6. Bölüm

44 3 0
                                    

"Hyunjin ben sizinle kalıcam"

Hyunjin çığlık atıp bana sarıldı.

"Teşekkürler Felix"

Niye bu kadar sevindi anlamadım.

Bana sarılınca karşılık verdim.

"O zaman iyi geceler"

"Sana da Hyunjin"

Kapıyı kapatıp gitti. Bende yatağa daha çok girip uyumayı denedim ama uyuyamadım. Arkamı dönüp pencereden dışarıyı izledim. Yıldızlar ne kadar eşsiz ve çoklar küçükken benim arkadaşlarım sanıyordum onları sürekli yanımda oldukları için.

Gözüme giren güneş ile gözlerimi açtım. Yatakta ayağa kalkıp odadan çıkıp banyayo yöneldim. Suratımı yıkayıp saçlarımı bir kaç kere elimle düzeltip banyodan çıktım. Aşağı inince gelen sesler ile bazılarının uyandığını anladım. Merdivenden inerken hepsi bana baktı.

"Günaydın herkese"

"Güno canım"

"Jisung salak mısın düzgün konuş"

"Bizde böyle aşko"

"Bir gecede çocuğa ne oldu engelli olmuş"

"Ay neyse Felix saçımızı boyayalım mı? Ben boyayacam"

"Kendisine Yandaş arıyor bence"

"Bence de"

"Boyayalımda hangi renge"

"Seninkini gri yapalım nolur hem benimkini de lacivert yaparız uyumlu olur"

Arkadan Changbin konuşmaya başladı.

"Kanka sorması ayıp ne alaka"

"Salak herif gri ayın rengi, gökyüzüne lacivert"

"Ne alaka amk çok zorlama olmuş"

Hyunjin Changbin yastık fırlatırken konuştu.

"Bokunu çıkarma sende boyasını işte ne karışıyon çocuklara boyasınlar seninki bok sarısı biz bir şey diyoz mu"

"Diyemezsin zaten"

Jisung ile aynı anda göz çevirince şaşırdık. İçeriden enfes kokular gelince mutfağa gittim. Bang Chan Hyung pancake yapıyor çok severim zaten.

"Felix merak etme yiyeceğiz birazdan kaçmıyor pancake"

"Çok mu belli oluyor sevdiğim"

"Biraz"

Daha hızlı o mükemmel gözüken şeyleri yemek için Chan Hyunga yardım ettim. Sonunda kahvaltı hazır herkeste uyanmış kahvaltıyı etmeye başlamıştık.

Kahvaltı bitince toplaması için iki kişiyi kurban ettikten sonra Jisung ile beraber saçımızı boyamak için onun odasına gittik. Odasında banyo varmış.

Önce ben onunkini sonra o benimkini boyadı. Aynı sırayla saçlarımızı yıkadık aşağıya gelinceye kadar bakmama izin vermedi Jisung merdivenler inerken herkes bize bakmıştı. Ben hemen girişte ki boy aynasına baktım. Saçımızı ilk defa bu kadar güzel.

İçeriye girince gözüm Hyunjin'e takılmıştı bana kitlenmiş bir şekilde bakıyordu. Göz göze gelince kaçırdı gözlerini. Ben de yere bakmaya başladım onlar konuşurken Hyunjin bana seslendi.

"Felix gelsene bir"

Oturduğum koltuktan kalkıp Hyunjin'ın yanına geldim.

"Noldu Hyunjin"

"Yukarı çıkalım mı bir"

"Tamam"

İkimizde aynı anda ayağa kalkıp yürümeye başladık. Onun odasınına gittik.

Yatağa oturunca bende oturdum. Yatakta duran tableti alıp konuştu.

"Felix sen artık bu evde yaşayacağın için daha güzel bir odan olmalı ben de senin kararın olmadan eşya almak istemedim beraber seçelim mi? "

Bu kadar kibar yaklaşmasına şaşırdım. Kafamı hevesli bir şekilde salladım.

Odaya eşya seçerken Hyunjinin yaptığı garip yorumlara gülüyordum bazen de omzuna vuruyordum.

Odanın alışverişi bitince Hyunjin yine komik bir şey söyleyince gülerken yataktan düşecekken beni belinden tuttu ve yatağa çekti. Yatağa çektikten sonra belimi bırakmadı sadece bana baktı. Dakikalar sonra bıraktı. Ben de salona doğru yola çıktım. Gittiğimde film izliyorlardı. Ben de koltuktan yer kalmadığı için yere oturdum.

Ben tam uykuya dalacakken. Yanıma birinin gelip kafamı kendi omzuna koyduğunu hissettim. Zaten sonrası yok uyuya kalmışım.

Ellerin Zamanlarımla DoluWhere stories live. Discover now