#11

10.1K 395 163
                                    

Kahvaltı dan sonra Kenan bana eşofman altı vermişti, bol gelsene başka çarem olmadığı için giydim. Odada yatağın üstünde otururken bir yandan da kurta kızıyordum. Başıma bir şey gelirse kurdun beni koruyacağını düşünüyordum ama Zaman geçtikçe bu inancım tükeniyordu. ne zaman arasam ortadan kayboluyordu.

Çıkış kapısının orada Kenan'ı bekliyordum, ayakkabım olmadığı için ve Kenan'ın da bana uygun ayakkabısı olmadığı için ısrarları sonucu yolda giderken ayakkabı alacaktı. Çok utanıyordum ama yine ve yine başka çarem olmadığı için bir süre gururumu bir kenara bırakmalıydım.

Kenan en sonunda yanıma geldiğinde üstüme uyumlu lacivert gömlek giymişti. altında da siyah pantolon vardı Ve yine lacivert bir ceketle oldukça şık görünüyordu.

Gri porsche'si ile gideceğimiz Yeri tarif ettim. orayı bildiğini söyledi Ama önceden gittiğinde beğenmediği için tekrar gitmemiş dediğine göre. Ve orada çalışmamı da hoş bulmadığını söyledi.

Dediği gibi yolda pahalı bir ayakkabıcıda durup oldukça pahalı bir beyaz bir de siyah ayakkabı aldık. Bir tane yeteceğini söylesem de lazım olacağını söyleyip Diğerini de aldı, Hatta durdurmasam daha fazla alıyordu. Utancımdan yerin dibine giricektim.

Kenan'ın bana neden bu kadar iyi davrandığını anlamasam da ona minnettardım. Bar'ın önünde durduğumuzda getirdiği için teşekkür etmiştim ama beni burada bekleyeceğini söylemişti. gerek yok desem de buranın Güvenilir bir yer olmadığını söyleyip ısrar etmişti.

Içeri girer girmez Gözlerim yağmuru aradı ama erken saatler olduğu için olmaması normaldi Peki ya patron da yoksa? Umarım buradadır Çünkü akşama kadar burada ne yapacağımı bilmiyorum.

Garson çocuklardan birini durdurup patronu sordum. kendi odasında olduğunu söyleyip gitti. odasının neresi olduğunu soracaktım ama aceleyle yanımdan ayrıldı. Tamam kötü gözüktüğümü biliyordum ama bu kadarı da hakaretti resmen.

Bar tarafına baktığımda Mete'yi görmenin sevincini anlatamazdım. hemen koşarak yanına gittim

"Selamm ben geldimm"

Mete ilk önce yüzüme bakıp hiçbir tepki vermedi. sonra ise sanki tanımıyormuş gibi arkasını döndü ve bardakları silmeye devam etti.

"Mete bir sorun mu var? Gece ben, hatırlamadın mi?"

Ne kadar seslensem de arkasını dönüp bakmadı.

"En azından bana Kaplan beyin odasının nerede olduğunu söyleyebilirsin değil mi?"

Bir sorun vardı kesinlikle. Ya da hayatım boyunca tanıdığım insanlar gibi durduk yere benden soğumuştu. Evet hep böyleydi zaten sevilmezdim, insanlar bana durduk yere böyle yapardı. O yüzden çok fazla üstünde durmadım.

Mete yüzüme bile bakmadan konuşmaya başladı.

"üst katta, en soldaki oda, siyah kapılı."

Önceden olsa ağlardım ama sanırım çoğu şeye bağışıklık kazanıyordum. insanların beni sevmemesi artık o kadar batmıyordu, alışmıştım belki de Kenan bana bu kadar iyi davrandığı için ona kıyamıyordum. Hayatımda bana iyi davranan bir insan, ne kadar komik.

Tarif ettiği kapının önüne geldiğimde birkaç kez tıklatıp içeriden gel komutunu bekledim. Kapı kendiliğinden açılınca korumalardan birinin kapıyı açtığını gördüm. Kaplan Bey ise Masadaki kağıtlara bakıyordu.

Üstündeki siyah Gömleğinin birkaç düğmesi açıktı. saçları Onu ilk gördüğüm günden beri yani her zamanki gibi özenle geriye doğru yatırılmıştı, siyah saçları çok sağlıklı duruyordu. esmer teni ise pürüzsüzdü, Elmas gibi parlayan mavi gözlerini bana doğru dikti, bir süre sadece bakıştık. Ben onun eşsiz güzellikteki gözlerine bakarken, o bana bakarken ne düşünüyordu acaba?

KURT'UN ESİRİ +18Where stories live. Discover now