4

1.2K 86 21
                                    

Jungkook

Başım ağrıdan çatlarken tartışan ikiliye baktım.

Patronum ve kardeşi hangisinin yemeğimi yapıcağını tartışıyor olması kadar saçma birşey yoktu.

" kim yoongi sen yemek yapmayı bilmiyorsun bırak ben yapim hastayı zehirlersin"

"Yaaah bir deltanın yemek yaptığı nerde görülmüş"

Kendimi koltuğa geri bırakıp öksürdüm hafifçe beni öldürmek istiyorlardı sanırım.

Ayrıca evimde ne işleri vardı bu ikisinin tanrım.

Aniden burnuma dolan tuzlu koku ile elimi ağzıma kapatıp öksürmeye başladım.

"Jung- SİKTİR"

fernomlar geldiği gibi kesilirken astım ilacını ağzıma tutan taehyunga baktım.

"Hadi güzelim derin nefes çek"

Ağzımı açıp iki kez çektim bir eli sırtımı destekliyordu yavaşça başımı yastığa bırakırken kısık gözler ile ona bakıyordum.

"Daha iyimisin"

Gözlerinde endişe vardı ama şuan umrumda değildi.

"Evimde işiniz var? "

"Senin için endişelendik jungkook hyung"

Konuşan yoongi ile iç çektim son günlerde ilgimi çekmemeye başlamıştı son gün dediğim deltanın fernom kazasından sonra 2 gün hastanede kaldığım süreçti.

Yanımda olmasına rağmen onu eskisi gibi arzulamıyordum.

Sanırım çok yorgundum.

"İyiyim yoongi evinize gidin"

Yorganımı üstüme çekerken deltanın bakışları üstümdeydi.

"Aç değilmisin jungkook birşeyler Yemen gerek"

Cevap vermek yerine gözlerimi kapatıp uyuyor gibi yapmaya karar verdim.

"Bu kadar hızlı uyuması normalmi tae-hyung? "

"Bilmiyorum yoongi sesizce çıksakmı"

Adım sesleri ile gözlerimi hafifçe araladım sanırım gitmişlerdi kapının açılıp kapanma sesi ile rahat nefes aldım.

Telefonuma uzanıp jin hyungu aradım.

"Hyuung~"

"Tanrım kookiem iyi misin sesin çok kötü bekle gelıyorum Hastamısın"

Jin hyung hiç olmayan annem gibiydi tabiki eşi namjoon hyung da abim ve babam gibiydi sanırım sadece o ikisine nazım geçerdi.

"Beklemiyordunuz dimii minak hallerini hihihi"

"5 dk geliyor hyungun bekle tamammı güzelim"

Kapanan telefon ile gülümsedim Jin hyung harika yemek yapardı.

Aniden açılan kapı ile içeri giren namjoon hyung işe gülümsedim arkasından çıkan Jin hyung etrafa bakınıp gözleri beni bulunca elindeki poşetleri yere bırakıp yanıma gelip saçlarımı okşadı.

"Kurabiyem sorun ne neden bu kadar halsizsin"

"Namjoon bişiy yap tavşanım ölüyor"

Beni kendisine çeken Jin hyung ile öksürdüm hafifçe Nefes alamıyordum rahat.

"Bebeğim tavşanın biraz nefes alsın bırakta"

Jin hyung dan kurtulup derim nefes aldım.

"Hyung iyiyim sadece fernom sorunları yaşadım deltanın fernomu bana çok ağır geldi"

Saçlarımı okşayan el ile gülümsedim.

Namjoon hyung yanıma oturup yanaklarımı okşadı.

"Küçük tavşanımlamı uğraşıyor o delta bozuntusu"

Kızar gibi çısn sesine gülümsedim hyungum çok nazikti.

Akşama fotu yemek yiyip filim izlerken telefonuma gelen msj ile elimdeki muzlu sütü bıraktım.

Bilinemeyen numara

Buketi sevdinmi güzelim.

                                      Kimsin sen

Bilinmeyen numara

Sana değer veren birisi diyelim.

                                           Görüldü

Kıpkırmızı olurken msj görüldü atıp çıktım jin hyung hemen fark edip üstüme çıkark gülerek kaçıyordum.

"Namjoon bebek tavşanımı birisi beğenmiş"

Namjoon hyung gülerken kızarıp göz devirdim birisi beni işletiyordu büyük ihtimalle.

Ama gülleri sevdiğimi nerden biliyordu.

Dudaklarımı büzüp arkaya yaslandım biraz dinlenmek istiyordum.

Sabah kahvaltı ederken çalan kapı ile jin hyung ayaklanıp kapıya baktı kısa bir konuşmadan sonra içeri elinde kocaman bir paket ile gelirken cops Sticklerim ağzımda kalmıştı.

"Jungkook bir şeymi satın almıştın güzelim"

Ayaklanırken kafamı 2 yana sallıyordum.

Kutuyu yere koyup içini açtığımda dudaklarım o şeklini almıştı.

"Bende istiyorum bende bende"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bende istiyorum bende bende"

İzlemeyi sevdiğim animedeki oyuncak tavşandı çok güzel görünüyordu bundan Kore'de yoktu.

"Anime kuroshitsuji"

Kollarımı tavşana dolarken küçük bir not kucağıma düştü.

"Küçük tavşanıma özel bir arkadaş
K.T "

Dudaklarımı bir birine bastırıp tavşanı yüzüme sürtüm yumuşacıktı.

"Bebeğimizin Hayranı var namjoon!"

"Hayır bu sadece"

Dicek kelimem yoktu gözlerim aniden büyürken yutkundum.

Nerden biliyordu....

İzlediğim animeyi Jin hyunga  bakarken oda anlamış olucakki kaşlarını kaldırmıştı.

Taehyung

Sırıtarak kaşlarını çatmış oyuncağa bakan bebeğime baktım.

Oyuncağın gözlerinde lens kameralar vardı onu her an izlemek için özel olarak yaptırtmıştım.

Birisi hakkında bu kadar takıntılı olmak benim için çok tuhaftı.

Kalbimi hızlandıran hisler ondan kurtulmak istiyordum benim zafım haline geliyordu an ve an.

Telefona tekrar dikkatimi verdim odasına koymuştu tavşanı.

Kahvemi içerken üstünü çıkartan jungkook ile kahve boğazımda kalmıştı.

Selam mental çöküş zirvede Benim siz nasılsınız

Delta benden uzak dur!  Where stories live. Discover now