10.Bölüm

1.9K 113 11
                                    

Merhabalar! Yeni bölüme hoşgeldiniz, bölümü yazar yazmaz attım eğer yazım hatalarım varsa kusura bakmayın 🫶

Okumaya başlamadan bol bol oy ve yorum atmayı unutmayın!

(Bölüm düzenlenecektir)

Bölüm şarkıları
Kazılı kuyum - Yüzyüzeyken Konuşuruz
Cesaretin Var Mı Aşka -  Gülay Sezer
Hançer - İlyas Yalcıntaş

(Arkadaşlar medyadaki videonun 1:13 dakkikasında görevde gerçekleştirilen alçak uçuşunu görüyorsunuz)

___________

Önceki bölümden kesit:
Son operasyon raporuna bakarken ilgimi çeken bir fotoğraf olmuştu, hemen kağıdı yakınlaştırıp baktığımda bunun aklımdaki şey olduğunu fark ettim. Hemen ayağa kalkıp Asrın komutanımın yanına gittim,

"Komutanım, bu..."

____________

"Bu depolardaki yazılarla aynı."

"Bu yazıların anlamını bir an önce çözmemiz gerekiyor"

"Komutanım albaya haber vereyim mi?" Diye sordum

"Albay filoda değil, ben ona haber veririm."

"Sende artık eve git, çok yoruldun"

Bunu inkar edemezdim, gerçekten çok yorulmuştum ama bu saatte taksi olmadığı için ve yorgun olduğumdan dolayı yürüyerekte gidemeyeceğim için odamdaki kanepede yatmaya karar verdim.

"Emredersiniz komutanım" diyip kendi odama geçtim.

Üzerime dolabımdan rahat kıyafetler giyip battaniyemide aldıktan sonra yatış moduna geçtim.

Tam uykuya dalacakken odamın kapısının açıldığını duydum, ama o kadar yorgundum ki gözlerimi açamıyordum. Sonra ise saçımı usulca okşayan bir el hissettim başımın üstünde, kokusu bir yerden tanıdık gelmişti ama mayıştığım için kim olduğunu anlayamamıştım. Bir kaç dakika sonra kapımın kapandığını duyduktan sonra kendimi uykuya bırakmıştım...

Uyandığımda saat sekizi beş geçiyordu, hemen kalkıp üzerime tulum yerine serbest üniformamı giydim ve banyoda işimi hallettikten sonra odamdan çıkıp yemekhaneye indim.

Herkes kahvaltı yapmaya başlamıştı bile, ama albay ve Asrın komutanım yoktu.
Ben masaya geçer geçmez kahvaltımda geldi, hemen onları bir güzel mideme götürdüm.
Çayımıda içtikten sonra Asrın yüzbaşının yanına gitmeye karar verdim, belki bir gelişme vardır diye.

Koridorda yürürken karşıdan gelen Asrın komutanı gördüm, hemen yanına gidip baş selamı verdim.

"İpar seni gördüğüm iyi oldu, hemen kartalları toplantı odasına çağır. Ama dikkat et, Şahinlerin hiç bir üyesinin haberi olmıcak"

"Emredersiniz komutanım" diyip baş selamı verdim ve dinlenme odasına doğru gittim. Aklımda bir sürü soru işareti vardı, acaba neden sadece bizim gitmemiz gerekiyor toplantı odasına?

Dinlenme odasına girdiğimde şansıma herkes burdaydı, ama aynı zamanda İlaydada burdaydı. Ne kadar ona güvensemde oda bir Şahinler üyesiydi o yüzden ona çaktırmadan hem kendime çay dolduruyor hemde herkesi nasıl toplantı odasına çağıracağımı düşünüyordum.

"İlayda teğmenim, sende inceledin mi depolardaki yazıları?" Diye sordum

"Evet komutanım"

"Peki birşey buldun mu?"

Kara ve GökWhere stories live. Discover now