32.bölüm: tozlu geçmiş

61K 2.1K 187
                                    

Onu tanıyana kadar aşka hiç inanmazdım. Evleneceğimi bilirdim ama aşık olacağımı asla...fakat onu tanıdıkça küllerimden yeniden doğuyordum.

🍁🍁🍁

Yıllarca içimde yeşeren yalnızlık filizini umut filizine çevirdin güzel adam...

Bazı geceler ağlarken Allah'a sürekli şikayet ederdim yaşadıklarımdan dolayı. Yastığıma sarılır yatağımda uzanırdım uzun bir süre sonra.
B

irine sarılır gibi sarılırdım. En çok da rüyamda duyduğum bir sese sarılırdım.
Karanlık bir oda da birilerinin sesini duyardım. Önceden çok dikkat etmezdim ama karanlıkta duyduğum ses ile hastane de rüyamda gördüğüm çocuğun sesinin aynı olduğunu fark edince daha çok düşünmeye başladım.

Sekiz yaşlarındayken, karanlıkta bir ses duyuyordum hep, ama ne olduğunu çağrıştıramıyordun. Ama bir şeyi iyi hatırlıyordum. 'Mehir' Bu isim kulağımda çınlıyordu artık.
Son yaşadıklarımdan sonra Mehir ismi daha bir yakın gelmeye başlamıştı. Fakat bu yakınlığın sebebini hâla çözebilmiş değildim.

Yine bir gece, rüyamda o çocuğu gördüm. Hızlıca koşup beni dışarı çıkartmaya çalışıyordu. Ama birden bire bir silahın patlama sesi ile olduğu yerde kilitlenmişti. O an içime bir korku girmişti. Kötü bir histi. Çok kötü bir his ve ben bundan nefret etmiştim.

Adam direk gibi dururken, bir anda yere devrildi. Dehşete düşmüş halde onunla beraber yere düşerken, kolumdaki yara izini umursamadan çocuğa döndüm. Çocuk kısık nefeslerle bana bakarken, gözlerindeki dehşet ve korkuyu görebiliyordum.

" Zaza!..kalk, nolur kalk! Zaza...Zaza."

Onu ne kadar sarssamda devrildiği yerden kalkamıyordu. Gözleri hâla açıktı ve nefes alıyordu. Fakat kalkamıyordu.

Beni kendine çekip sımsıkı sarılarak korumaya çalışıyordu. Bunu kim olsa anlardı fakat bu beni çok çaresiz hissettiriyordu. Onu kurtaramıyordum, onu burdan çekip çıkartamıyordum. Bu küçücük bedenimle kendimi bile koruyamayan ben, onu koruyamadıkça daha çok çıldırmıştım.

Ona hâla sarılı haldeyken tükenmiş sesimle zar zor cevap verdim.

"Zaza, gitme."

Hissetmiştim artık, sonsuza kadar gideceğini maalesef hissetmiştim. Çocuk bana sarılarak son kez konuşmaya çalıştı.

" Ben hep senim yanındayım Meleğim. Korkma bir tanem tamam mı. Birbirimizden uzak olsak da ben hep senin anılarında, hayallerinde yaşamaya devam edeceğim. Sen beni unutmadıkça, ben hep kalbinde yaşayacağım. Söz veriyorum."

Ona daha çok sarılarak hıçkırıklar içinde ağlayarak konuşmaya devam ettim.

" Zaza, nolur gitme! Uyuma! Uyuma!"

Ben o çocuğu kaybettiğim hissettikçe daha çok ağlıyordum ve göz yaşlarım acıma yetmezken, ruhuma ağır gelmişti artık yaşadıklarım.

İnsan tanımadığı birini nasıl sevebilir. Üstelik bir anıymış gibi rüyalarında görmesine rağmen. Bu yaşadığım gerçek miydi, yoksa sadece bir rüya mı?

Hayır hayır! Bu bir anıydı. İnsan bir rüyanın devamını göremez bu mümkün değil. Üstelik o çocuğa karşı özlemde hissetmeye başlamıştım.

Yataktan irkilerek zıplerken nefes nefese kalkıp, bacaklarımı karnıma çekerek bedenime sarıldım. Bir süre sonra gördüğüm rüyayı düşünmeye başladım.

Savaş Ağa حيث تعيش القصص. اكتشف الآن