•5•

3.6K 196 44
                                    


Iyi okumalar ♡

《♧》

Yaklaşık bir saattir yerde oturuyordum. Korkut yerinden bir saniye bile kalkmamıştı piç herif. Diğer ikisi ise burada yokmuşum gibi davranıyorlardı. 

Gözlemlediğim kadarıyla ikisi de Korkut'un sözünden çıkmayan iki evcil hayvandan farksızdı ve onlardan yardım istemek yapacağım en aptalca hareket olurdu.

Ayağım hala zonkluyordu ve sanki ağırlaşmış gibi hissediyordum. Kırık camdan atladığım için ellerim kesik içerisindeydi. Ama üçü de yaralarım hakkında en ufak bir şey söylememişti. 

Ikizlerin isimleri Cem ve Cenk'ti. Cem biraz daha gevşek bir insandı anladığım kadarıyla. 

Cenk ise ikizinin tam tersiydi. Oldukça zeki olduğu gözünden anlaşılıyordu. Kardeşinin aksine gözleri arada bana dönüyor ifadesiz bir yüzle gözlerime bakıyordu. 

Yavaşça yerimden kalkmamla ortada dönen muhabbet kesildi ve bütün gözler bana döndü. Gözlerimi direkt Korkuta çevirdim. 

"Lavabo ne tarafta?" 

Parmaklarını saçlarından geçirip hızla ayaklandı. 

"Gel gösteriyim." 

Önümden ilerlemeye başlamasıyla tam adımı atmıştım ki ayağımdan giren ağrı bütün vücudumu uyuşturdu. 

Hayatımda şu ana kadar böyle bir acı hissetmemiştim. Büyük ihtimal topuk kemiğim çatlamıştı. 

Yanımdaki koltuğa tutunup bir süre duraksadım. O sırada ikizler beni izliyordu ama yardım etmek adına hiçbir şey yapmadılar. Sanki önlerinde bir sinema oynuyordu ve onlarda sadece seyirciydiler. 

"Off…" 

Çaresizlikle gözlerim doldu. Kaçırılmıştım, hiç tanımadığım insanlarla bir aradaydım ve o insanlardan biri bana zarar vermek istiyordu. Dahası her tarafım yara bere içindeydi, çok yorgun hissediyordum. 

Umudum kırılmaya başlamıştı. Korkut bana henüz zarar vermemişti ama bu daha ilk gündü ve eninde sonunda benim canımı yakacak belki de öldürecekti. Olayın ciddiyeti üzerime çökerken ne yapacağımı şaşırdım. 

Mental olarak güçlü durmam gerekiyordu.

Gözümden bir damla yaş kaçtı. Çenemde hissettiğim parmaklarla irkildim. Korkut tam karşımda durmuş merhametle bana bakıyordu. 

"Noldu Alp'im?" 

Ağlamam şiddetlenirken yüzümü buruşturdum. Korkut çenemdeki eliyle yanağımı kavrayıp parmağıyla gözyaşımı sildi. Dokunuşları o kadar şevkatliydi ki aynı adam olduğundan şüphelendim.

"Ellerin mi acıyor bebeğim söyle." 

Boğazımdan bir hıçkırık kaçtı. Elimi yüzümdeki elinin bileğine sardım. Şuanda agresif davranmamın yeri ve zamanı değildi. Buradan hemen gitmek istiyorsam onun yardımına ihtiyacım vardı.

"Ayağım çok kötü basamıyorum." 

Gözleri havada tuttuğum ayağıma kaydı. Elini yüzümden çekip hızlı bir hareketle beni kucağına aldı. 

Gözlerim şokla açılırken bir şey dememe fırsat vermeden yatak odasına adımlayıp beni nazikçe yatağın köşesine bıraktı. 

Hiçbir şey demeden odadan çıktı ve bir dakika geçmeden elinde acil yardım kutusuyla geri geldi. Ağlamam kesilmişti ama hala bok gibi hissediyordum.

"Boşuna uğraşıyorsun. Böyle yapmaya devam edersen sadece kendine zarar verirsin." 

Dudaklarımın arasından keyifsiz bir gülüş kaçtı.

"Ne yapmamı bekliyorsun? Yalvarıp ayağına mı kapanıyım."

"Bu halinden iyidir."

Hiçbir tepki vermeden acil yardım kutusundan krem çıkarttı.

"Siktir ordan hayatta öyle bir şey yapmam." 

"Yanlış yere odaklanıyorsun. Bundan daha zeki olduğunu düşünmüştüm." 

Kaşlarım derince çatıldı. Ben sessiz kalınca konuşmasına devam etti. 

"Sana zarar vermek için elimde sayısız imkan vardı Alp. Hiçbirini kullanmadım. Vücudunda açtığın bütün yaraların sebebi sensin bunun farkına var." 

Bandajı bileğime iyice doladıktan sonra eğilip ayağımın üstüne bir öpücük kondurdu. Kafasını kaldırıp gözlerini gözlerime kilitledi.

"Doğru insanı seçtiğimi biliyorum. O yüzden beni daha fazla bekletme tamam mı?" 

Ne hakkında konuştuğundan en küçük bir bilgim yoktu. Ondan sonra ikimiz de sessizleşmiştik zaten. 

Ellerime de dikkatle pansuman yapıp bandajladı. Etrafı toparlayıp dışarı çıktığında ben hala odada oturuyordum. 

Yavaşça ayaklanıp koridora doğru zor da olsa yürüdüm. Salona doğru adımlayacağım sırada o taraftan gelen Korkutu görüp duraksadım. 

Tam önümde durunca boy farkından dolayı kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım.

"Odada tuvalet var onu kullanabilirsin." 

Cevap vermeyip gidicektim ki. Bir elini belime sarıp diğeriyle boynumun yan tarafını kavrayıp eğildi ve kokumu derince içine çekerek boynumdan sertçe öptü. 

"Bebeğim benim." 

Ellerimi göğsüne yerleştirip sertçe ittirdim ancak hiçbir işe yaramadı. 

"Bırak." 

Dediğime aldırmayıp belimdeki elini sıkışlaştırıp bu sefer nazikçe öptü. Yüzümü diğer tarafa çevirip uzaklaşmaya çalıştım. 

Açıkçası hiçbir şey hissetmiyordum. Tiksinmiyordum ancak iki erkeğin böyle bir şey yapması garibime gidiyordu. Özellikle de o iki erkekten biri ben olunca. 

Boynumda hissettiğim diliyle düşüncelerimden koparken dişlerini sertçe derime geçirip çekiştirdi. Isırdığı yeri tekrar öperken sessizce mırıldanıyordu. 

"Çok seviyorum seni. Alp'im…benim Alp'im…" 

"Korkut bırak." 

Daha sert bir sesle söyleyince irkilip kendisini geri çekti. Sanki az önce ne yaptığının kendi de farkında değildi. 

Hiçbir şey demeden yanımdan geçip gidince koridorda tek başıma kalmıştım. Ona aldırmayıp odaya geri dönüp tuvalete girip işimi yavaşça hallettim. 

Odaya döndüğümde kimse yoktu. Günün vermiş olduğu yorgunlukla her şeyi siktir edip kendimi yatağa attım. Bana zarar vermeyeceğini az da olsa anlamıştım peki derdi neydi bu ruh hastasının. Benden ne gibi bir beklentisi vardı ve onu bekletmemem gerektiğini söylerken ne demek istiyordu. 

Başım çatlıyordu. Gözlerimi kapatıp evimde olduğumu hayal edip uykuya daldım. 

《♧》

Uyandığımda ilk uyandığım odadaydım. Kırdığım cam değiştirilmiş, etraf toparlanmıştı. Sırtımı yatak başlığına yaslayıp pencereden dışarıya baktım. Hava çoktan kararmıştı.

Bundan sonra mantıksız planlara son verecektim. Ne kadar kaçarsam kaçayım vardığım yerde o olacaktı farkındaydım. 

Daha da kötüsü kendime zarar verip durmaktan başka bir şey yapmıyordum. Belki de haklıydı kafamı çalıştırmam gerekiyordu. 

Fiziksel güç ondaydı, yaptığım kıvrak zeka planlar da bir işe yaramıyordu. Sanki atacağım her adımı önceden görüyordu. Aynı bir satranç oyunu gibi. 

"Aynı bir satranç oyunu gibi."

Korkut artık oyuna katılmam gerektiğinden bahsediyordu ve başlama önceliğini bana veriyordu. 

Onu bekletmemem gerektiğini, aksi halde oyunu başlamadan bitireceğini ima ediyordu. 

Ya da ben öyle düşünmüştüm, onun yeni avı olduğumun henüz farkına varmamışken.

《♧》

Oyun daha yeni başlıyor.

AVCI • GAYWhere stories live. Discover now