25. Bölüm

667 80 26
                                    

Yeni bölüme hepiniz hoşgeldinizz, bu bölüm aslında büyük bir problemin bitmesi, ama daha büyük bir olayın başlaması gibi olacak.

Bölüme geçmeden son bir sorum olacak, Asrın tarafından okumak istediğiniz bir sahne, yada bir bölüm var mı? Ya da İlayda ve Oğuzun?

Sınır: 90 oy 50 yorum

Bölüm şarkısı:
Son seslenişim - Yüzyüzeyken Konuşuruz

_________

Kenan Yüzbaşı başka bir Filoya görevlendirilmişti, son kez bizimle filoya gelip albayla konuştuktan sonra vedalaşmıştık.

Kanarca timi şu anda kamp alanının yakınındaydı, Zafer kampa sızmak için aralarından ayrılmıştı. Musti daha görülmemişti, Kanarca timi şu anlık sadece alanı gözetliyordu. Bu Musti net olarak görünene kadar böyle olacaktı, görüldüğü an karargaha bildirip toplantının bitmesini bekleyeceklerdi daha sonra kampa baskın yapacaklardı.

Harekat merkezindeki telsiz Kanarca timinin telsizine bağlıydı, hem karargahtan hemde filodan görev takip ediliyordu.

Aynı zamanda İHA pilotlarımızda kampı üstten görüntülemek için uğraşıyordu, net görüntüler gelince bizim işimize yarayacaktı. Eğer bir atış yapmamızı gerektirecek bir durum olursa az çok nasıl bir yer olduğunu ve atış için uygun bir alan olduğunu önceden öğrenmiş olurduk.

Bizde bilgileri Asrından alıyorduk, Kağan ve Oğuzla birlikte harekat merkezindelerdi.

Herkes bir an önce bu işi bitirmek istiyordu, her şeyin altından Musti çıkıyordu. Yılanın başını yakalamak için gün sayıyorduk.

"Sizce Oğuz komutanım kimi seçecek?" Diye sordu Miray

"Muzaffer komutanım izinde, Kerem komutanım yada sen." Diye cevapladı İlayda

Odada otururken dışarıya çıkan Asrın ve Oğuzu gördüm, hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Ve hiçte görevle ilgiliymiş gibi gözükmüyordu, hemen odadan çıkıp dışarıya doğru yürüdüm. Tam olarak çıkmadım, burdan sesleri az çok geliyordu.

"Bunu İlaydaya yapmaya hakkın yok Oğuz! Bana bak, eğer kardeşim dediğim kızı üzersen seni silerim! Ya bu durumu düzelt, yada siktir olup git başka bir filoya!"

"Beni anlamıyorsun! Ya ben bu kıza kardeşim dedim! Beraber büyüdük biz! Nasıl, nasıl dicem ben ona 'seni çok seviyorum ama kardeş gibi büyüdüğümüz için olamayız' diye!"

"Oğuz! Karşında enayi yok senin! Böyle abuk sabuk şeylere takılacak insan değilsin! Bu işin arkasında başka bişey var, ve sen bunu bana anlatmıyorsun!"

"Belkide seninle olan bu arkadaşlığımıza güvenmiyorumdur?" Oğuzun bu söylediklerinden sonra Asrın'da gördüğüm tek duygu hayal kırıklığıydı...

"Seni tanıyamıyorum artık. Ki bundan sonra tanımakta istemiyorum. Derhal filoya geç Üsteğmen."

Oğuz içeriye giderken beni gördü, yüzüne bile bakmadan Asrının yanına gittim.

Ordaki banka oturmuştu, dalgındı.

"Duydum konuştuklarınızı."
Bakışları bana çevrildi,

"Farkındaydım."
Duygularını, içinde yaşadıklarını dışarıya hiç belli etmiyordu.

"Asrın, bak artık yalnız değilsin! Ben varım! Anlat, içinden neler geçiyor anlat!" Dedim deniz mavisi gözlerine bakarak

"Dostum, kardeşim dediğim insanın değiştiğine şahit oldum. Daha ne anlatabilirim? Ne hissetmem lazım? Bilmiyorum İpar."

Kara ve GökWhere stories live. Discover now