3- Lale

12 2 3
                                    

Kıyıya çıktığımızda öksürmekten kendime gelemedim. "Kızım sen deli misin? Bu soğuk havada intihar mı edilir donarsın." Dedi karşımda soluklanan kişi.

"İntihar mı? Ne saçmalıyorsun sen. Ben sadece yüzüyordum. Ayrıca intihar etmenin mevsimi mi olur?"

"Yazın intihar et hem donmazsın suda ama kışın olmaz ya boğulmadan önce donarak ölürsün zaten." Diyip kafasını sağa sola salladı

"Sen gerçekten delisin neyse yine de teşekkürler." Dedim yüzüne bakarak. Elini uzattı "Ulaş ben." Dedi. Ben de elimi uzatıp "İnci" dedim. Gözleri üstümdeki hırkaya kaydı.

"Bu okulda mı okuyorsun bende 3 gün sonra oraya kaydolacağım ne tesadüf." Dedi heyecanla. Cebinden telefonunu çıkarıp bana uzattı. "Numaranı alabilir miyim acaba o okulda belki bana yardım edersin." Dedi numaramı yazıp çaldırdım.

Kendi telefonumdanda kaydedip eşyalarımın olduğu iskeleye çıktım. Çıkardığım eşyalarımı geri giyip ona baktım. "Görüşürüz. Ben intihar etmediğim halde beni kurtardığın için teşekkürler çakma hero." Dedim.

Bu söylediğime güldü ve görüşürüz dedi. Gidecekken tekrar ona döndüm. "Okula geldiğin gün bana ulaş ırsın." Dedim ve yürümeye devam ettim. Arkamdan bağırıyordu. "Üfffff bu çok iğrençti umarım bir daha olmaz." gülüp yoluma devam ettim.

Hafta sonu olduğu için babamla vakit geçirecektim. Hafta sonlarımı güzel kılan da buydu zaten. Babam, ben ve akvaryum.

Babamla küçüklüğümden beri akvaryuma gelirdik ama sadece balıklara bakmak için değil. Orada dalış yapar balıklarla beraber yüzerdik.

''Vay be umarın bugün fazla kişi vardır.'' dedim sevinerek. Ben önden giderken babamın arkada kaldığını gördüm ve onun yanına gittik. Koluna gidip yüzüne baktım. Suratı solgun görünüyordu.

''İyi misin?'' dedim babama bakarak. ''Evet, iyiyim hadi biran önce gidip giyinelim.'' dedi hızlıca yürümeye çalışarak.

Onu durdurup elimi alnına koydum. ''Baba sen yanıyorsun. Ve bu halde soğuk suya mı gireceksin. Hayatta izin vermem. Hem neden gelmek istedin bu kadar. Hastayım deseydinya sanki kolundan tutup zorla getirecektim.'' koluna gidip çıkış kapısına doğru gittik.

''Üzgün görünüyordun. Hem hafta sonları daha fazla görüşebiliyoruz onun için ertelemek istemedim. İyi hissetmeni istedim.'' dedi yürürken.

''Hastalanman benden daha önemli değil şuan. Ya daha kötü olsaydı. Sen olmazsan ne yapardım bunu düşündün mü hiç. Babaanneme şikayet edeceğim seni az kaldı bilesin.'' dedim onu azarlarcasına. Küçük bir gülümseme sesi duyunca bende gülümsedim ve eve gittik.

Eve gelince babamı yatağa yatırıp nane limon yaptım. ''Ben eczaneye gidiyorum evde ilaç kalmamış.'' dedim kapıdan doğru bağırarak. ''Tamam.'' dedim babamda bağırarak. Evden çıkıp acele ile eczaneye gittim.

Eczaneye girip etrafa bakındım. Hiç kimse yoktu. Kasanın oraya geçip bakar mısınız diye seslendim. İki dakika sonra bir adam geldi.

Kasaya geçince konuşmaya başladım. ''Bir ateş düşürücü, ağrı kesici, mide bulantısı için ve....'' diye devam edecekken suratıma bakan avalak surat ile moralim bozuldu.

''Selam.'' dedi karşımdaki kişi. ''Sedat amca yok mu?'' dedim. ''Hayır bugün ben ilgileniyorum burayla. Neler istemiştin ben vereyim.'' dedi sırıtırken. 'Şuan başka eczaney arayama alayım buradan.' diye düşündüm içimden.

''Ağrı kesici, Mide bulantı ilacı, ateş düşürücü ve kas gevşetici.'' dedim suratına bakmayarak. ''Pekala.'' dedi ve ilaçları almaya gitti.

OrkaWhere stories live. Discover now