11. BÖLÜM Oyun Başladı Bile...

18 0 0
                                    


Artık sınavların başladığı haftaydı. İnci ve Sibel durmadan ders çalışıyorlardı. Aslında İnci sınav zamanında bu kadar ders çalışmıyordu ama sırf Göksu uyandığında kaşlarını çatarak:

-İnci neden ders çalışmadın? Hani benim notların? Biz seninle böyle mi anlaştık?" demesin diye çalışıyordu. Bu düşünceyle çalışıyordu ve aklında daha çok bilgi tutuyordu. Böylece Göksu'ya bilmediği her şeyi açıklayabilecekti. İnci, Göksu'ya ait olan defterini de yanından ayırmıyordu. Ona her gün ne yaşadıysa tek tek yazıyordu.

Bir gün İnci bahçede defteriyle gezinirken Flower ve Diamond uzun süredir uğramadıkları okula uğramak için geldiler. Bu Mutluluk Perileri kendi aralarında konuşarak kanatlarını çırparken hiçbir öğrenci onları göremiyordu. Diamond:

-Bu okula uzun süredir gelmedik Flower. Artık ziyaret etmemizin zamanı gelmişti.

-Haklısın Diamond. Hadi vitrine bakalım. Defterimiz hala yerinde mi diye bakalım, diyerek sevinçle kırtasiyenin önüne kadar uçtular. İkisi de vitrine baktı ama bir türlü Sunshine ismini koydukları güneş kadar parlak olan defteri göremediler. Flower heyecanla:

-Defteri kesin bir öğrenci aldı, Diamond.

-Evet ama en son baktığımızda bütün öğrencileri mutlu bırakmıştık. Demek ki içlerinden biri mutsuz oldu, dedi hayal kırıklığına uğradığını belli eden sesiyle. Biraz daha uçtuklarında bahçenin bir köşesinde kucağında defteriyle oturan İnci'yi gördü Flower.

-Diamond bak! Defter bir öğrencinin kucağında, dedi diğer periye İnci'yi göstererek.

Diamond, İnci'nin mutsuzluğunu hissederek:

-Sence neden bu kadar üzgün?"

-Bilmiyorum ama defter onda olduğuna göre kesin neden üzgün olduğunu da yazmıştır."

-Hadi gidip bakalım Diamond, dedi Flower. İki peride İnci'nin kucağındaki deftere doğru uçarak kendilerini yazı dolu yapraklarda buldular.

İnci perilerin defterin içerisine girdiklerini fark etmemişti bile. Sadece gün ışığının defterine yansıdığını düşündü. Diamond ve Flower sayfanın satırlarında gezinmeye başlamıştı. İnci'nin satırlarını okudukça iki peri de çok üzüldü. İnci'nin kalbindeki tüm üzüntüyü onlar da hissetti. Diamond:

-Ne yapacağız Flower?" diye sordu.

-İnci çok üzgün olmalı."

-Neden hiç etrafında arkadaşı yok?"

-Sanırım tek arkadaşı Göksu'ymuş."

İki peri de defterin kapağında oturmuş İnci'yi izleyerek onun mutlu olması için neler yapabileceklerini düşündüler.

-Biraz daha bekleyelim Flower. İnci deftere yaşadığı günleri yazacak. O zaman neler yapacağımıza karar veririz."

-Evet ama unuttuğun bir şey var."

-Nedir o?"

-Rüyalar."

-Doğru, dedi Flower. Yerinde sevinçle sıçrayarak:

-Deftere en çok kimi yazarsa onu rüyasına girecekti. Nasıl unuttum!"

-Eveet! Çok yakın zamanda Göksu ve İnci rüyalarında bulaşacaklar."

-Biz de o zamana kadar bekleyelim, çünkü mutluluk pulları er ya da geç mutsuz çocuklara uğrar. Bu dünyada kalbi kırık çocuk var ama mutsuz çocuk yoktur"

-Tamam, dedi Diamond. Sonra ikisi başka okullardaki çocukların mutlu olup olmadıklarını kontrol etmek için uçtular.

İnci kucağındaki deftere baktı. Ne yazacağını düşündü. O sırada Sibel geldi:

Arkadaşımın RüyasıWhere stories live. Discover now