3

64 9 16
                                    

Bucky gözünü açtığında her şey bulanıktı, başında bir sürü insan bağırarak bir şeyler konuşuyordu, bilinci yerinde olmayan adam zorla mırıldandı.

"Daisy..."

Doktorlar adamın mırıldanmasıyla dururken başlarındaki asker ona doğru yaklaştı.

"Neden durdunuz?"

Adam sert sesiyle konuştuğunda doktorlardan biri konuştu.

"Mırıldandı efendim."

Bucky oturduğu koltukta bilinci yerinde değilken ezberinde olan ismi sayıklamaya başlamıştı, doktorlar birbirlerine bakarken Hydra yetkilisi konuşmaya başladı.

"Kimi sayıklıyor?"

Askerlerden biri komutanına doğru dönerken kafası öne eğik halde konuşmaya başladı.

"Bahsettiği kadın Steve Rogers ve Peggy Carter'ın askeriyeden arkadaşı efendim."

Orta yaşlı adam bakışlarını hala sayıklayan Bucky'e doğru dönerken askerlerine emir verdi.

"O kadını bulun."

Daisy yatağın kenarına otururken derin nefesler aldı, şehre döneli iki hafta olmuştu. Bucky'nin ölümümün üzerinden iki hafta geçmişti, gözleri dolarken sakin kalabilmek için derin nefesler aldı. Yavaşça ayağa kalkıp mutfağa ilerledi, bardağa suyunu doldururken duyduğu sesle kaşlarını çattı, bu binadaki herkes çalışıyordu ve kimse evlerinde değildi. Tezgahın üzerindeki bıçağı eline alırken adım seslerini duymuştu, evde biri olduğuna emin olmuştu.

Bucky duyduğu bağırış sesleriyle gözünü açtığında karşısında sevdiği kadını görmüştü, sol kolundaki ağrıya anlam veremezken yavaşça kolunu kaldırdı.

"James!"

Kadının bağırışını duyduğunda görüş alanı tamamen netleşmişti, sol elinin yerini demir kol aldığını görünce hiçbir şeye anlam verememişti.

"Bırakın beni!"

Daisy bağırdıktan sonra çırpınsada kendisini tutan askerler oldukça güçlüydü, çırpınmayı bırakırken gelen askerlerden biri çenesinden tutup nazikçe kafasını kaldırmıştı.

"Oldukça inatçısın."

Daisy o adamın Steve'i isteyen kişi olduğunu anlamıştı, derin nefesler alırken cevap vermezken adam tekrar konuştu.

"Önce yapılanları izlesin sonra onuda deneye sokun."

Bucky duyduğu bağırma sesleriyle tekrar gözünü açtı, yansıyan ışıkla birlikte Daisy'i görmüştü.

"Bırakın onu!"

Bucky bağırdıktan sonra yanındaki doktorlardan birine yumruğunu savurmuştu, askerler silahlarını ona doğru yöneltirken olduğu yerde kalmıştı. Gözü kararırken sendelediğinde Daisy endişeyle ona baktığında içlerinden biri konuşmaya başladı.

"Oturtun onu."

Askerler Bucky'i tuttuğu gibi geri oturttuğunda Daisy önündeki adama baktı.

"Bunu ona yapmayın."
"Ah Daisy... Çavuş Barnes ülkemize hiç kimsenin yapamayacağı büyük bir iyilik yapacak."

Adamın bakışları kadını tutan askerlere dönerken emrini verdi.

"Götürün onu buradan."
"Hayır, bırakın beni! Bırakın!"

Daisy bağırarak kurtulmaya çalışsada onu odadan çıkarmışlardı, kadını zorla laboratuvardan çıktıklarında cam duvardan izleyebileceği bir odaya aldılar.

Since 1945Where stories live. Discover now