4.YENİ İŞ

67 10 0
                                    


Saat 05.00'i gösteriyordu oturduğum yerden kalktım, odanın içindeki banyoya girip aynada kendime baktım uykusuz olduğum için berbat görünüyordum, hızlıca buz gibi bir suyla yüzümü yıkadım, bu kendime gelmemi sağladı, saçımı sıkı bir şekilde at kuyruğu yaptım ve banyodan çıktım. Dolabın önüne geldim ve spor kıyafetlerime baktım, siyah sırtında bir açıklık olan spor atleti, kısa bir tayt alıp giyindim. Havlumu ve telefonumu da alıp odadan çıktım. Mutfağa girip dolaptan hızlıca bir şeyler çıkardım ve kendime spor öncesi atıştırmalık hazırlamaya başladım. Yemeği bitirip bulaşıklarımı da yıkadıktan sonra saate baktım, altıya geliyordu. Mutfaktan çıkıp Ediz ve Mert'in kaldığı odaya gittim, kapısını açıp içeri girdim. Ediz'in yatağı dağınık ve boştu belli ki çoktan uyanmış, duşa girmeye gitmişti. Mert'in başına geldim gene üstü çıplaktı, omzunu dürttüm uyanmadı daha sert dürttüm gözlerini kıpıştırdı ve anlaşılmayan sesler çıkarmaya başladı
"Kalk hadi antrenman yapacağız, kalkmazsan su dökerim üstüne" dedim.
Mert ise kalkmak bir yana dursun bana arkasını döndü. Ben onu dürtüp uyandırmaya çalışırken Ediz yarı çıplak bir şekilde içeri girdi.
"Sizin kısa kollu ya da atletlerle alıp veremediğiniz ne, niye sürekli yarı çıplak dolaşıyorsunuz" dedim.
Ediz ise beni dinleyerek yanıma gelip "Sana da günaydın güzellik" diyerek omzuma bir öpücük kondurup yanımda durdu
"Ayrıca onu öyle uyandıramazsın böyle yapman gerek" dedi ve kendini bir anda Mert'in üzerine attı. Mert acı dolu bir inleme sesi çıkararak "OHA! Minel bu kadar ağır olman mümkün değil bu kesin ayı Ediz" dedi boğuk bir sesle ama kafasını yastığa daha fazla gömdü. Ediz bana dönerek "Bunun kalkacağı falan yok atla üstüme altta kalanın canı çıksın yapıcaz" dedi. 'Sen kaşındın Mert' diyerek bende Ediz'in sırtına oturur vaziyette zıpladım. Mert bu sefer daha yüksek bir sesle "YUH KALKIN LAN ÜSTÜMDEN AYI YORGİLER, BİRLİK OLUP BENİ DÜMDÜZ ETMEYE Mİ ÇALIŞIYORSUNUZ?" diye bağırdı.
Bense "Kalk yoksa Zümra'yı da getiririz üstüne" dedim ciddi bir ses tonuyla.
"Lan Ediz umarım duş almışsındır da bu su damlaları saçından dökülüyordur, aksi halde ayıların salya akıttığını öğrenmiş oluruz ve o salyaları sana yalatırım. Ayrıca kalkın lan ruhumu teslim etmek üzereyim burada" dedi zorla çıkan sesiyle.
Üstünden kalktım, Ediz de Mert'in kafasına bir tane vurarak kalktı. Mert yatakta oturur pozisyona geçti ve gözlerini ovuşturdu "Ulan daha kargalar bile bokunu yapmamıştır sizdeki bu erken kalkma aşkı ne ya bir salın beni kardeşim" dedi ve yatmaya kalkıştı o yatamadan hemen yatağın başına kendimi attım ve onu sert bir şekilde ittim, Ediz de aynı anda koluna yapışıp çekince yataktan yuvarlanıverdi. Ediz ile ben kahkaha atmaya başladık. Mert ise "Allah'ım bunlar benim hangi büyük günahımın bedeli acaba ya bu kadar büyük ne günah işlemiş olabil..." Kahkaha attı "hatırladım, hatırladım " dedi ve ayağa kalkıp yatakta oturan bana baktı ve bir anda üstüme atladı. Ben neye uğradığımı anlamadan Mert'i üstümde buldum "Ya ezilmek nasıl oluyormuş Minel hanım" dedi gülerek. "Kalk lan üstümden hayvan ben sana böyle mi yaptım Ediz al şunu üstümden" dedim Merte vurmalarımın arasında. Ediz Merti tek eliyle üstümden çekti ve dolaba doğru itti:
"On dakikan var aslan parçası, on dakika içinde hazır oldun oldun yoksa seni üst kata sürükleyerek çıkarırım ve asla şaka yapmıyorum"dedi Mert arkamızdan söylenirken, Ediz ile ben odadan çıktık ve banyoya doğru gittik.
Ben lavabonun kenarında bulunan boş yere oturdum ve Ediz'i izlemeye başladım, Ediz kurutma makinesini aldı ve aynaya bakarak saçını kurutmaya başladı.

"Beni öyle izlersen yapamam" dedi, bense onu dinlemeyerek izlemeye devam ettim. Kafamı çevirmediğimi görünce kurutma makinesinin sıcak havasını yüzüme tuttu. Olduğum yerden sıçrayarak indim ve kurutma makinesini Ediz'in elinden aldım.
"Madem sen yapamıyorsun ben yaparım, lavabonun ucuna otur ki boyumuz eşitlensin" dedim. Dediğimi yaptı, ona yaklaştım kurutma makinesini çalıştırıp saçına tuttum diğer elimle de saçlarını karıştırarak iyice kurumasını sağlamaya çalıştım.
Ben bunu yapmaya dalmışken bir an gözüm onun yüzüne kaydı ve Ediz'in yüzümü incelediğini fark ettim.
"Niye öyle bakıyorsun yüzümde bir şey mi var?" dedim.

Ediz bir anda sanki yakalanmış gibi aniden ayağa kalkınca gerilemek zorunda kaldım. Fön makinesi yere düştü geri geri giderken ayağım fön makinesine takılınca dengemi kaybedip geriye doğru düşmek üzereyken Ediz beni belimden yakaladı ve kendine doğru hızla çekti, bedenim bu ani çekiş sonucu onun çıplak bedenine sert bir şekilde çarptı.
Yüzümüz arısında çok az bir mesafe vardı ikimizde birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Ediz'in gözleri kısa bir an dudaklarıma kaydı ve sanki kendini durdurmaya çalışıyormuş gibi gözlerini yumdu ve derin bir nefes aldı, bense Ediz'in yüzüne bakmaya devam ediyordum, bir süre böyle kaldık. Ne ben geri çekildim ne de o beni bıraktı.

KÜLLERİNDEN DOĞAN KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin