41. Bölüm ☁ Oyun Bitti Ufaklık

18K 955 76
                                    

''Burada çalıştığım süre içinde eğer sırrımı saklarsa sana aldığım paranın yarısını veririm,'' dediğinde tek kaşını kaldırıp bana bakmıştı. Bu az bir miktar olabilirdi.

Maaşın tamamı, hatta daha fazlasını verip onu susturabilirdim ama bu onu şüphelendirirdi. Yoksa buradan alacağım para tabii ki umurumda bile değildi. Şüphelenirse irdelemek isteyeceğini biliyordum. Kayda değer bir şey yakaladığında ise direk Levent'e yetiştirecek ve fişimizi kesecekti.

''Sırrının bedeli bu kadar mı?'' dediğinde gözlerimi sıkarak ağlamaya çalıştım.

''Anlamıyorsun. Ben okuyorum. Sadece harçlığımı çıkartmak istiyorum. İlk başta temizlik işi falan sanıp kabul ettim ama meğer yemek işiymiş. Bilmiyorum diyemedim. Çünkü bu paraya çok ihtiyacım var. Ailem para gönderemiyor, hatta oldukça ben göndermeye çalışıyorum. Lütfen,'' diye fısıldadığımda bir süre yüzüme baktı. Sonra ayak bileğini hızla benden çekti.

''Üzgünüm canım,'' dediğinde daha fazlasını beklediğini biliyordum.

''Pekala. Eğer yemekleri yapmama da yardım edersen o zaman paradan sadece yüz elli lira alıp gerisini sana vereceğim. Yeter ki yardım et,'' dediğimde gülümsemesi suratında genişlemişti.

Aslında parayı hiç almasam da olurdu ama dediğim gibi şüphelenmesini istemiyordum.

''Neden yüz elli?'' dediğinde aklım bir yalan arayışı içine girmişti.

''Çünkü... okuldan iki kitap almam lazım. Alamazsam çalışamam ve bu yıl kalırım. Kalmamak için. İki kitap toplam yüz elli lira,'' dediğimde tekrar gülerek başını salladığında ben çoktan duvara tutunarak ayağa kalkabilmiştim.

''Pekala. Bundan sonra kafana takmana gerek yok. Yemekleri ben yaparım. Ama sende temizlik işleriyle ilgileneceksin. Aslında evi yeni temizledim. Yapman gereken pek bir şey yok. Sadece yukarıda ki o küçük sürtüğün nazı ve şımarıklığıyla ilgilenmek istemiyorum,'' dediğinde yalancıktan sevinmiş gibi yapıp ellerimi çırpmıştım.

''Eğer işleri kısa bir süreliğine değiştiriyorsak parayı ilk dediğim gibi yarıyarıya mı bölüşeceğiz?'' dediğimde kaşları birden çatılmıştı.

''Hayır. Hem işleri yapacaksın hem parayı vereceksin. Bu süreç içinde ben de senin sırrını saklayacak ve yemek yapacağım,'' dediğinde bu sefer ben kaşlarımı çatmıştım.

''Ama bu haksızlık,'' dediğimde alayla gülmüştü.

''Her şey benim elimde ufaklık. İstersen gidip Levent Bey'e seni şikayet edebilirim, seve seve,'' dediğinde omuzlarımı indirmiştim.

''Pekala,'' diye mırıldandığımda birden ciddileşmişti.

''Hemen sevinme. Tek bir yanlışını bile görürsem bu evden gidersin. Vereceğin para falan da umurumda olmaz. Levent Bey'e söylerim,'' dediğinde kaşlarımı kaldırmadan edememiştim.

''Nasıl bir yanlış?''

''Az önceki gibi evdeki erkeklere kuyruk sallarsan mesela,'' dediğinde dediklerini mecbur kabul etmiştim.

Anlaşılan her zaman ilgi odağı olmayı seviyordu.

Levent ve yanındaki adamlar hararetle bir şeyler konuşup duruyorlardı. Yaklaşık iki saat sonra geldikleri gibi tekrar gitmişlerdi.

''Akşam için farklı yemekler yapar mısın?'' diye mırıldandım Nazan'ın yanına otururken. Kısa bir süreliğine bana döndü.

''Sende girişteki tuvaleti fırçala,'' diye emir verip kalkarken dişlerimi sıkmamak için kendimi zor tutmuştum. Allah'tan paraya falan gerçekten ihtiyacım yoktu. Hem evdeki işleri yaptırıp hem paranın neredeyse hepsini almasına tabii ki izin vermezdim ama durum farklıydı.

Gel de Sil İzleriniWhere stories live. Discover now