43. bölüm

327 12 0
                                    

Yanlız mı kaldım yoksa hayat şartları mı bunu gerektiriyor? Hayattan birinin gidişi zordur, ama gidenemi zor yoksa arkasında bıraktığı aile, eş, dost, kardeşmi zor?

İstanbul
Acıların dostu, aldatılmışların hikayesi.

Yaşadığın şehir sana bazen mutluluk'ta verir, kederde verir.
Ne zaman ne olacağını bilemeyiz. Hayatı o an dibine kadar yaşamalıyız, bize bir yaşam sunuldu o yaşamı başkalarının emirleriyle değil kendi emirlerimizle belirlemeliyiz...

İstanbul'a ilk ayak basar basmaz hemen İpeğin yanına gittim, yeğenim Berna'yı çok özlemiştim. İpekte beni çok merak etmişti olanlardan haberi olmuştu. Telefonda konuşurken ağzına gelini söylüyordu, ağzı bozuk biri olduğunu biliyordum alışmıştım onun ağır küfürlerine.

Kapıyı çalıp bekledim. Kapıyı İpek açmıştı uzun Pembe bir elbise giymişti saçlarını bağlamıştı elinde biberon vardı tam bir anne gibi gözüküyordu, beni gördüğüne şaşırmıştı gece saatlerinde geleceğimi zannediyordu. Hemen bana sarılıp "lan seni çok özledim!" "Bende seni çok özledim!" Dememle yüzüme baktı "ay çok özlemdim ben seni, hem benimleydin, sana çok alışığım ben gitme bir daha eşek" dedi gülmeye başladım annelikten dolayı duygusalık hormonu atmış olmalıyıdı, gerçi öyle bir hormonmu var acaba.

Tekrardan sarıldı arkadan gelen Yonca teyzeyi gördüm, beni gördüğünde şaşırmıştı ona beklemiyordu şimdi. "Tamam İpek dur, duygusala bağlama, sen böyle değilsin!" Dedim boynuma sıkıca sarılmıştı deli kız. Benden uzaklaşıp gözünden akan yaşı küçük yaşı sildi, yonca teyzeme bakıp, sarıldım "hoş geldin benim güzel kızım!" Dedi o kadar içten demiştiki ona o an sıkıca sarıldım, bana sevginin en güzelini yaşatan hep yanımda olan Yonca teyzemdi o benim. "Canım duduşum benim!" Dedim.

Benden ayrılıp bana baktı "sen kilo vermişsin gibi he!" Dedi bana kızar gibi yaparak "yok Yonca teyzem zaten 1 hafta bile sürmedi gidip gelmem!" Desemde beni dinlemeyecekti. "Olsun kuzum benim hadi gel ben sana güzel bir erişte çorbası yapayım gerçi ben fırına börek atmıştım oda birazdan olur. Hazar oğlum sende gelsene!" Dedi Hazar'a bakarak yonca teyze arkamı dönüp ona baktım, kafamla gel emrini verince yanımıza adımladı.

İpek etrafa bakınıp "benim kocam nerde yine hangi işle ilgileniyor. Bir gelip kızıyla ilgilenmez!" Dedi duygusallığı öfkeye dönerek. Hamilelikten sonrada duygusallık değişimi kalıyormu? Yoksa beli bir süreden sonra gidiyormu.?

Kafamdan bu soruları atıp, içeriye girmiştik, Solana ilerlediğimizde Berna bebeğin kendi halinde elleriyle oynadığını gördük ona doğru ilerleyip baktım. Koltuğun üzerinde altında battaniyesi seriliydi kafasında pembe çilekli şapkası vardı, çok tatlı gözüküyordu "Berna, teyzecim bak ben geldim, seni çok özledim ben!" Dedim hafifçe yanaklarına dokunarak. Çok küçük, ve masumdu kaderinin onun gibi güzel ve masum olmasını istiyordum.

Hazar'a baktığımda ben ve Berna bebeğe bakıp güldüğünü gördüm, yüzü yüzümü gelince sırıtıp bana yaklaştı sadece benim duyacağım şekilde "ben istiyorum bebek!" Dedi. Onun oturduğu koltuğa oturdum tam Hazar'ın yanına. "Nikah kıyarsan sana bir bebek veririm!" Dememle yutkundu ayağa kalkıp bahçeye ilerledi onu izliyordum. Cebindeki telefonu çıkartıp kulağına dayadı sakince konuşmaya başladı, ama ne konuşuyor kiminle konuşuyordu merak ediyordum. Elinde tabakla salona gelen İpeğe baktım "Yonca teyze erişte çorbasını yapmaya başladı, bende sana yeni fırından çıkmış olan börekten getirdim" dedi tabaktan bir dilim böreği alıp yedi, tabağıda bana uzattı. "Yok ya sen yeseydin canım" dedim tabaktaki böreği yimeye başlayarak. "Yok yok ben sadece bir dilim aldım, gözün kaldıysa al!" Dedi "yok kalmadı sen ye" dedim göz devirerek. Kafamı çevirip Hazar'a baktım bize doğru geliyordu. 

Yanıma oturup "tamam yarın nikâhımız var" dedi ağzıma atmış olduğum böreğin etkisiyle ve Hazar'ın bir anda öksürmeye başladım, diğer taraftan da İpek "ne!" Dedi bu kadar erken olacağını ikimizde tahmin etmiyordum "şu ver kıza su!" Dedi ipek yanda bulunan bardak ve suyu alarak bardağa suyu döktü. Suyu hemen alıp içmeye başladım.

Hazar'a bakıp "ciddisin sen?" Dedim "evet ciddiyim" demesiyle İpeğe baktım. "Tamam, düğün istemiyorum sadece nikah, kimsede gelmesin" dedim, istemiyordum sadece nikâh olsun, sade bir nikâh. "Ama Zümrüt, güzel bir düğün olsa" dedi İpek bana bakarak "hayır İpek nikâh olsun sadece düğün istemiyorum, lütfen" dedim Hazar'a baktım "sen nasıl istersen güzelim benim" dedi elimi tutarak, gülümsedim sadece önüme dönüp derin bir nefes aldım.

Berna bebek uyumuştu bile, İpek Berne bebeği odasına götürüp yatağına yatırdı.

"Yarın nikah için beyaz bir şey giyersem çok sevinirim güzelim" Hazar'a baktım gülümsedim, sakince kafamı salladım.

"Tamam giyerim" bana bakıp gülümsedi anlımdan öpüp geri çekildi.

"Bizde gidelim artık işlerimizvar şirkette" Hazar'a baktım, ipek merdivenlerden geliyordu.

"Tamam gidelim Zümrüt'üm" ayağa kalktım, İpek bize bakıyordu.

"Hayrola nereye" ona baktım. Dudağımı ıslatıp.

"Biz eve gidelim bugün çok yorulduk dinlenelim biraz" kafasını salladı İpek bize bakarak.

"Tamam tamam, siz gidin iyice dinlenin" gülümseyip İpeğe sarıldım.

Evden çıkıp arabaya bindik sürücü koltuğunda Hazar vardı, bana baktığını hissettim anladığım an ona çevirdim kafamı.

"Bir şey mi var yüzünde?" Dedim imalı bir sesle.

"Bir şey yokta bir şey eksik gibi" kaşlarımı çattım, düşür bir şekilde etrafa göz gezdirdim.

"Ne eksik Hazar?" Gülümsedi.

"Hamile olsan yüzün çok güzel olurdu, yani her halinle güzelsin ama hamileyken daha tatlı olursun" dedi sadece gülümsedim, kafamı sallayıp önüme döndüm.

"Gidelim mi?" Kafasını salladığını hissettim.

"Gidelim bakalım" üzerime gelmek istemiyordu. Bunu biliyordum. Ama korkuyordum hayatıma bir bebek almak, onu hayatının içine almak öyle kolay değil.

Yol boyunca sadece bu bebek konusunu düşündüm, ne olucaktı şimdi Hazar çok istiyor, ama ben ilk bebeğimi sevemeden bilemeden öldü, hayatımdan çıktı, ve şimdi bebek yapmak. İstemiyordum.

Eve varmıştık ben duş alıp yatağa girdim, Hazar kapıyı açıp odaya girdi. Gözlerimi kapatmıştım. Yatağa girdiğini hissettim, belimden tutup kendine çekti iki eliyle beni sarmıştı. Gözlerim hala kapalıydı. Uyanmak istemiyorum.

"Seni çok ama çok seviyorum Zümrüt'üm" evet beni seviyor hemde çok, bende seni çok ama çok seviyorum Hazar'ım.

Gözlerim kapandı, onun kokusu kolları, beni rahatlatan yerdeyim Hazar'ın kolları arasında.

__

Yeni bölüm gelecek.

Mafya bey (18+) (Yeniden Yazılıyor)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα