Bölüm 24

3.5K 204 28
                                    

EREN

"Versene topu pezevenk. Yanlış yapıyosun. Kim seni takım kaptanı yaptı abi?"

"Koç yaptı lan hatırlamıyor musun? Ağlamıştın hatta köşende."

"Siktir oradan. Ne ağlaması oğlum? Alerjim tutmuştu."

"He Oğuz, he."

"Mert doğru demiyo mu lan? Ağlamıştın manyak gibi, beş tane çikolata aldırmıştın bana da zor susmuştun amk."

"Ege kes sesini sikmiyim seni şimdi."

"Lan benim biramı hanginiz içti?"

Beklediğimin aksine üçü birlikte elleri dolu gelmiş, tahminen saat sekiz gibi varmışlardı yanımıza. Beş dakika içerisinde sahanın yakınındaki ağaçlık alanda güzel bi' gölge bulmuş, çimlere yayılıp birer bira içmiştik. Uzun zaman sonra ilk kez hep birlikte kaos olmadan(?) vakit geçiriyorduk ve başta çok garip gelmesinin yanında şimdilerde hoşuma gitmeye başlamıştı. Bu nereye kadar sürerdi, bir fikrim yoktu ama şimdilik fazla düşünmeyip anı yaşamayı tercih ediyordum.

Zaman geçtikçe Oğuz'la Mert sıkılmış, kendi aralarında top sektirme yarışına girişmişlerdi. Şimdiyse birbirlerine öldürecek gibi bakıyor, söylenip duruyorlardı. Salak Oğuz illa mızıkçılık yapacaktı. Mert onu tam şu an dövseydi keşke. Çok komik olurdu.

"Bulut. Sen mi aldın benim biramı?"

"Lan bi' siktir git. Kedi uyuyor, görmüyor musun? Bağırıp durma başımda."

"Anaaa bu ne?"

"Kedi."

"Tipe bak, eşşek. Bu bira içer mi lan?"

"İçmez Ege."

Bulut onu sabırla cevaplamaya devam ederken Ege anında onun yanına kurulmuş, saçma sapan sesler çıkararak Bulut'un kucağında uyumaya devam eden kediyi sevmeye başlamıştı.

"Çok çirkinmiş."

Uzun uzun sevip en sonunda bunu dedikten sonra aniden kalkıp gitmesiyle büyük bir kahkaha attım.

Onun da dudaklarında istemsiz bir gülümseme belirirken yeşilleri belirsiz bir noktaya daldı. Dudakları aralandı, bir şey söyleyecek gibi oldu ama saniyeler içinde vazgeçti. Ani duygu değişimlerine alışkındım fakat elimde değildi; çocukluğumuzdan beri, söyleyeceği her bir kelimeye büyük bir merak duyuyordum. Soru işaretleriyle dolan bakışlarımı ilgiyle yeşillerine odakladım. Son zamanlarda onu anlamak benim için zaten yeterince zorken bir de kendini kısıtlasın, daha da sessizleşsin istemiyordum. Her zaman için bir şeyleri konuşarak çözme tarftarıydım ve kendini suçlu hissettiği için benden daha da uzaklaşsın istemiyordum. Hoş, aramıza şu ankinden daha fazla uzaklık girebileceğini de sanmıyordum.

"Sor." dedim.

İrkildi. "Ne?" derken gözlerini hızlı hızlı kırpıştırmaya başlamıştı. Siyah saçları, genelde çatık duran kaşları ve çoğu kızı kendine hayran bırakan kalın bir ses tonu vardı. Tüm bunlardan dolayı sert bir görüntüsü olmasına rağmen bazı tavırları gözüme öylesine tatlı geliyordu ki; yaptığı her şeyi tek kalemde silip onu affedeceğim diye aklım çıkıyordu. "Bugünlük sorduğun her soruyu cevaplayabilirim." dedim omuz silkerek. "En sevdiğim cipsten niye üç tane aldın anlamadım ama etkilendim." dediğimde dalga geçtiğimi biliyordu ama göz devirmeyi de ihmal etmedi.

gülemezdim katilimle [bxb text]Where stories live. Discover now