Thirty eight

1K 82 5
                                    

Jimin Yoongi'yi uyanık tutmak adına sürekli bir şeylerden bahsediyor, onu öpüp kokluyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jimin Yoongi'yi uyanık tutmak adına sürekli bir şeylerden bahsediyor, onu öpüp kokluyordu. Sevgilisinin kafasını dizine koymuştu. Bir yandan yarasına tampon yapıyor bir yandan onu uyanık tutmak için yüzünü ve saçlarını seviyordu.
Onu kaybetmekten deli gibi korkardı Jimin. Şu an korku seviyesinin maksimum düzeyini yaşıyordu. Yoongi ise bedenindeki uyuşukluğa zıt gözlerini açık tutma savaşı veriyordu.

Yoongi'nin kulakları uğulduyor ve artık Jimin'i duyamıyordu. İlk defa ölüme bu kadar yakın hissediyordu. Defalarca çeşitli şekillerde ölüme yaklaşsa da ilk defa ölümün kapısında gibi hissetti.

"Yoongim, ha-hayır hayır gözlerini kapatma."

"Kimse yok mu? Yardım edin!"

Jimin'in ağlaması biraz bile durmazken sevgilisinin gözleri giderek kapandı. Kimseler Jimin'in haykırışlarını ve Yoongi'nin yaşam savaşını fark etmedi. Kimse gelmeyecekti. Jimin sevgilisinin alnına bir öpücük kondurdu. Sonra elleri titreyerek gözleri tamamen kapanan sevgilisinin kafasını kaldırdı, oturduğu yerden hızla kalkıp sevgilisine tekrar baktı ve ağlamaya devam ederken koşmaya başladı. Birini bulmalıydı. Telefon bulmalıydı. Koşarak caddeleri aştı. Aklı tamamen sevgilisindeydi. Onu kurtaracaktı. İyi olacaklardı. Sahi olabilecekler miydi?

Hızla sokağa bakındı kimsecikler yoktu. İlk gördüğü evin kapısına giderek zili çaldı. Kapıyı açan orta yaşlarında olan bir çift nefes nefese kalmış, elleri ve üstü başı kan olan, ağlayan bir genç görünce şaşırdılar. Adam hızla genç oğlanın derdini öğrenmek istedi ama Jimin adamın konuşmasını izin vermeden hızlı hızlı derdini anlatamaya çalıştı.

"Ba-bayım telefon telefon ambulans."

"Genç oğlan yaralı mısın? Sorun ne?"

"Be-ben değil sevgilim. sevgilim yaralı ambulans çağırmalıyız. Öle-ölebilir lütfen."

Duyduklarıyla şaşıran çift birbirine baktı ve ardından eşi kapıda beklediği sırada kadın telefon getirmek için içeri girdi.

"Oğlum sakin ol, hem sevgilin nerede?"

" Burada-buradan iki sokak ötede. Lütfen hız-hızlı gelsinler. Çok kan kaybetti."

"Tamam tamam gelecekler. O iyi olacak."

Kadın hızla telefonu eşine getirdi. Adam hızla numarayı tuşlayıp konumlarını belirtti.

"Hızlı geleceklerini söylediler evlat."

"Teşekkürler. Te-teşekkürler gerçekten."

Adam daha bir şey söyleyemeden Jimin hızla koşmaya başladı. Sevgilisinin yanına gitmeliydi.
Ambulans birazdan burada olurdu.

Hızla sevgilisinin bulunduğu sokağa girdi. Etraf iyice kararmıştı. Hızla geldiği yere ilerledi. Minik kedisi oradaydı. Yerde onun bıraktığı gibi uzanıyordu. Uyanmamıştı. Hızla geldi saçlarını okşadı.

"Yoongim, b-ben buradayım."

Elleri yüzünü bulduğunda hissettiği soğukluk onu tedirgin etti.

"Ü-üşüyorsun değil mi? Başka bir şey değil, ısınacağız şi-şimdi bekle biraz daha sevgilim."

Kısa bir süre sonra sağlık ekipleri geldi. Yoongi'yi taşınabilir sedyeye koyup hızla ambulansa taşıdılar. Jimin yanına bindi ve sevgilisinin elini tuttu. Hemşireler ise bir kargaşa içindeydiler. Hızla birbirlerine bir şeyler söylüyor, Yoongi'nin ellerine bir şeyler bağlamaya çalışıyorlardı.

Hızlı bir şekilde hastaneye vardılar. Hastaneye giriş yaptıklarından itibaren Jimin'in Yoongi ile irtibatı tamamen kesildi. Yoongi'yi ameliyathaneye doğru götürürlerken Jimin kenardaki oturma yerlerine ilerledi. Amacı oturmak falan değildi. Duvardan destek alarak ağlamaya devam etti.

________

Omzunda hissettiği elle arkasına döndüğü sırada gözleri dolu dolu olan arkadaşlarını görmek daha da hıçkırarak ağlamasına sebep oldu.

Herkes birbirine sarılırken herkes gözyaşı döküyordu. Seokjin Jimin'in saçlarını severken sesinin titrememesini sağlamaya çalışarak konuştu.

"Şştt ona hiçbir şey olmayacak."

"H-hyung yapamam, onsuz yapamam. Onu-onu da kaybedemem."

Namjoon hyung'u mırıldandı.

"Ama sen böyle ağlarsan Yoongi sana kızar."

Jimin arkadaşlarına daha sıkı sarılarak ağlamaya devam etti. Elinde değildi. İçi dışına çıkana kadar ağlayacaktı. Hoseok kendisi de ağlarken konuştu.

"Jimin sakinleşmeliyiz. Böyle olmaz, güçlü olmalıyız."

Jimin'i biraz olsun sakinleştirmeyi başardıklarında onu koltuğa oturttular. Bütün arkadaşları buradaydı. Hepsi tek tek Jimin'e sarılarak teselli vermeye çalıştı ama herkes çok berbat hissediyordu.

________

________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(I can't wake up) wake me up inside (Save me) call my name and save me from the dark (Wake me up) bid my blood to run (I can't wake up) before I come undone (Save me) save me from the nothing I've become

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(I can't wake up) wake me up inside
(Save me) call my name and save me from the dark
(Wake me up) bid my blood to run
(I can't wake up) before I come undone
(Save me) save me from the nothing I've become

.
(Uyanamıyorum) beni uyandır
(Kurtar beni) adımı söyle ve beni karanlıktan kurtar
(Beni uyandır) kanıma akmasını söyle
(Uyanamıyorum) çözülmeden önce
(Kurtar beni) dönüştüğüm hiçlikten kurtar beni

Görüşürüzz 🦋

Bitter tears   •YOONMİN•Where stories live. Discover now