2. BÖLÜM

62.2K 396 61
                                    

2. Bölüm -Sürpriz

Adar Karaduman...

Şimdi onun odasındaydım, bana bakmadan son iki dakikadır. Bilgisayarına bakıyor, parmakları klavyede hızla dolaşıyordu.
"Şey," dedim yutkunarak. "Ben ne yapmalıyım?"

Gözleri hızla bana döndü. "Yani boş durmak istemiyorum!' Off adam beni gerçekten kovacak gibi bakıyordu.

Eliyle karşıyı işaret edip, "Git orda bekle," dedi. Kendisinden emin tavrı beni birazcık geriyordu. "Senin odan orası."

Dediği yere baktım, karşıda ahşap kapı vardı. Oraya yürüdüm ve kapıyı açtım. En az yeni patronumun odası kadar büyüktü. Yavaşça içeri girdim. Yepyeni bir masa, üzerinde yepyeni Laptop vardı.

Arkamı dönüp, "Şey kapıyı etmemi mi istersiniz, yoksa açık mı kalsın?" diye sordum.

Yine aramızda upuzun bir bakışma geçti...
"Fark etmez," dedi sonunda.

Cevabımı alır almaz odaya girdim ve kapıyı kapattım. Gerçekten geriliyordum, şimdi örttüğümde daha iyi olacaktım. Odam harika görünüyordu. Deri koltuk bile vardı.
O kadar uzun zaman bekledim ki odamdaki telefon çalınca yerimde zıpladım. Telefonu açınca Adar Bey, "Buraya gel," deyip kapattı.

Gözlerimi devirdim. Derdi neydi bu adamın? Çalışanım diye böyle davranmaya hakkı yoktu. Sinirle odamdan çıktım.

Masasının karşısına dikildim.
"Beni çağırmıştmız?" dedim. Daha doğrusu demek zorunda kaldım, adam bana bakmıyordu.

"Songül'de bir dosya var, onu al gel ve bilgisayarına atacağım dosya içine kaydet."

Songül'ün kim olduğunu bilmiyordum, şirkette kimseyi tanımıyordum ki. Bugün başlamıştım. "Afedersiniz, ben kimseyi tanımıyorum," dedim. "Songül kimdi?"
Siyah gözleri bana döndü.

"Dışarda gördüğün sekreter, Songül o."
Başımı sallayıp, "Peki," deyip uzaklaştım.

Bu adam biraz sinir bozucu ya.
Songül'ün yanına gittim biraz sohbet ettik. Adar beyin titiz biri olduğundan bahsettikten sonra kocası ölmüş dul biri olduğunu söyledi. Benimle konuşurken anlayışhydı sevmiştim. Dosyaları verince, içeri geçtim.

Adar Bey, başta ilgilenmeyince yine varlığımı hatırlatmak zorunda kaldım. "Dosyaları getirdim, efendim!' Masasının yanında duruyordum.

Adar Bey, "Buraya gel," dedi.

Gittim. Bilgisayar ekranına bakıp, "Bu dosyanın şu isimle açılmış taslağma kaydet bunları," dedi.

"Tamam," diye yanıt verdiğimde, "Oğlene kadar bitmiş olsun," dedi. "Yoksa yemeğe falan gidemezsin, haberin olsun. Bu kesin olarak bitecek!'

Elinde zaten bu çıktısı varken beni niye böyle yoruyordu anlamıyordum gerçekten ya. Yinede, "Olur bitiririm," diye konuştum. "Öğlene kalmaz efendim," dedim.

Kapı aniden açılınca, içeri saçlarının tamamına aklar düşmüş yaşlı bir adam girdi. Fakat bir sorun oldu. Adar Bey sandalyesini geriye çekmek isterken sandalyenin yana kaykılan tekerlekleri yüzünden kucağına düştüm.

Tamda o noktaya düşmüştüm. Yutkunup dudaklarımı ıssırdım.

Üçümüz arasında tuhaf bir bakışma geçti ve sonunda, Adar Bey öfkeyle kucağında sürtük gibi duran bana baktı. Adar Bey'in bakışları dudaklarıma düştü sonra boynumda oyalandığını da fark ettim.

Sanırım o da garip olmuştu. Adar Bey, "Kalk üstümden," diye konuştu. İnci gibi beyaz dişlerini sıkmıştı.

Niye bu işten zararlı çıkacakmışım gibi hissediyordum bilmiyordum, tek bildiğim öyle olacaktı.

SEKRETERTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon