XLV - Ayna

3.2K 289 72
                                    

Sacra / SBAM - Geçmiş

Ars'ın laboratuarından gizlice kendisininkine dönen Quae yorulmuş ve soğuk sedyeye uzanmıştı. Her şeyin gri ve beyazdan ibaret olduğu ve bir deney faresi için tasarlanmış bu yerden nefret ediyordu. Fakat artık bir şekilde alışılmış geliyordu. Yorgunluğa teslim olup uykuya dalmak üzereyken laboratuarın kapısı rahatsız edici bir sesle açıldı. Gelen kişi en nefret ettiği profesörlerden biriydi. Bu adamın olduğu yerde bela eksik olmaz. Görünüşü de Quae'ye her zaman tuhaf gelmişti. Sarı saçlarının sadece sol tarafı beyazken gözleri de neredeyse saçlarıyla aynı renge sahipti.

"Yeni bir görevin var fare. Beni takip et." Tabii ki Quae'nin nefret sıralamasında profesörün birinci sırada yer almasının sebeplerinden biri de buydu. Bütün deneklere 'fare' diye hitap ediyordu.

Gittikleri oda, laboratuar değildi. Bir çeşit toplantı odası gibiydi. Uzun dikdörtgen bir masa ve sandalyelerden birinde oturan ince kız bir vardı.

Kızın gözleri Quae'nin ilgisini çekmişti. Daha önce hiç bu renkte ve böylesine derin duygulara sahip gözler görmemişti. Hayatında ilk defa utanmış ve gözlerini kaçırmıştı. Profesör görev dosyasını Quae'ye uzatıp dikdörtgen masanın başındaki en büyük sandalyeye oturdu. Quae bu adamla aynı havayı solurken böyle bir kıza zarar vermek istemiyordu. Aslında ona hiçbir şekilde zarar vermek istemiyordu. Kızın karşısındaki sandalyeye oturup dosyayı okumaya başladı. Kızı öldürmeyeceğini öğrendiği için rahatlasa da babasına ihanet etmesi gerek bir görevdi. Kızla aynı tarafta olduklarını gördüğü ve kız nulla olduğu için ona karşı anlam veremediği bir yakınlık hissediyordu.

Sesinin mümkün olduğunca kibar çıkmasına uğraşarak kendini tanıtmaya başladı.

"Adım Quae. Bir mixtayım. Gücüme genel anlamda ikna dense de aslında ona daha çok uyan ve geçerli bilimsel ismi olarak kabul edilen yeni gerçeklik yaratmadır. Senin gerçeklik sandığın şeylerle oynayacağım. Herhangi bir fiziksel acı hissetmeyeceksin."

Quae cesaretini toplayıp dosyadan kafasını kaldırdı ve kaldığı yerden kızı incelemeye devam etti. Uzun dalgalı kahverengi saçları küçük yüzünün etrafını sarıyordu. Gözleri, burnu, elleri her şeyi öyle küçüktü ki Quae kızın ondan birkaç yaş büyük olmasına anlam veremiyordu. Onu korumak istiyordu. Bu kadar gücün bir anlamı olması gerekirdi. Ars'la birlikte sürekli düşünüp hiçbir cevap bulamadıkları bir soru için Quae şunu düşünmeye başlamıştı. Acaba böyle bir güç bu kızı korumak için miydi?

"Başlıyorum. Nil'e geri döneceksin ve Nocte'deki eğitimine devam edeceksin. Burada bir görevi gerçekleştirmek için bulunduğunu ve geri dönmene izin verdiklerini söyleyeceksin. Nocte'nin gizli örgütünün üyesi olduğunu Sacra biliyor. O örgütle ilgili Sacra'ya her hafta rapor hazırlayacak-" Quae kızın ağladığını fark edince sustu. O örgüte değer veriyordu. Ad-Hoc bu kız için değerliydi. Kurucu varisi olduğu bir örgütün kız için bu kadar değerli olması Quae'yi şaşırtmıştı.

Henüz o örgütle ilgili sadece babasından bir şeyler öğrense bile karşısındaki kız onların bir üyesiydi. Quae Nil'e geri dönebilirse neler olacağını düşündü. Kendisinin ilk döneminde kız beşinci dönem olacaktı ve bir sene boyunca liderliğini yapacağı bir örgütte onunla birlikte savaşabilecekti. Quae bu güzel hayalin imkansızlığını da düşünmekten kendini alamadı.

"Devam et, fare. Görevin bitmedi."

"Hazırlayacaksın. Raporlarını Legis'in koruyucularından biri olan Scipio'ya teslim edecek-"

"Öldürün beni." Quae elindeki kağıtları masaya düşürürken duyduğu şeyin gerçekliğinden şüphe ediyordu.

"Gelecekteki kurucu varis! Ant olsun ki bir parçası olamasam da ihanet etmeyeceğim. Ömrümün sonuna kadar sarmaşığın gizliliğini koruyup nefes aldığım sürece tüm yeminlerimi yerine getireceğim." Kızın ağzından kan gelmeye başladığında Quae kızın kendi gücünü kendi üzerinde kullandığını fark etmişti.

MixtaWhere stories live. Discover now