17-Mahkeme

89.5K 5.2K 1.5K
                                    

"Ama sensizlikle nasıl başa çıkılacağını bir türlü bulamıyorum." dedi ve sağ elimi tutup kalbinin üzerine koydu. Benimkinden farksız bir şekilde, sabırsızca çırpınıyordu güzel kalbi.

"Sen olmadığında burada bir şeyler ters gidiyor. Nefes aldırmıyor. Herkesi tek bir emriyle dize getiren Fırtına, kalbine söz geçiremiyor. Çünkü.." dedi ve derin bir nefes daha aldı.

Bu aldığı kaçıncı derin nefesti? Neden buna takılmıştım şu an? Hiç mi hiç sırası değildi..

"Çünkü içinde öyle bir kadın var ki.. Öyle masum, öyle güzel, öyle zeki ve.. Ve öyle benim.. Bazen çıldırtan, delirtip çileden çıkaran; boynunu sarıp sarmalayan atkısını, saçlarına değen beresini, yansımasını izleyen aynasını bile kıskandığım.. Öyle bir kadın ki; sevmemek mümkün değil. Öyle bir kadın ki; adını duyan herkese karanlık, bir bana aydınlık.."

"Gece gibi mi?" dediğimde o güzel, çarpık gülüşünün sesini duydum.

"Gece gibi.. Gece'm gibi.. Seni se-" dedi ve bir anda benden ayrılıp bir küfür mırıldandı. Ben neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalışırken Defne'nin sesini duydum.

"Abla?" dedi gözlerini ovalayarak yanımıza doğru gelirken. Sonra Doğu'yu gördü ve bir an duraksadı.

"Oha! Eve meteor düşmüş! Beni neden uyandırmadınız?" dedi gözleri kocaman açılırken.

"Defne!" dedim uyarırcasına.

"Doğu, hadi ablacığım annemler bekliyor." dedi Peri de aşağıdan seslenerek. Neden şu andı ki? Neden şimdi gelmek zorundalardı? Neden, neden, neden? Sonsuz kez neden!

Doğu, söylene söylene aşağıya inerken Defne yanıma gelip kolunu omzuma attı dikkatlice.

"Sana helal olsun!" dedi sonra alnımdan öpüp.

"Defne saçma sapan konuşma, alacağım şimdi ayağımın altına seni." dedim sinirle.

"Uygunsuz zamanda geldim değil mi? Ondan bu sinirin."

"Defne!"

"Ne var Defne de Defne? Adımı mı ezberliyorsun, Allah Allah?"

"Yardım et de giyinip aşağıya ineyim." dedim ters ters bakarak. Hayret de bir şey.. Kardeşim bile ona böyle bakabiliyorsa, dışarıdakiler neler düşünüyordur kim bilir? Yani ablasının şeyi sonuçta.. Al işte, bunlar yüzünden şey olarak kaldık!

"Abla niye dövecekmiş gibi bakıyorsun bana? Yemedik seninkini. Yakışıklıymış işte, eniştemize iltifat da mı etmeyelim?"

"İşine bak Defne. Enişten olamadı sayende." dedim homurdanarak.

"He siz daha o aşamada mısınız?" dedi aydınlanmış gibi. Derin bir nefes alıp gözlerimi devirdim. Hayır sırası mıydı uyanmanın? Beş, on saniye fazla uyusa belki de Doğu bana 'seni seviyorum' diyecekti..

Gerek var mıydı alenen söylemesine? Kurduğu onca güzel cümleden sonra 'seni seviyorum' demese de olurdu.. Ama duymak da bir başka güzel olmaz mıydı? Ah Gece ah.. İn hadi aşağıya, önce sorununu çöz. Sonra ne haliniz varsa görürsünüz. Birlikte. Belki el ele. Ne de güzel olur onun, o kocaman, güçlü ellerini sımsıkı kavramak? Sevgilisi olarak.. Doğu Çağan'ın sevdiği kadın olarak..

"Abla?"

"Defne of Defne. Of sana!" dedim sitemle. Hayallerimi bari rahat bıraksaydı, değil mi ama?

"Elbise mi giysen? Saçlarını da düzeltelim biraz, adam seni böyle paspal sanmasın."

"O adam benim her halimi gördü, ver eşofmanlarımı uğraşamam elbiseyle falan."

Gecenin En DoğusuWhere stories live. Discover now