PİKNİK

357 55 356
                                    

İlk kurgum olacağı için hatalarım olabilir, her eleştiriye açığım olumlu veya olumsuz, kendimi sizin eleştirilerinize göre geliştireceğim.

Umarım kurgumu seversiniz. Bir aksilik çıkmazsa kitabı tamamlayacağım.

Meryem.

Sevgilerle kalın Yıldız Tanelerim

🤍🖤

KEYİFLİ OKUMALAR

Gözüme vuran güneş ışığı, bir dakika Ne! Güneş mi? Yatağımda kollarımın üstünde dikilip kafamı kaldırıp pencereye baktım. Ben gece perdeyi kapatıp yatmıştım ama... Kafamı geri atıp oflayarak tekrar yatağa uzandım. Annemin uyandırma taktikleri bitmek bilmiyor. Anlaşılan gene odama girip perdeyi açmış, en nefret ettiğim şey. Geri uyuyamayacağıma göre yataktan yuvarlanıp kendimi yere attım.

"Neden, neden, neden!.. Uykumdan ve benden ne istedin anne? Ne iste... aaaa piknik! Teşekkür ederim anne, teşekkür ederim."

Söylenmeyi bırakıp yerden kalktım ve banyoya yol aldım. Girip elimi yüzümü yıkayıp , işlerimi halledip çıktım. Bugün pazar, okulumun açılmasına bir hafta var. Resmen üniversite öğrencisiyim. Aileden ayrı eve çıkmak, arkadaşlar, belki ev arkadaşı bile olabilir. Lise hayatımın pek de iç açıcı geçtiğini söyleyemeyeceğim. Arkadaş ortamım yoktu, onların hep dalga geçtikleri eğlence kaynaklarıydım. Canı sıkılan gelip bulaşır, dalga geçer , güler gider. Aşağılık komplekslerini böyle tatmin ediyorlar işte, elden ne gelir ? Ben bunu takıyor muyum? Hayır, kendi kendime gayet de iyi idare ediyorum. Sizde beni görseniz beyaz saçlarımla dalga geçer misiniz? Hayır, hayır albino hastası değilim. Benim sadece saçlarım beyaz ve bu dalga konusu ne komik. Okulda dalga konusu olmak nedir bilir misiniz? Beni anlaya bilir misiniz? Neyse gülüp geçiyorum geride kaldı o günler. Yeni sulara yelken açma vakti.

Bugün çok güzel bir gün. Annem, babam, kardeşim ve ben pikniğe gidiyoruz. Neden mi bu kadar mutluyum? Mutlu olacağım tabi ki, uzun zamandır ailemle aktivite yapamıyoruz. Okul tatil ama büyükler işe gitmeli, bize ayıracakları vakitleri yok ve biz tatile başka bir yere bile gidemedik, kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı. Üniversite öğrencisi oldum ve koca tatilimi evde geçirdim. Daha sıkı dersler, daha çok çalışmak, bunlara girmeden bir kafa dağıtsaydım iyi olurdu en azından. Gideceğim üniversite Dünya'nın en iyi üçüncü üniversitesi. Evet, evet Stanford Üniversitesi'ni kazandım. Kendimi övmeliyim ki zeki biriyimdir.

Şimdi daha fazla oyalanmadan yatağımı toplayıp, hazırlanana kadar pencereyi açayım ki oda havalansın. Pencereyi açıp giysi dolabımın önüne dikildim. Şimdi, ormana pikniğe gideceğimiz için rahat bir şeyler giysem daha iyi olur. Dolabın kapağını açıp içinden siyah krop, beyaz gömlek, açık mavi kot pantolon ve altına da beyaz spor ayakkabı da giyersem hazırım. Saçımı da yandan örüp şapka takınca, tamamdır bu iş. Odadan çıkmadan pencereyi kapatıp son bir göz gezdirdim odamda, her yer topluydu, telefonumu da alarak kapıyı kapatıp merdivenlerden aşağı inmeye başladım.

Mutfaktan annem ve Amaris'in sesi geliyordu.

"Anne, hadi artık ne kadar bekleyeceğiz? Hem sen, ablamı uyandırdın mı?"

"Uyandırmadım perdeyi açtım, güneş doğalı çok oldu. Saat kaç oldu uyanmıştır birazdan iner."

"Tamam. Babam nerde kaldı? Bir an önce gelse de gitsek artık. Geç kalıyoruz."

"Birazdan gelir Amaris, az sabırlı ol. Sen her şeyi kontrol ettin mi? Bir eksik yok değil mi ?"

"Eksik yok anne merak etme, her şey tamam."

Daha fazla merdivenlerde dikilmeyip mutfağa geçtim bende.

"Ooo Astra hanım uyandınız mı? Sonunda."

Son Varis: Uyanış Where stories live. Discover now