28. BÖLÜM

1.9K 126 274
                                    

Yeni bölüm için beğeni sınırı=150
Yorum sınırı en az=200

Yeni bölüm için beğeni sınırı=150Yorum sınırı en az=200

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_______________________________________

Bir kere olduğun kişiden uzaklaşmaya başlayınca insan tekrar o kaybettiği kişi olamayacağını düşünürdü her zaman. En azından ben bu durumun hep böyle olacağını düşünmüştüm. Eskiden tanıdığım Mira her zaman korkusuz ve gözü kara bir kızdı. Ama son zamanlarda içinde bulunduğum ruh hali karmakarışıktı.

Kafamda ki susmak bilmeyen sesler beni hep bir kuyudan alıp başka bir kuyunun içine atıyordu. Kafamda dönüp duran, kulağıma adeta bir şeytan gibi acımasız sözlerini fusıldayan o sesler tekrar o eski Mira olamayacağım konusunda beni ikna etmek için fazla uğraşıyordu. Sanırım bu hayatta en önemli olan tek şey savaşmadan yenilgiyi kabullenmemek gerektiğiydi.

Hayatıma Bora girdikten sonra her şey yoluna mı girmişti yoksa daha fazla yolundan mı çıkmıştı nedense bu konuda net bir cevap veremiyordum. Onun bana iyi geldiği su götürmez bir gerçekken ayağıma bir başka pranga geçiren de hiç şüphesiz kendisiydi. Kafam bile bu karışıklığı kaldıramazken kalbimi bu işlere ortak etme niyetinde hiç mi hiç değildim.

Arkamda belime sarılan güçlü kollar ve sırtımda hissettiğim beden bana hiç de yabancı değildi. Hatta o kadar tanıdıktı ki burnuma gelen kokusunu tanımakta bile hiç zorluk çekmemiştim. Bora'yı ne kadar zamandır görmediğimi bilmiyordum ama şimdi bedeni yanımdayken hissettiğim özlem duygusu en üst seviyesine ulaşmıştı bile.

Ardımda bıraktıklarım ve Göktuğ'dan kurtulduğumda aklımda asla Bora'ya tekrar dönmek gibi bir seçenek olmamıştı. Onu da artık tıpkı zihnime ilmek ilmek kazınan silmek istediğim o kötü geçmişim gibi geride bırakmak istemiştim. Ama bir tarafım ne Bora'yı ne de bizi o kirli geçmişin içine katmak istememişti. Belki de bunca kötülüğün içinde olan tek iyi şeyi de böyle acımasızca harcamak fazla acımasızca olurdu.

Aklımdan geçen tonla düşünce yerli yerinde dururken bedenim üzerinde ufak bir rahatlama hissettim. Peşimde olan kişilerin Hakan ve adamları olabileceği konusunda o kadar fazla korkmuştum ki ancak yeni yeni nefes aldığımı hissedebiliyordum. Bora bunca seçeneğin arasında en masumu olarak kalıyordu desem yalan olmazdı sanırım.

Yine de içimde ki endişe tohumları hala olduğu yerde varlığını sürdürmeye devam ediyordu. Bora her zaman bana iyi tarafını göstermemiş beni her zaman merhametiyle sarıp sarmalamamıştı. Sinirlendiği zaman gözünün ne derece döndüğüne en iyi ben şahit olmuştum. Ama nedense bir tarafım onun Göktuğ kadar şerefsiz ve insafsız bir adam olabileceğine inanmıyordu.

"Bora, bunu bana yapma. Lütfen."
Nihayet sesim çıkmayı başarırken bu sırada gözlerim benden habersiz bir biçimde kapanmıştı. Ses tonum kısık bir şekilde çıkarken bedenim hala ürkek bir kuş gibi Bora'nın kolları arasında titremeye devam ediyordu.

Kayıp Pusula (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin