otuz beş,

2.9K 316 166
                                    





tetikleyici bir bölüm olabilir sizin için!!

|||

Ölmek istiyordum.

Şu an sadece ölmek ve tüm her şeyi zihnimden, bedenimden ve kalbimden silerek ruhumu özgür bırakmak istiyordum.

Ama yapamıyordum çünkü beni durduran biri vardı. Ona söz vermiştim, ondan önce ise istediği gibi kendi kendime bir söz vermiştim. Fakat tam da şu anda bir yanım tüm sözlerimi es geçerek aklımdakini yapmamı söylüyordu. Bu düşünceyi durdurmak için birisine ihtiyacım vardı ve o bana geliyordu.

Kapının önünde yerde dizlerimi kendime çekmiş bir vaziyette otururken çenem zangır zangır titriyor, gözlerimdeki yaşlar da ona eşlik ediyordu. Kriz geçiriyordum ya da geçirmiştim, bilmiyordum. Şu an tek bildiğim şey ağlama isteğimi bir türlü durduramadığımdı.

İğrenç hissediyordum, öyle tiksiniyordum ki kendimden tüm derimi kazıyarak atmak istiyordum. Ama yetmezdi, biliyorum. Ben yok olup gitsem bile bu acımı dindirmezdi.

Bana yine dokunmaya kalkışmıştı. Ve ben bugün ilk defa onu geri püskürtecek kadar büyük bir tepki vermiştim. Boynumda gezinen dudakların hissiyatı tüm midemi boşaltacak kadar büyük bir tiksinlik verirken tüm apartmanda duyulacak bir çığlık atmış ve onun evden kaçarak gitmesine neden olmuştum. Ona ilk defa bu kadar büyük bir tepki vermiştim ve o koşarak gitmişti.

Bana dokunmaya çalışan beden, tüm vücudumda baştan aşağıya ihanet duygusunu hissettirmişti. Önce kendime daha sonra ise kalbimi açtığım adama yaşattığım ihanetle sarsılmıştım. Kendime öncelerde bunu yapsam bile artık yapamazdım. Ben de o da aramızdaki bu hisleri kirletmemi hak etmiyorduk. Bizim duygularımız ve ilişkimiz daima temiz kalmalıydı.

İşte bu ilk baş kaldırışım onun sayesinde olmuştu.

Dudaklarım arasından tutamadığım bir hıçkırık daha hiçliğe karışırken alnımı dizlerimin üzerine yaslayıp sakinleşmeye çalıştım. Yapabilirdim, kendime iyi gelebilirdim. Bunu kendi başıma da başarabilirdim, tıpkı onun bana tek bir saniye yılmadan haftalarca öğrettiği gibi.

Dakikalarca orada durarak sakinleşmeye çalıştım. Kendime güçlü olduğumu fısıldadım. Yılmamam gerektiğini, istersem her şeyin altından kendi başıma kalkabileceğimi hatırlattım. Ben güçlüydüm, ben kendi başıma kalkacak kadar güçlüydüm ve bunu onun sayesinde fark etmiştim.

Kot pantolonumun kumaşından dolayı kızarmaya yüz tutan alnımı kaldırarak bulanık gözlerimle etrafa baktım ve görüntümü netleştirmeye çalıştım. Titremelerim yavaş yavaş azalmaya başlamış, ağlamalarım dinmiş olsa da ara ara dudaklarım arasından kaçan hıçkırıkları durduramıyordum.

Karşımdaki boy aynasına takıldı bakışlarım bir anda. Omuzlarıma sürtünen saçlarım karmakarışık olmuş ve kabarmışlardı. Beyaz tenim şimdi ise kıpkırmızıydı. Tek tenim değil, gözlerim de öyleydi. Yanaklarımdaki ıslaklık yüzünden birkaç tel saçım yüzüme yapışmıştı. Ellerim dizlerime sarılı bir şekilde iki büklüm oturup küçüldükçe küçülmüştüm. Berbat görünüyordum. Bitik hâldeydim. Kendime acıyordum.

Ben karşımdaki görüntüyle bakışırken kapının aniden yumruklanmasıyla yerimden sıçradım. "Mercan! Mercan aç kapıyı!"

Gelmişti.

Sadece ona ihtiyacım olduğunu söylemiştim ve o gelmişti.

gözyaşlarımı kurtar,Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu