1-Giriş

175 16 27
                                    

1945 Aralık

Steve Rogers kapsülden çıktığı anda hayatın gerçekleriyle yüzleşmişti, profesör gözleri önünde öldürülmüştü ve yakın arkadaşı James Bunchanan Barnes düşmanın elindeydi, kendisinin elinde olan tek şeyde Peggy Carter ve diğer yakın arkadaşı olan Daisy Diana Johnson.

"Hadi Stevei, plan işe yarayacak. O bize geri gelecek."

Kendisine seslenilmesiyle birlikte düşüncelerinden sıyrılıp arkadaşına doğru döndü, Daisy derin nefes alırken konuşmaya devam etti.

"Buna inanmaktan başka şansımız yok."

Steve yavaşça elini kadının omzuna koyarken birbirlerine sarıldılar, birbirlerinden başka kimseleri yoktu bu yüzden her zaman umutlarını yitirmemeleri gerekiyordu.

"Steve, zamanı geldi."

Peggy'nin sesini duyduklarında birbirlerinden ayrıldılar, Steve yanındaki kıza güven verici bir şekilde bakarken Daisy ona tereddütle bakıyordu.

"Seninle gelmeme izin ver."
"Hayır Daisy, orada ne olacağını bilmiyoruz."

Steve konuşunca Peggy onu onaylar şekilde kafasını salladığında kız derin nefes aldı.

"Sana böyle dövüşmeyi kimin öğrettiğini unutma."

Steve gülerek ayağa kalktığında konuşmaya başladı.

"Unutmam."

Steve ve Peggy birlikte çadırdan çıktığında Daisy ellerini saçlarına geçirip derin nefes aldı, bu durumun içinde olmamaları gerekiyordu, daha dün Bucky askere gidecek diye kutlama yaparlarken bugün Steve asker olmuş ve onu kurtarmaya gidiyordu. Tuttuğu nefesini dışarıya verirken kendi çadırandan çıkıp yaralıların olduğu çadıra ilerledi, çadırın dışında duran temiz bez ve sargıları aldıktan sonra içeriye girdi.

"Bugün nasılsınız baylar?"

Anında bir sürü ses yükselirken kadın gülerek en baştaki yatakta yatan adamın yanına eğildi.

"Bir öpücük verirsen tamamen iyileşirim."

Daisy adamın dediğine gülmekle yetinirken bacağındaki sargıyı açtı, dikişlerin iyi olduğuna emin olduktan sonra tekrar sarıp konuşmaya başladı.

"Artık burada kalmana gerek yok, yapacağın tek şey dikişlerine dikkat etmek."

Adam ayağa kalkarken kıza bir şeyler söylesede Daisy onu dinlemeden diğer yatağın başına geçmişti, hala baygın halde olan adamın gömleğinin düğmelerini açıp kurşun yarasına baktı. Kanamanın durduğunu gördüğünde sargıyı çıkarıp temiz sargıyla sardı, düğmeleri tekrar kapattıktan sonra derin nefes alıp diğer hastaya geçti. Bir önceki hasta gibi o da baygındı, üstsüz adamın sargısını açtığında kötü durumda olan yarayı görünce midesi bulandı, öğürmemek için kendini zorla tutarken kanları temizleyip yarayı sardı.

Derin nefesler alıp diğer hastaya geçti, sessizce kendisini bekleyen adamın bacağındaki sargıyı açıp baktı. Yarası iyi durumda olan adama ne yapması gerektiğini söyledikten sonra diğer hastaya ilerledi, buradaki koku midesinin dayanabileceği gibi değildi ama boş boş durmaktansa işe yaramak daha iyi geliyordu. Bu seferlik daha fazla dayanamadı ve hızla çadırdan çıktı, temiz havayı içine çekerken Peggy'nin olduğu binaya doğru ilerlemeye başladı. Peggy'nin odasına ilerlediğinde Howard'ın da orada olduğunu gördü, Peggy kadını gördüğünde gülümsedi.

Since 1945Where stories live. Discover now