Özel Bölüm 3

7.1K 691 110
                                    

''Rahat dur'' dedim hızla

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

''Rahat dur'' dedim hızla. Sürekli elini belime koyup beni kendine doğru çekiyor ve dudaklarıma kısada olsa öpücükler konduruyordu. Yanlış anlaşılmasın bu durumdan hiç şikâyetçi değildim ama annemlere geç kalmak istemiyordum. Onları fazlasıyla özlemiştim.

Alex kahkaha atıp ellerini havaya kaldırdı ve '' Emredersiniz Majesteleri'' dedikten sonra giysi dolabımıza doğru yürüdü. Dolabımız... Ah içim o anda bir hoş olmuştu. Her şeyimiz ortaktı, bu his mükemmeldi. Aynı yatağı paylaşmak, her gün onun güzel yüzü ve kokusuyla uyanmak harikaydı. Bazen her yeni evli çift gibi kavgada ediyorduk ama anında barışıyorduk. Uzun süre küs kalamadığımız için mutluydum.

Derin bir nefes alıp yatak odamızdaki banyomuza girdim. Burası benim eski evimdeki odam kadar büyüktü. Her yer altından yapılmıştı ve mavi renkler duvarları süslüyordu. Küvet benim favori yerimdi, o kadar büyüktü ki köpüklerle doldurup saatlerce içinde kaldığım zamanlar oluyordu. Utançla güldüm, yada kaldığımız zamanlar diye düşündüm. Bu kadar ihtişam bile Alex'i gördüğüm zamanki gibi mutlu etmiyordu beni. Ona delicesine âşıktım, o da bana.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım, ardından tuvalet masamdan aldığım birkaç makyaj malzemesini de yüzüme uyguladım. Fazlasına gerek yoktu ama yapmasam da olmazdı. Ben artık kraliçeydim, güzel giyinmem ve görünmem gerekiyordu. Bu his karnıma dayanılmaz bir ağrı girmesine neden oldu. Kraliçelik hiçte kolay değildi aslında, sürekli dersler alıyordum ve her an gülmek zorundaydım. Her etkinliğe katılmak beni deli ediyordu ama neyse ki yanımda Alex vardı. Onun tek bir bakışı bana güç veriyordu.

İşim bitince banyodan çıkıp odaya girdim Alex ayakta durmuş birkaç dosyaya bakıyordu. Çoktan giyinmişti. Aşkla baktım onun kıyafetlerine, kalbim tekledi. Beni görünce ayağa kalktı ve ellerini yana doğru açıp '' Nasıl olmuşum?'' diye sordu. Ağlama isteğimi bastırarak üzerindeki sıradan beyaz gömleğe ve koyu kahverengi pantolona baktım. Ailem için böyle giyinmişti, sırf onlar rahat etsin diye.

Sorusuna yanıt vermek yerine yanına gittim ve ellerimle yanaklarını tutup aşk dolu bir öpücük kondurdum dudaklarına.

''Teşekkür ederim ama buna gerek yoktu'' diye fısıldadım.

Alex ellerimi elleriyle kavrayıp minik öpücükler kondurdu parmak uçlarıma ardından '' Mecburdum, kendim için en azından.'' Dedi.

Ne demek istediğini anlamadığımı fark ettiğinde güldü ve '' Senin ailenleyken kendimi normal biri gibi hissediyorum, bu mutluluğu bozan tek şey sıkıcı ve pahalı takım elbiseler. Ayda yılda bir kez başkalarının yanında olmak hakkım değil mi?'' diye sordu sakince, cevabımı zaten biliyordu.

Yavaşça kafamı salladım ve ondan ayrılıp '' Tamam benimde giyinmem gerekiyor'' dedim. Alex omzumu tutup '' Senin için bir elbise seçtim '' dedi ve yatağa doğru çevirdi beni.

Yatağın üzerindeki beyaz fırfırlı kumaş elbiseyi görünce yüreğim ağzıma geldi. Bu benime eski kıyafetlerimden biriydi.

Ona doğru döndüm ve '' Nereden buldun bunu?'' diye sordum. Hala şaşkındım, evlenirken bunları yanıma almamıştım. Daha doğrusu Alex'in ablası ve kardeşi almama izin vermemişti, ah Tanrım onlarla başım fena dertteydi, sürekli nasıl Kraliçe olunur gibi dersler veriyorlardı bana, ayrıca ikisi de beni sevmiyordu ama neyse ki fazla uzun kalmamışlardı burada.

Alex anlıma bir öpücük kondurup '' Annemden istedim'' dedi yavaşça. Annemi kendi annesi gibi kabul etmesi çok mutlu ediyordu bana. Onunda mutlu olduğunu biliyordum.

Ona uzanıp sıkıca sarıldım ardından elbiseye doğru koşup elime aldım ve havaya kaldırdım. Cidden özlemiştim bu şekilde giyinmeyi. Sürekli pahalı şeyler giymek sıkıyordu adamı. Neyse ki hafta sonu nehir kenarındaki gizli kulübemize gidiyorduk. Orada istediğimiz gibi takılıyorduk. Bazen sonsuza dek orada kalmak istiyordum ama bu imkânsızdı.

Alex yanıma geldi ve sarı elbisemin fermuarını yavaşça açtı. Ona hissettiğim çekim her gün artıyor hatta dayanılmaz hale geliyordu. Onun benim olması, benimde onun olması mükemmel hissettiriyordu adama.

Elbisem ayaklarımın altına düştüğünde tenim ürperdi. Aynı anda Alex'in bedeninin verdiği sıcaklıkla da yandı. Üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı. Titreyişimi fark ettiğinde hafifçe güldü ve parmaklarını çıplak kollarımda yavaşça gezdirirken boynuma küçük küçük öpücükler kondurdu. Ona asla hayır diyemiyordum, her zaman onun dokunuşuna hasret kalıyordum.

En sonunda elimdeki beyaz elbiseye uzandı ve '' Kollarını kaldır'' dedi. Yavaşça ona doğru döndüm, gözleri alev alevdi. Hala beni istiyor oluşu hoşuma gitmişti. Kollarımı kaldırdım, o da elbiseyi başımdan aşağıya yavaşça geçirdi. Ardından eteklerini düzeltti ve kulağıma eğilip '' Sana çok güzelsin demiş miydim?'' diye sordu. Kahkaha atıp ondan uzaklaştım ve '' Evet, hem de yüzlerce kez'' diye yanıtladım.

Güldü ve '' Umarım sıkılmazsınız Majesteleri çünkü hayatım boyunca bunu söyleyeceğim'' dedi. O an ona olan aşkım daha da arttı. Eliyle bana gel işareti yaptı. Yanına gittiğimde hafifçe itekledi ve yatağa oturmamı sağladı.

Yumuşak yatağa oturunca daha yeni fark ettiğim doldu topuk ayakkabılarım görüş alanıma girdi. Alex bunları da getirtmişti. Ona aşkla baktım. O ise ayakkabıları geçirdi ayağıma yavaşça. Bir süre daha oyalandıktan sonra birlikte odadan çıktık ve bizi eve götürmek için bekleyen arabaya bindik. Ellerimiz kenetli bir şekildeydi hala. Hiç bırakmayacak gibi sıkı sıkı tutuyordu Alex, ben halimden memnundum istediği kadar tutabilirdi.

Eski evime vardığımda içimde tarifi imkânsız bir mutluluk yeşermişti. Burayı her ne olursa olsun özlüyordum. Birkaç meraklı komşuya selam verdikten sonra çitlerden geçtik. Üzerimizdeki kıyafetler yüzünden bize şaşkınca bakıyorlardı. Aldırış etmedim.

Alex elimi bıraktı. Babam halakızının evlendiğine alışamamıştı, bu yüzden onun yanında bu şekilde sevgi gösterileri yapamıyorduk. Evin kapısı açıldı Sara koşar adım yanıma geldi ve hızla boynuma atladı. Güçlenmiş ve büyümüştü.

''Tatlı çöreğim benim, merhaba'' dedim hızla. Benden ayrılıp ''Sonunda geldiniz'' diye çığlık attı ardından ışık saçan gözleriyle Alex'e döndü ve küçük bir reverans yapıp ona bakmaya devam etti. Sanırım sarılmak istiyordu ama önce Alex'den bir hareket bekliyordu.

Alex yavaşça aşağıya eğildi ve kollarını açmaya başladı. Sara koşarak ona da sarıldı. Ellerimle kalbimin üzerini ovaladım, mükemmel bir kocaya sahiptim.

''Nasılsın küçük prenses'' diye sordu Alex Sara'ya yavaşça.

Sara gözlerini kocaman açıp bana döndü ve '' Bana prenses dedi'' diye cıyakladı. Kocaman gülümsedim ve '' O Kral tatlım, ne derse doğrudur'' dedim. Alex bu sözümle bana kısacık bir bakış attı, gözlerinin içi gülüyordu.

O anda Annem babam ve Thomas da dışarıda bu manzarayı izliyordu. Alex ayağa kalkınca hepsi birlikte reverans yapmaya yeltendiler. Ama Alex hızla yanlarına gidip annemin kolunu hafifçe tuttu ve ''Anne lütfen buna gerek yok'' dedi ve ardından annemin elini dudaklarına götürüp öptü. Annem utançtan kıvrılırken mutluluktan uçuyordu. Kral ona anne demişti! Babam ise kendinden memnun bir halde olanları izliyordu, Alex'in bu tavırları hoşuna gittiği belliydi.

Babamla da tokalaştıktan sonra Alex Thomas'a doğru eğildi ve ''Nasılsın bakalım ahbap?'' dedi hızla. Thomas utanmıştı. Alex'in bu yakınlığına hala alışamamıştı. Bende alışamamıştım, o Kraldı ama tıpkı ailenin bir ferdi gibi yakın davranıyordu aileme. Kendini büyük bizi küçük görmüyordu asla. Bu onu çok daha fazla sevmeme neden oluyordu.

En sonunda birlikte içeri girdik. Eve ayak basar basmaz annemin en sevdiğim yemekleri yaptığını anlamıştım. Fırında tavuk kokusu burnuma dolar dolmaz karnım guruldadı. Ne yazık ki bu ses evde de yankılandı. O anda tüm aile ferdi bana gülerken gözüm kahkaha atan ve aşkla bana bakan Alex'e takıldı. Onun benimle mutlu olduğunu bilmek en büyük ödüldü benim için. 



MAVİ KUBBELER : Yalnız Prens ( -TAMAMLANDI- )Where stories live. Discover now