22.bölüm."SAKLANILAN GERÇEK"

14.9K 690 150
                                    

"Gül, uyan!" Bir ses duyuyordum. Tanıdık bir sesti. "Gül, uyan artık! Kendine gel!" Diyordu. Bedenimin sarsıldığını hissettim. Kapalı gözlerim aniden açılarak parlak ışığa doğru uzandı. Sarsılan bedenimi tutan eller bedenimden ayrılmıştı. Bir anlık geçirdiğim şok etkisiyle tüm hafızamı kaybettiğimi düşündüm. Derin soluklar alarak önümdeki boş beyaz duvara takılı kaldı gözlerim. Terlemiştim. O kadar çok terlemiştim ki, üzerimdeki pijama takımım vücuduma terden yapışmıştı. Sanki uzun süredir nefessiz kalmış gibiydim. Yüreğim öylesine çarpıyordu ki, tüm çarpıntı sesleri odayı doldurmaya yetiyordu. Neydi bu? Korku mu? Ya da heyecan? Tam olarak çözememiştim. "Gül, iyi misin? Ne oldu sana böyle? Ter içinde kalmışsın!"

Yanıma dönüp baktığımda beni şaşkınlık içinde izleyen ve bir o kadar da endişeli Melis vardı. Ela gözleri kocaman açılmıştı. Yeniden bana temas ettiğinde uykumda beni sarsan kişinin o olduğunu anlamıştım. Elimi sol göğsümün tam üzerine koydum. Zihnim karmakarışık düşüncelerden ibaretti. Bunların yanında korku da yer alıyordu. "Melis..." Dedim kendimin bile zor duyabileceği tınımda. Melis bana daha yakın oturarak ter akan yüzümü avuçlarının arasına aldı. "Ben... Ben hiç iyi değilim."

"Ne oldu canım? Anlat bana. Kabus mu gördün? Ki zaten gördüğüne eminim, çünkü sesin odanın dışından yankılanıyordu." Dedi Melis kaşlarını hareket ettirerek kapının dışını gösterip. Gözlerim boş koridora kaydı. Bir kabus görmüştüm. Çok kötü bir kabustu ve sanki bütün bedenim kilitlenmiş gibi canım yanıyordu. Yüzümü Melisin ellerinden kurtardım. Terli ellerimi üzerimdeki pijamaya sürtüp temizlemek istedim. Ellerimle yüzümü kapattığımda hangi duyguyu tam olarak yaşadığımı kavramak zor geldi. "Gül, ne gördün?"

"Çok kötüydü!" Dudaklarımın arasından çıkan sözcükler bile kötü hissettiriyordu. "Çok kötüydü, Melis! Ben hayatımda bu kadar kendimi berbat hissetmemiştim!"

"Yahu anlatsana ne gördüğünü?" Melisin sesinin tınımından endişelendiğini farketmiştim. Ancak bunu ustalıkla defetmeyi becerebiliyordu. "Son zamanlarda iyice paranoyaklaştın. Tabi yaşadıklarında buna dahil olunca daha çok kaybettin kendini. Herhalde Dolunay yaklaşıyor onunla alakadar bu. Şu gezegenlerde normal yerinde durmuyor ki yaşayalım hayatımızı!" Melisin son söylediklerine göz devirdim. Bunu beni sakinleştirmek adına mizah yapmaya çalışıyordu ama gerçekten şu an onu dert edecek halde değildim.

"Ne saçmalıyorsun Melis ya?"

"Ay! Sabah sabah çekilmessin sen, Gül! Murat'a acıyorum vallaha!" Melisin artarda söylediklerinin arasından sadece tek kelimeyi seçip aldım. Murat. KARA MURAT...

"Melis, Murat... Murat nerede?" Diye sordum endişeyle. Melisin yüz ifadesi anlık değişerek yüzüme farklı şekilde bakmaya başladı. Şaşkınlık, endişe ve tedirginlik yaşadığını bana karşı biliyordum. Yüzü her şeyi anlatıyordu.

"Kız sen ne gördün bana bir söyle!" Dedi sorusunu tekrar ederek. Derin bir nefes alıp kendimi toparladım.

"Düğün günü öldüğümü gördüm." Dedim üzgün halde. Gözlerim korkudan titreyen ellerime kaydı. İçimde yaşadığım duygu fırtınası beni oradan oraya sürükleyip bir boş çuval gibi duvarlara çarpıyordu.

"Tövbe, tövbe!" Dedi Melis yataktan kalkıp başımın üzerinde dikilerek. "Gül, senin gerçekten psikolojin bozulmuş ben seni düğüne de kalmaz, bir psikoloğa götüreceğim!"

"Dalga geçme, Melis!" Diye inledim. "Ben çok ciddiyim! Çok korktum. Muratla dans ediyorduk ve o an... O an bir şey oldu, vuruldum. Ve Murat'ın kollarına yığılıp kaldım. Annem başımın üzerinde ağlayıp babama yalvarıyordu bir şey yapması için. Sizler de çok endişeliydiniz. Hepinizin sesi kulaklarımda yankı yaptı. Çok üzücüydü, Melis."

KARA MURAT(+18) | Mahalle SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin