2. "Karar"

13.6K 452 25
                                    

"Bunu bende biliyorum ama nasıl?"

"Evlenerek!"

"Bedriye annem ben kiminle evlenirim Allah aşkına açık konuş lütfen! Selim ağa ile evlenmek istemiyorum diye bir başka adamın koynuna mı gireyim sen bunu mu söylüyorsün?" genç kız biraz sinirlenmişti doğrusu. Ses tonu ve o masmavi bakışları bunu açıkça ifşa ediyordu.

Bedriye Hanım istifini bozmadan devam etti, "Kızım ben birini tanırım. Muzaffer ağaya can borcu vardır. Zamanında babana şeref sözü verdi. Ne olursa olsun yardım edeceğine yemin etti. Ona git derim ben."

"Yok artık Bedriye anne!" Hatice şaşırmıştı hem de çok. Sütannesinin kimden bahsettiğini bile bilmiyordu üstelik "Tanımam etmem ben o adamı! Şimdi gidip o adama benimle evlen mi diyeyim Allah aşkına?"

"Kızım adamın babana can borcu var derim! Şeref sözü verdi! Sana elbet yardım eder!" Bedriye Hanım emindi o adamın bu güzel kızına yardım edeceğine "Karadenizli köklü bir aileden geliyor kendisi. Bilirsin onları, kanları deli akar ama has adamlardır! Sözünün eridirler. Başı sıkışmış, dara düşmüş bir kadını asla kapılarından geri çevirmezler!"

"Ama... Bu... Biraz kulağa tehlikelide geliyor..." Hatice ne diyeceğini ne düşüneceğini bilemiyordu. Tekrar konuşacaktı sütannesi tekrar konuştu.

"Hem ben sana adamın koynuna gir demedim ki güzel kızım! Adama gider derdimizi anlatırız. Selim ağadan kurtulabilmek için evlenirsiniz. Sonra da o zalim senden umudu kesince gizlice boşanır Hakan geldiğinde onunla evlenirsin!"

"Ne kadar da kolay söylüyorsun böyle..." Hatice hayıflanarak söylemişti. Dalgınca gökyüzüne yüzüne baktı. Tek bir bulut bile yoktu mavi gökyüzünde. "Hem adam kabul eder mi onu bile bilmiyoruz... Ya boşanmak istemezse! Sen söyledin köklü bir aileden diye. Selim ağaya kafa tutacak birisi ise muhtemelen varlıklı bir ailenin oğlu. Ya onunla evlenirsem boşanma olmayacak diye koşul koşarsa... Hem..." durdu birkaç saniye. Her ne kadar bunu söylemek istemese de hüzünle sütannesine bakarak devam etti. "Hem bir ihtimal, ya o adamda sonradan bana sahip olmak isterse..."

Bedriye Hanım iç çekti "Sana elbet o da sahip olmak ister" dedi. Yalan söyleyemezdi. Bu kızın dillere destan güzelliği her erkeğin gözünü kör ederdi "Ama o Karadenizli sözünün eridir. Şeref sözünü hiçe saymaz bence! Senin sevdanla yansa dahi seni sonunda bırakacaktır yavrum!"

Hatice kırık bir tebessüm gönderdi sütannesine "O kadar eminsin yani sütanne?" dedi muzipçe "Sen tanıyorsun galiba bu adamı? Böyle kefil olduğuna göre!"

Bedriye Hanım yavaşça başını salladı "Beş sene önce o adam buraya arazi bakmaya geldi. Düşmanları hayli çok. Varlıklı bir ailenin tek oğlu sonuçta. Buna kumpas kurmuşlar. O gün baban satılığa çıkarmış olduğu arazilerde gezdiriyordu o genç adamı. Biri uzaktan silahla ateş edeceği vakit baban önce fark etti. O adamı kurtardı ama kurşun onun omzuna isabet etmişti. Hatırlıyor musun hani sen küçükken bir gün baban bir aylığına yurt dışına gitti demiştik."

"Evet hatırlıyorum... Babam koskoca bir ay sırra kadem basmıştı. Çok korkmuştum o gelene kader... Sanki bu koca dünya da ıssız bir yerde tek başıma kalmıştım."

"Hah işte o zaman aslında komaya girmişti. İki hafta yoğun bakımdan çıkamadı. Bu yüzden o genç adam babana söz vermişti. Gelecekte her ne olursa olsun borcunu ödeyeceğini sadece söylemesi yeter demişti. O bir ay boyunca hastaneye her gün gelip gider olmuştu neredeyse! Etrafında kaç düzüne adam vardı bir görsen! Ortalığı yangın yerine çevirmişti! En iyi doktorları getirtmişti İstanbul'dan. Silahı ateş eden adam da... Öğrendiğimize göre hapishane de intihar etmişti... Artık ne hikmetse!"

Bir tek seni sevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin