarkı mırıldanmaya başladığı sırada duydukları adım sesleriyle yerlerine sindiler.

Yoongi, Seokjin ve Namjoon asalarının ışıklarını yakmış, pelerinlerinin başlığını da takmış bir şekilde dev ahşap kapılardan çıkıyordu. Yavaş ama kontrollü adımlarla ilerlediler.

Sorun şuydu ki, Slytherinliler Yasak Orman'a gitmek için Hagrid'in klübesinin önünden geçen yolu kullanacaklardı. Çünkü orası daha geniş ve açık bir yoldu. Ama bizimkiler Hagrid'e yakalanma riskini alamayacakları için Şamarcı Söğüt'ün önündeki patikadan gitmek zorundaydılar.

Seokjin önde, Namjoon ve Yoongi yanlarında olmak üzere üçü biraz ilerledikten sonra Jungkook taş avlunun ardından çıktı. "Hadi, arayı baya açtık. Biz de çıkalım artık."

Jimin pelerininin üzerine yapışan tozları silkerken sordu. "Hagrid'e yakalanırsak ne olacak?"

Taehyung Jungkook'un arkasından yürümeye başlarken kafasını çevirip Jimin'e göz devirdi. "Planı dinlemedin mi sen? O taraftan gitmeyeceğiz tabii ki."

"Ne? Öbür tarafta Şamarcı Söğüt var?"

"Biliyoruz sersem. Bahçeye inmeden önce Jungkookla bunu araştırdık. Galiba Söğüt'ü geçici bir süreliğine dondurmanın bir yolu var."

Jungkook bir yandan yürümeye devam ederken bir yandan cebinden asasını çıkardı. "Söylentiye göre bu ağacın saldırganlığının bir sebebi varmış. Yıllar önce Hogwarts'ta Remus Lupin adında bir kurt adam öğrenciymiş..."

Tüy Kalem | yoonminWhere stories live. Discover now