13. BÖLÜM

5.9K 407 121
                                    

BÖLÜMÜ YAZARKEN ÖYLE BİR DUYGUSALLAŞTIM Kİ ANLATAMAM, GÖZLERİM DOLU DOLU YAZDIM UMARIM BU DUYGUYU SİZE VEREBİLİRİM BU BÖLÜMDE.
"İNSANLAR DOĞAR, YAŞAR VE ÖLÜRLER" BUGÜN YANIMIZDA OLAN BİRİNİ YARIN TOPRAĞIN ALTINA KOYMAK, MEZARLIĞA EMANET ETMEK KADAR ACI BİR GERÇEĞİMİZ YOK BU HAYATTA...
Şarkıyı arka planda dinlediğiniz yerde bölümü okuyunca o duyguyu alacaksınız. Ünal kötü bir karakter değildi, sadece sevilip mutlu olmak istemişti... ❤️‍🩹

~~~~~~~~~~

İnsanlar doğar, yaşar ve ölürlerdi...

Hayatımıza birşey kattığımızı veya katacağımızı sandığımız anda hayatın bitmesi, bir başlangıç değil bir sondu.
Bunu anlamak için beklemeye gerek yoktu zaten senin için zaman bitmişse beklemek neye yarardı ki? Bu bir son muydu yoksa yeniden başlangıç mı?

Ortalığın mahşer alanından kalır yanı yoktu, herkes bir yere koşuşturuyordu, arka arkaya ambulanslar geliyordu. Zeynep'i hemen hastahaneye yetiştirmişlerdi arkasından Ünal ambulansla hastaneye gelmişti ikisinin de durumu çok ağırdı hemen ameliyata alınmışlardı. Ünal da nabız yoktu, Zeynep'in ise kalbi iki defa durmuştu ambulansta herkes hastahaneye koşuşturmuş gelmişti hastahane çok kalabalıktı Azat'ı, Tufan etkisiz hale getirmişti hemen düğün salonunda.
Tahir ağa kendine gelememişti daha herkes deli gibi ağlıyor ağıt yakıyordu kadınlardan fenalaşıp bayılan Vardı Hazal hanım ve Hasret hanım da bunların arasındaydı. Onlara içeride müdahale ediyorlardı. Herkes neden böyle olduğunu tartışıyordu, Murat köşede sessizce ağlıyordu, bir yandan da ellerini açmış dua ediyordu. Ayşe de Murat'ın yanına çökmüş deli gibi ağlıyordu.
Zelal kadın hem ağıt yakıyor hem bağırıyordu.

"Oyy benim kınalı guzumm, oyy kaderi kara guzumm" dedi Zelal kadının sesi hastahane koridorunu dolduruyordu feryadıyla.

Zaman iki aile için de resmen durmuştu kızlarını ve oğullarını kanlar içinde yerde yatarken görmek onlar için en büyük acı ve azaptı. Hemşireler bir yandan ellerinde kanlarla ameliyathaneye koşuşturuyordu. Herkes perişan haldeydi. Tahir ağa içten içe benim yüzümden oldu diye kendini suçluyordu, Tufan perişan haldeydi eli gömleği Ünal'ın kanı olmuştu kendine gelememiş ellerini bile yıkayamamıştı.
Sedat Tufanın yanına yaklaşmıştı.

"Abi hadi kalk ellini yüzünü yıkayalım hadi kalk, bırakma kendini" dedi Sedat o da perişan haldeydi. Tufan tepki vermemişti, oturduğu soğuk betondan kalkıp Sedat'la elini yıkamaya gitmişti. Aklında çıkmıyordu hem canı, kanı en değerlisi kardeşi vurulmuştu, hemde sevdiği kız unutamıyordu. Aklından çıkmıyordu içinden ikisine birşey olmaması için dua ediyordu.
Tufan ve Sedat lavabodan çıkıp tam ameliyathanenin önüne gidiyorlardı. Zaman onlar için geçmese de Zeynep ve Ünal ameliyata alınalı 5 saat olmuştu doktorlar çıkıyor birşey söylemiyordu. Herkes bir harabeye dönmüştü herkes dua ediyordu Hazal hanım ve Hasret hanım da zorla da olsa kalkıp ameliyathane kapısının önünde beklemek istemişlerdi. Ayşe bağırdı.

"Yaa niye kimse birşey söylemiyor bize niye çıkıp kimse iyi demiyor" diye bağırıyordu Ayşe hem bağırıyor hemde deli gibi ağlıyordu.
Herkes ağlamaktan heba olmuştu. Murat Ayşe'yi sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Sakin ol Ayşe onlar iyi kardeşim iyi olacak, ikizim tekrardan gülüp eğlenecek o bizi bırakmayacak, bırakmaz ki bırakamaz o bizsiz yapamaz" dedi Murat onunda Ayşe'den farkı yoktu o da ağlamaktan heba olmuştu, acıdan kimse ne dediğini ne yaptığını bilmiyordu.

Doktor durumu bildirmek için çıkmıştı.
Herkes doktoru görür görmez ayaklandı Tahir ağa ve Cenap ağa hızla doktora koştu.

"Evlatlarımız nasıl doktor niye kimse birşey söylemiyor bize" dedi Cenap ağa.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÜÇÜK GELİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin