- Hipnoz -

187 1 0
                                    


Apar topar cafeden ayrılıp bir taksiye bindim. Kimse ne olduğunu anlamadan endişeli bir şekilde soru soruyorlardı.
Onlara bir bahane uydurup mideme sancı girdiğini ve ilaçlarımı evde unuttuğumu söyledim. Diğerleri inansa bile tabi ki Yeşim ve Gizem bu bahaneye pek inanmamışlardı ama "öyle olsun bakalım" diyip yarın bu konuyu konuşacağımızı eklemişlerdi. Ben de tamam anlamında başımla bir an önce onaylayıp o ortamdan ayrılmıştım.
Ben oradan ayrılırken o hâlâ yanındaki arkadaşıyla  (sanırım arkadaşı) cafenin kapısında konuşuyordu. Yanlarından geçip giderken sanırım arkamdan bana incelermiş gibi bakmıştı.

Taksiye biner binmez camı açıp her zaman yanımda taşıdığım acil durup haplarımdan ağzıma atıp susuz bir şekilde onları yutmuştum.
Taksici meraklı bir şekilde bakarak nereye gideceğimizi sordu, ben de direk evimin bulunduğu yeri söyledim.
Taksici adam yüzüme uzun uzun bakarak emin olup olmadığımı soracaktı ki lafı ağzına hemen tıkamıştım. Buna sinir olmuş olacak ki arabayı kenar çekip beni yanına oturduğum koltuktan dışarıya darp edercesine itekliyordu. Ben de yapmaktan en nefret ettiğim şeyi yapıp adamın kolunu tutum ve kendi gözlerimi onun gözlerine kitledim daha sonra da hipnoza başladım.
İlk önce ona sert bir ses tonuyla emir verdim:
- Sen beni evime ücretsiz götüreceksin !
Adam birden ne olduğunu anlamayarak donuk ve korkmuş bir biçimde dediklerimi tekrarladı:
- Ben seni evine ücretsiz götüreceğim
Adamın Ensesine diğer elimle kavrayarak onu derin hipnoza daha çok sokuyordum ve en son:
- Evet , evet akıllı adam seni çünkü biz arkadaşız değil mi?
Adam daha çok uyuşuk ve rahatlamış bir şekilde:
- Evet, çünkü biz arkadaşız demi?

Tabi ki de işey yaramıştı, her zaman yarardı.
Son noktayı koyup adamı hipnoz etkisine kitledim ve arabayı evime sürmesini emrettim.

Taksici adam beni evimin bulunduğu sitede indirdi ve hiç para istemedi sonuçta "biz arkadaştık"
Hipnoz beni eve bıraktıktan kısa bir süre sonra, sona erecekti. Verdiğim telkinleri buna göre programlamıştım.

Sitenin içindeki parktan yürüyerek evime vardım. Tam kapı kilidine anahtarımı sokacaktım ki annem kapıyı açtı:
-Hoşgeldin tatlım, nasıl geleceğini hissetim ama
- H-hoşbuldum anne, aslında yarın gelirsiniz diye tahmin etmiştim ama...
- Evet, normalde öyleydi ama düğün olunca hengame olmasın diye hemen geldik.
- i-iyi, iyi olmuş yani
- Sevinmedin mi yoksa ?
- Yooo sadece şaşırdım
- Tamam, ben yemek yapıyorum biraz sonra sofrayı kurarım tamam mı ? Bu arada eline ne oldu ?
- Yo-yok önemli bir şey değil sanırım incittim yani bizim fakültedeki doktor öyle söyledi.
- Tamam canım, sen öyle diyorsan...

Artık neredeyse hep kekeliyordum sözcükleri. Sanırım ikinci bir ataktı bu ellerim titriyor, soğuk soğuk terliyordum yine. Bu seferki amansız bir şeydi ya da gerçekten kötü bir yalancıydım.
Ayakkabılarımı çıkartıp ceketimi askılığa astım ve doğruca odama geçtim.

Yatağa sırt üstü uzanıp bu gün gerçek olamayacak o yüzü gördüğüm sahneyi tekrar hatırladım.

İnanmıştım var olduğuna ama gerçek olduğundan şüpheliydim ve bir şey beni o ortamdan uzaklaştırmıştı. Onun enerjisi beni istememiş gibiydi ya da tanımlayamamıştı beni.

Belki karşılıksız bir hayaldi bu veya bir rüya...
Ama gerçek olması için elimden geleni yapacağım ve buna kendimi inandıracağım.

Aşkın Gözyaşları +18Where stories live. Discover now