15. Bölüm

14.7K 929 168
                                    

Dilim tutulmuştu adeta, konuşmak eylemi bir anlığına o kadar zor ve imkansız gelmişti ki ne desem nasıl anlatsam boştu. Vücudumda garip titremeler vardı. Baştan aşağı heyecan dolmuştum. Dizlerim gözle görülür biçimde sarsılıyor, bacaklarım bir yere oturmam için yalvarıyordu adeta.

Ama gözlerim tüm uzuvlarıma inat bakışlarını ondan çekmiyordu. Akgün'den. Başsavcı'mdan.

Ah, peki onun benimle sorunu neydi? O da gözlerini benden çekmemeye ant içmiş gibi bakıyordu. Sanırım bu aşamada benim birkaç şey söyleyerek onu evime davet etmem gerekiyordu. Değil mi?

"Şey... Hoşgeldin." Kısa bir an cevapsız kalsa da fazla uzun sürmedi. Benim aksine o çoktan toparlanmış ve soğukkanlı bir hale bürünmüştü. Sonuçta beni ilk görüşü değildi.

"Hoşbuldum." Günler sonra sesini ikinci defa duymak bile çok iyi gelmişti.

"İçeri geçsene." Yana doğru kayarak ona geçmesi için yer verdim. O da fazla beklemeden ayakkabılarını çıkararak içeri girdi.

Hem o hem ben ne yapacağımızı şaşırmış gibiydik. Ben kapıyı kapatmış öylece ona bakarken o da benden farksız değildi. Bu gergin ortam bana kötü hissettiriyordu. Az sonra yapacağım şey için tüm değerli vücut parçalarımdan özür diliyorum.
Sevgiler.

"Akgün?"

"Efendim Alçin?" Çok naif ve yumuşak bir tonda söylemişti bunu.

"Sana sarılabilir miyim?"

Yüzünde hüküm süren gerginlik sorumu duyduğu anda bariz bir rahatlama eşliğinde kaybolmuş ve yerini mutlu ayrıca oldukça sevecen bir ifadeye bırakmıştı.

Ondan bir cevap beklerken, başsavcı konuşmak yerine gülerek kollarını açmıştı. Bu evet oluyordu sanırım değil mi? Değilse bile olsundu.

Vakit kaybetmeden aramızdaki bir iki metrelik mesafeyi kapattım ve boynuna sardım kollarımı. O da aynı aceleyle ellerini belime sarmıştı.

Boyu bana kıyasla o kadar uzundu ki parmak uçlarıma yükselmeme rağmen bana yardımcı olmak için eğiliyordu. Ve bu ikimizi de zorluyordu. Can sıkıcı.

"Alçin"

"Hm"

"Kusura bakma lütfen"

"Nede-" Birden havalanmam ile sözüm yarıda kalmış bununla beraber ufak çığlığım eve dağılmıştı. Akgün beni kucağına almıştı!

Bacaklarımı beline hızla dolamıştım ve kesinlikle sadece destek alma amacıyla kaslı kollarına daha sıkı tutunmuştum(!) Maşallah kasları da erik gibiydi, kütür kütür.

Yüzü de öyleydi keza. Belki de bana öyle geliyordu ama cidden birçok erkeği hatta kadını bile kıskandıracak tipte bir yakışıklılığı vardı.

Yani koy muayenehaneye, örnek diye sana bakarak estetik yapsınlar be başsavcım. 

Abart.

Pki. Tm. Ok.

"Akgün, ne yapıyorsun?" Sesim kızgın değil aksine gayet memnun çıkmıştı soruma zıt olacak şekilde.

"Alçin alınma ama çok kısasın. Belim ağrıdı."

"Yapacak bir şey yok. Katlanacaksın bana."

BAŞSAVCI || Yarı Texting Where stories live. Discover now