old clove

14 0 0
                                    

Zihnimin içerisindeki düşünce kırıntılarını delice oradan oraya koşuşturuyorlardı.Onu öpmüştüm...Onu böylesine öpmüştüm. Ve hala kaybolmamıştı dudaklarının karanfil tadı dudaklarımdan.
Yağmur gökyüzünden silik ama onun saçları ve yüzünde tamamen belirgin raks ediyordu.Yalnızca onda görünüyordu siktiğimin yağmuru da öpüşmelerde. Sağ elimi kalbime götürüp var gücümle sıktım. ''Ağzına sıçayım Baekhyun kendine gel! Sıradan bir öpücüktü!'' İçimden kendime ne kadar küfretsem de adrenalin tüm vücudumu sarmıştı.Artık çok geçti.Sığamıyordum.Hayır ulan ne kendime ne yaşananlara sığabiliyorum! Birkaç derin nefes alıp sırtımı yasladığım duvardan doğrulup nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım. Autumn denen kızın beni görüp görmemesine aldırmadan çığlık ata ata  çıktım kampüsten.

Düşünecek hiçbir şey yoktu.Hiçbir şey yoktu, her şey silinmişti;tüm bildiklerim, sevişmeler,tanrı ve evren.
Görebildiklerimi anlamlandırmak bile çok güçtü.Ne kadar küfretsem de sesimi duramıyordum.Nefesimin tükendiğini hissettiğimde yeniden yaşıyormuş gibiydim. Etrafıma bir yabancı gibi bakınıp nerde olduğumu anlamaya çalışıyormuş telefonum çaldı.Cebimden telefonu çıkarmaya bile enerjim kalmamıştı sıçtığımın sokaklarını koşmaktan.Zaten yağmurda yeterince ıslanmıştım bu noktadan sonra en ufak bir hareket bile bayılmama neden olabilirdi. Bu sırada telefon ısrarla çalıyordu.Kalan son gücümle ve sırılsıklam bir halde telefonu cebinden çıkardım.Jooyoungdu arayan. Yağmur o kadar çok yağıyordu ki resmen saçlarımdan telefonumun ekranına damlıyordu.Saniyeler içinde ekran su damlalarından ibaret bir hal aldı.Parmaklarım ıslak olduğu için cevap vermem çok zor olmuştu.
"Nerdesin Baekhyun?"
"Bilmiyorum." diye cevap verdim bitkinlikle. Gerçekten bilmiyordum. Hesap yapmadan koşmuştum sadece.
"Ne demek bilmiyorum? Tüm gün okulda değildin.Sen iyi misin?"
"Bilmiyorum,sikeyim bilmiyorum! Bilmiyorum diyorum sana!"
"Tamam, sakin ol. Konum at oraya geliyorum."

1,5 saat sonra Jooyoung beni bomboş ve yağmurlu bir sokakta, yağmurun dövmeden bir hal ettiği bankın birinde öylece otururken buldu.Arabayla 1,5 saat süren yolu kaç saattir koştuğumu bilmiyordum.Başımı kaldırıp etrafıma baktım.Karşımda buğulu havanın içinde renkleri daha da belirgin olan evlere baktım.Biraz uzakta gölün yakınındaki yağmurun ıslattığı ağaçlarda kuşlar oradan oraya uçuyorlardı.Dallara konan kuşların dinlendiği yapraklara düşen yağmur damlaları onları korkutuyordu sanırım ki bir anda başka bir ağaca konmak üzere gidiyorlardı ordan .
Kuş yağmur damlalarından her kaçışında konduğu bütün damlalar aşağıya düşüyordu.Yalancı bir yağmur gibi. Sikeyim bana ne kuştan boktan böcekten!
Bir sigara içmek istedim ama cebimdeki bütün paket sünger gibi olmuştu.Krize girmiştim, hemen ama hemen sigara içmem lazımdı.Bir kez daha etrafa baktım. Ne biçim milletsiniz anasını satıyım hepiniz mi yağmur yağıyor diye sevişmeye gittiniz! Küfür etmeye başladığıma göre kendime gelmiştim ama kimden sigara dileneceğimi bilmiyordum.Üşümeye başlamıştım.Oturmak daha çok üşütüyordu.Birkaç adım ilerledim, artık cadde eski haline dönmüştü, arabalar farlarını gözüme soka soka geçip gidiyorlardı.O sırada ne olduğunu anlayamadığım bir anda yolun karşısındaki dükkanın birinden bir kadının dışarı çıkmasını izlemeye başladım.Keman satan / tamir yapan bir dükkandı.Ya da öyle bir şey ne bileyim.Vitrinde bir sürü keman var işte.

Anlamsızca gözlerimi oraya dikmiş nefes almadan bakıyordum ve eş zamanlı yağmur tekrar gözlerimi sikmeye başladığı için zar zor görebiliyordum.Kadın dükkandan çıkmadan önce arkasına dönüp bir şeyler söylüyor gibi yüzünde bir tebessüm vardı.Çok güzel nahif bir tebessümdü.Sonra parmaklarıyla uzun saçlarını geriye taradı ama o daha parmaklarını arkaya sürüklemeden önce kısa kahkülleri yüzünün kenarlarına düştü.Kapının kulpuna uzanıp çekmeden başıyla zarif bir selam verip dışarı çıktı.Artık karşımda, yolun hemen karşısında benimle aynı hizadaydı ve hiçbir yere değmeden bakışlarını bana dikti.Nefes alamadım.Sıçayım nefes alamadım! Siktir!

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 03, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

first sournessWhere stories live. Discover now