BÖLÜM 24

2.4K 236 13
                                    


William ile anlaşmak, kaybetme riskim olduğu halde tüm paramı bir kumar masasına yatırmak kadar güvenliydi sadece. Yine de diğer tüm seçeneklerin yanında o işimize yarayabilirdi. İyi tarafından bakarsak eğer, Simon ve Marcus'a karşı yanımızda savaşacak başka birilerini daha bulmuştuk. Geriye O'nun bize ne tür bilgiler vereceği kalıyordu. Anladığım kadarıyla onlar kesinlikle O için çalışmıyordu. Öyle olsaydı daha oraya adımımızı attığımız an O'dan bahsedip planı anlatmaya başlarlardı. Peki, Jason'un görevi tam olarak neydi? İstediğim yardım talebim olduğunu söylemişti, bu sözleri yanlış mı anlamıştım?

Gözlerimi önümde rahatça yürüyen Jason'a, ardından toplantı odasında gördüğümüz ve neredeyse hiç konuşmayan kot pantolonlu kadına çevirdim. Anlaşma yapılıp konu hakkında biraz daha tartıştıktan sonra William'ın orada kalmamız için yaptığı tüm ısrarları görmezden gelip ayaklanmış ve çıkışa doğru yönelmiştik. Önümde yürüyen kadınla da bu şekilde konuşma fırsatı yakalamıştım. Toplantı odasından çıkmadan hemen önce kadın yanımıza gelmiş, bize nazikçe tebessüm edip garip bir aksanla 'Merhaba, ben Melissa. Umarım yeniden görüşürüz.' demiş, sonra da arkasına dönüp gitmişti. Bu tavrı bizimle nezaket gereği konuştuğunun kanıtıydı.

Kafamı hızla sallayıp düşüncelerimden sıyrıldım ve asansörün açılan kapısından çıkıp otoparkın içinde yürümeye başlayan diğerlerini sakince izledim. Bir saat öncesine kadar bir iki arabanın park edildiği otoparkta şimdi sadece Jason'un arabası vardı. Oraya doğru yürüdük ve arabanın yanına gelene kadar da durmadık.

Jason sol kolunu havaya kaldırıp altın kaplama saatine hızlıca baktı, ardından bize doğru dönüp '' Sizi nereye bırakmamı istersiniz?'' diye sordu. O sırada gözlerim Jason'un yanında duran ve nazik bir biçimde de olsa her birimizi tek tek inceleyen kadına doğru kaydı. Gözlerimi kısıp ona kısa bir bakış attım.

O neden buradaydı?

''Aldığın yerin yakınlarına bırakman yeter,'' diye cevap verdi Rex sakince.

Gözlerimi kadından Jason'a çevirdim. Arabamız yok olmuştu, yani eve dönmek için kendimize başka bir araba bulmamız gerekecekti. Elbette Jason'dan istesek bizi oraya kadar götürürdü ama gizli yerimizi öğrenmesini istemiyordum. O da bunu biliyordu, Rex'e olan bakışlarından bunu rahatça anlamıştım.

Jason hafifçe gülümseyip tamam anlamında kafasını sallarken hemen yanında duran esmer kadın, adı Melissa'ydı sanırım, Jason'a döndü ve anlamadığım bir dilde konuşmaya başladı. Başta Jason'ın tebessümü yüzünde donar gibi oldu, ardından daha da büyüdü. Melissa bunu bir davet olarak algılamış olacak ki Jason'a bir adım daha yaklaşıp bir elini göğsüne koydu. İşte her şey o zaman değişti.

Jason'un tebessümü birden bire soldu.

Jason'un ani değişen ruh halini fark eden kadın elini hızla çekip bir adım geriye doğru gitti. Gözlerim kadının yüzüne doğru kayarken kaşlarımı çattım. O... Endişeli miydi? Gözlerim bu sefer delici bakışlarını kadına doğru çevirmiş ve anlayamadığım bir dilde yavaş yavaş konuşan Jason'a kaydı. Her ne dediyse kadın ondan daha da uzaklaştı ve sonunda arkasına dönüp gitti.

Jason birkaç saniye boyunca kadını izledi. Ardından şimşek hızı kadar belirsiz ruh hali yeniden değişti. Yüzünde muzip bir gülümsemeyle bize doğru döndü ve 'Kadınlar,'' diye mırıldandı.

Neydi bu şimdi?

Jason bana doğru dönüp ''Öne bu sefer sen binmek ister misin?'' diye sorduktan sonra cevabımı beklemeden bagaj tarafına doğru yürüdü ve üzerindeki ceketini çıkarıp bagaja özenle yerleştirdi, ardından hız kesmeden arabaya bindi. Rex ve Mike'a doğru döndüm ve orada oturmamda bir sorun olup olmadığını anlamaya çalıştım. Kısa süre sonra Rex ön kapıyı benim için açtı.

KUKLA: Y.A.K   ( -TAMAMLANDI- )Où les histoires vivent. Découvrez maintenant