21♤Huzur

35.4K 1.1K 45
                                    

Aşık?

Söyledikleri kulağımda yankılanıyordu sanki

"Aşık?" Tüm söylediklerinden aklımda kalan tek kelime.

Gülümsedi. Elleri yanağımı okşuyordu

"Sırılsıklam" dedi

Dişlerimin hepsini gösterecek şekilde sırıtıyordum

"Ha bunu laf olsun diye demiyorum, gerçekten sırılsıklam aşık olmuştum. O an yağan yağmur ikimizide güzelce ıslatmıştı"

Ben neden o anı hatırlamıyordum?

"Anlatır mısın?" Konuşmasını istiyordum, benim bilmediğim ikimizin hikayesini anlatmasını istiyordum

Pasta tabağını komodinin üzerine bıraktı. Yatağa uzandı ve benide göğsüne çekti. Başımı göğsüne koydum, ve kokusunu içime çektim. Kokusu huzurdu, kokusu gözlerimi kapattıracak kadar huzur veriyordu...

"İlk karşılaştığımız, benim seni ilk gördüğüm zamanı anlatayım. Bizim büyük ağaç var ya, çinar ağacı. Hani o gövdesinde sanki kalp şekli var... tüm aşıkların mekanı artık orası. Ama tabii eskiden öyle değildi, çok insan uğramazdı. Aslında o gün bende oraya hiç uğramayacaktım, ama işte kendimi orada bulmuştum. Seninle karşılaşacağımı bilseydim daha erkenden giderdim. Çinar ağacının yanına vardığımda orada biri olduğunu görünce geri dönmek istedim, çünkü yalnız kalmak istiyordum. Ama orada saçları havada uçuşan, parmak uçlarını ağacın gövdesinin üzerindeki kalp şeklinde gezdiren, ve heyecanla kendi kendine, ama sonradan anlamıştım ağaçla konuştuğunu" dedi gülerek.

Saçlarıma öpücük kondurup tekrar konuşmaya devam etti

"Olduğum yerdece kalıp izledim seni, öyle güzel, öyle heyecanla konuşuyordun ki, ağaçla. Ağaç duramayıp dil açıp konuşacak zannettim. O an kaç addım ileri sana doğru atıp geri çektiğimi sayamadım" dedi

"Sendeki ben bu kadar güzel miyim gerçekten?"

"Bendeki senin güzelliğinden konuşmaya ömrüm yetmez" dedi tekrar saçlarımdan öperek

"O an yağmur yağdı, nihayet ağaçla konuşmayı sonlandırıp bana taraf döndün yüzünü"

Başımı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım

"Yağmurdan bulanıklaşmış gözümle baktım gözlerinin içine. Yüzünü görmemle, gözlerine bakmamla hızını artıran kalbim, ve o an beni sana itmek için çalışıp hızını artıran yağmur...
Beni görünce kaşların çatıldı, galiba ne zamandır burada olduğumu felan sorguluyordun aklında. Sırılsıklam olmuştum, ağacın altında olmana rağmen seninde benden bir farkın yoktu. O haline rağmen, sanki ağacın altı çok korunaklıymış gibi 'ne dikiliyorsun orada? Buraya gelsene" demiştin. Koşarak yanına gitmiştim. Her tarafımdan yağmur damlaları süzülüyordu. Baktım gözlerinin içine, telaşlı bakışlarla etrafa bakıyordun. Döndün yüzünü bana taraf 'acaba ne zaman durur?' diye sordun. Bense o zaman aklımdan 'bu kız benim hatunum olacak' düşüncesini geçiriyordum" dediğinde güldüm

"O kız hatunun oldu işte"

"Bu şekilde değil Kader" dedi kısıkca

"Sonra yağmur durdu, sen gittin. Bense öylece sırıtarak arkandan bakıyordum. Daha sonra bir kaç karşılaşmalarımız oldu, ben gördüm, sen baktın. İlyas benim sınıf arkadaşımdı, anlamıştı, anlatmıştım. Sevdiğim kadının onu sevdiğini bilemezdim..." dedi

Dayanamadım sarıldım boynuna, kollarımı sımsıkı sardım ona.

"Sen o yüzden mi İlyası gördüğünde sanki kutuda yılan görüyorsun?" Onu görünce kendini sıkmasının, öfkesinin, nefretinin sebebi bu muydu?

Yangın Külü/ Berdel✔️Where stories live. Discover now