Okulun en güçlü alfası Kim Taehyung'un kurdu okula gelen yüzyılın deltasıyla birlikte tuhaf davranmaya başlamıştı. Okula gelen Delta'nın amacı ise çok başkaydı...
Jeon Jungkook. Yüksek duvarlarla kendime belirlediğim sınırlarımdan içeri sızan benim...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨
*•*•*
7. Bölüm:Rota yeniden oluşturuluyor
Şehvet, birçok insanın mayasında bulunan 7 ölümcül günahtan yalnızca biridir. En zengininden tut en fakirine kadar neredeyse tüm insanlarda bulunan bu günah, kimisinin hayatına eğlence kimisinin hayatınaysa tamamen bir kusur olarak işlenmiştir.
Şehvet, benim hayatımda nasıl bir role sahipti bilmiyorum ama Jeon Jungkook'un hayatıma girmesiyle -her ne kadar o daha beni tanımıyor olsa da bence hayatımdaydı- kurdumun onun kurduna duyduğu şehvet bana kusurmuş gibi geliyordu.
Kusurları severdim. İnsanlara farklılık ve kendilerine özgü bir güzellik kattığını savunurdum her zaman ama bu kusur artık beni çileden çıkarıyordu.
Kurduma hakim olmak her geçen gün daha da zorlaşıyordu. Onu istiyordu. Sebebini anlayamıyordum ama onu istiyordu. Ona doğru çekiliyor, kendini belli etmek istiyordu. Pençelerini kalbime saplıyor ona adım atmamı, yanında bulunmamı ve ona sahip olmamı emrediyordu bana. Ama kendisini ona belli etmiyor özellikle benim ona yaklaşmamı istiyordu.
Bu kurdun deltayla sorunu neydi? Alfamı tanıyamıyordum artık.
Bu yüzden artık bir şeyler yapmam gerekiyordu. Kurdum hakimiyeti eline geçirirse... pekala, bunu düşünmek bile tüylerimin diken diken olması için yeterli bir sebepti. Mazallah deltanın üstüne atlayıp "bana ait ol." bile diyebilirdi.
Ve delta da beni parçalara ayırırdı. Mutlu son.
Kafamdaki binbir düşünce içerisinde kampüsün çıkışına doğru ilerliyordum. Canım sıkkındı çünkü alfam; benimle kurduğu iletişimi, ben deltaya yaklaşana kadar keseceği konusunda çok istikrarlı uyguladığı bir karar almıştı.
Ama bu sefer ben de çok kararlıydım. Deltayla bugün kesinlikle iletişim kuracaktım. Somurtarak ilerlediğim koridarda bakışlarım karşıdan koca kolilerle gelen deltaya takıldı. Rahatlıkla taşıdığı belliydi fakat koliler görüş açısını kapattığı için önünü göremiyor gibi duruyordu.
Yüzüme yayılan sinsi gülüş hayatın bana şanslı yönünü gösterdiğinin belirtisiydi.
Anından adımlarımı bulunduğu tarafa yöneltip hızlandım. Yanına yaklaştığımda "Hey delta, zorlanıyor gibi görünüyorsun. Yardım edebilirim." dedim. Kolilerin arkasından başını eğerek bana bakan delta önce kaşlarını çatmış ve yardım istemediğini belli eden bir yüz ifadesi takınmıştı. Sonra bakışları kolilere dönmüş ve sıkkın bir nefes bırakmıştı ortama. Sonunda başka şansı olmadığını anlayan Delta, bakışlarını yumuşayıp "Üsteki iki koliyi alman yeterli olur. Profesör Choi'nin odasına götürmem gerek."demişti.
Deltanın sesini duyan alfam kulaklarını dikleştirmiş ve heyecanla içimde koşturmaya başlamıştı. Ama kesinlikle dışarıya feromon yaymıyordu. Kendini neden belli etmediğini anlayamıyordum. Tam bir gerizekalı gibi davranıyordu.
Hiçbir şey söylemeyerek yukarı doğru uzanıp üstteki iki koliyi almıştım ve böylece profesörün odasına doğru ilerlemeye başlamıştık. Deltanın kokusu burnuma hafiften geliyordu. Anason ve şalale karışımı bir kokusu vardı. Tam anlayamamıştım amailla bir tanım yapmam gerekirse güvengibi hissettirmişti kokusu.
Feromonlarını üstümde ilk kullandığı zaman da fark ettiğim bir detay vardı. Bu koku bana bir yerden tanıdık geliyordu.
"Pek güzel bir tanışmamız olmadı ama okula geldiğin gün seni yanlış anlayıp üstünde baskınlık kurmaya çalıştığım için özür dilemek istedim senden." Konuşmamla birlikte göz ucuyla bana bakmış ve tekrar önüne dönmüştü. "Sorun değil."
Bu kadar mı? Başka bir şey yok mu?
Ona fark ettirmeden gözlerimi devirmiş ve derin bir sakinleş nefesi çekmiştim içime. Anlaşmak biraz zor olacağa benziyordu. "Yoongi, size okulu tanıtacağından bahsetmişti. Yoongi'yi tanıyorsun değil mi?" Kaşlarımı kaldırarak tatlı olduğunu düşündüğüm bir ifadeyle sorumu sorunca bir duraksamıştı fakat ifadesini bozmamıştı. "Evet, tanıyorum."
Pekala, beni tanımıyordu. Bu yüzden soğuk cevaplar vermesini görmezden gelebilirdim. Şu kurdumun sorununu öğrenene kadar alttan alacaktım artık bu durumu.
Son konuşma çabam da boşa çıkınca önüme dönerek somurtmuş ve profesörün odasına kadar ağzımı bir daha açmamıştım. Odaya kolileri bıraktıktan sonra bana dönerek "Yardım ettiğin teşekkür ederim." Demişti. Hiç yoktan bazı görgü kurallarından haberi vardı.
Yapmak istediğim şeyi başaramamanın verdiği hüzünden dolayı somurtgan bir ifadeyle "Rica ederim." diye fısıldamıştım.
Gözleriyle yüzümü inceleyen delta dudağındaki halka piercingle oynamaya başlamıştı. Bir şey söylemek istiyor da söyleyemiyor gibi bir hali vardı. Sonunda dudağındaki piercinge yaptığı işkenceye son vererek bakışlarını gözlerime sabitlemişti. "Eğer müsaitsen bu yardımın için kafeteryadan bir kahve ısmarlayabilirim."
Gözlerim hafiften büyürken aslında deltanın o kadar da soğuk biri olmadığına karar vermiştim. Sadece yenş tanıştığı insanlarla arasında mesafe bırakıyor olmalıydı ama bana neden bu teklifi yaptığını anlamamıştım. Oysaki bir an önce benden kurtulmak ister gibi bir hali vardı.
Aklıma gelen fikirle hafifce gülümsemiş ve "Aslında acil gitmem gereken bir yer var. Ama sen de yarın müsaitsen buradaki bir kafede teşekkür kahveni ısmarlayabilirsin." demiştim.
Önce kararsız kalan delta sonunda "pekala, yarın haberleşiriz o zaman." demiş ve odadan çıkmak için arkasını dönmüştü.
Anında "Bir şey unutmadın mı?" diye sormuş ve hafiften gülmüştüm. Ne olduğunu anlamayan delta arkasına dönerek elimde salladığım telefona bakmıştı. Tek kaşımı kaldırarak imayla "Bana nasıl ulaşmayı planlıyordun merak ettim." demiştim güleç bir tavırla.
Bu tavrım deltayı da güldürmüştü. Sonunda elimdeki telefonu alarak numarasını kaydetmişti. "Dalgınlığımı mazur gör." demiş ve benim de gülerek "yarın görüşürüz." dememle odadan çıkmıştı.
Yüzümdeki sırıtışla elimdeki telefonumu çevirirken dilimi alt dudağımda gezdirdim. Numarasını almayı sonunda başarmıştım.
-BÖLÜM SONU-
Sonunda tanıştırabildim ikiliyi... Artık ciddi anlamda kaosların başladığı bölümlere gelelim istiyorum. Kitap sıkıcı olmaya başladı sanırım...
Ve Taehyung'un doğum gününe özel Layover'ı baştan sona bir kere dinlemeyi, 30 Aralık sabah saat 8'de çıkacak olan yeni işbirliği şarkısı Wherever u r 'a da destek olmayı unutmayın✨
