4.BÖLÜM

175K 6.2K 688
                                    

4.BÖLÜM

Düzenlendi

         Öğlen saatleri gelirken herkes yavaş yavaş toplanmış dün gecenin de, yolun da yorgunluğunu atmıştı. Çocuklar bahçede güneş çıkmadan hava almış, güneş çıkınca da içeri götürmüştük onları. Erdal beyler dağılmışken Aysel hanım ve Maral abla üst kata çıkacaklarını söylemişti. Her seferinde insanların peşinde kuyruk gibi gezmek istemediğimden salonda kaldım. Nereye kadar onlara bağımlı yaşayacaktım ki. Bir süre otursam da sıkılmıştım. Çocuklara bakmak için yukarı çıktım. İkisi de mışıl mışıl uyuyordu. Sessizce odadan çıktığımda ne yapacağımı bilemeyerek sıkıntıyla gözlerimi koridorda gezdirdim. Koridorun köşesinde kapısı açık odayı gördüğümde ise hiç düşünmeden içeri girdim. Gördüğüm kitaplarla büyülenmişcesine parmaklarımı raflarda gezdirdim. Çocukluğumdan beri sığınağım olmuştu kitaplar. Çok severdim okumayı, başka diyarlara gidip bilmediğim duygulardan tatmayı. Anne sevgisini en çok kitaplarda okumuş onlarla tatmıştım. 

          Babaannem çocukluğumda yanımda olsa da bir annenin yerini tutamıyordu işte. Okuma yazma bilmedeen önce bilmezdim de anne ne demek. Babaannem sadece babam yokken anlatırdı. Bildiğim tek şey beni doğurduğu ve melek olup cennete gittiğiydi o zamanlar. Babaannemi kaybettiğimizde on beşime yeni girmiştim. Yarım yamalak tattığım annelik de o zaman bitmişti. Şimdi düşünüyordum da benim tattığım evlatlık da o zaman bitmişti. Annem göçüp gitmişken bu diyardan ona evlat olamamıştım. Babam.. Babamın varlığımdan haberi var mıydı ki? Hep yok saymıştı beni. Bazen yüzüme bile bakmazdı. Babaannem anneme benzediğim için olduğunu söylediğinde isyan etmek istedim. Neden sevmemişti ki beni? Bu kadar mı zordu saçımı okşayıp kızım demek...

          Raflarda göz gezdirerek ilerlerken bir bölmenin önüne geldiğimde durdum. Bebek ve çocuk gelişim kitaplarını gördüğümde fazla düşünmeden içlerinden birini aldım ve cam kenarındaki berjere ayaklarımı toplayarak oturdum. Herkesin kendine göre işleri vardı ve ben bu şekilde zaman geçirebilirdim. Böylece düşüncelerimden de biraz uzaklaşmış olurdum. Zaten tüm gece doğru düzgün uyuyamamış kötü rüyalar görmüştüm. Daha fazla düşünmek istemiyordum. Hem bir an önce öğrenmem gerekenler vardı ve bir yerden başlamalıydım. Eğer Yiğit Efe'ye yetebilmek istiyorsam, iyi bir anne olabilmek istiyorsam öğrenmekten başka çarem yoktu. Şuan çalışabileceğim bir işim de yoktu. Buraları bilmiyordum. Ben de oğlumla ilgilenirdim. Daha sonra Aslan'a söylersem belki iş bulmamda yardımcı olurdu bana. Saat ilerlerken ben de okuduğum kitaba iyice konsantre olmuş bilmediğim bir sürü bilgi öğrenmiştim. 

           Kapının sert bir şekilde açılmasıyla sıçrayarak kapıya döndüm. Soluk soluğa ve sert bir yüz ile bana bakan Aslan ile tedirgince ayaklandım ve ona yaklaştım.

"Sen iyi misin Aslan? Bir şey mi oldu?"

"Gittin sandım."

"Ne, Nereye?"

"Her yere baktık yoktun. Annemler de bilmiyordu."

"Ben sadece sıkılmıştım. Kitapları görünce bakmak istedim. İzinsiz odaya girdiğim için özür dilerim."

"Hayır izin almana gerek yok tabi ki. Sadece seni göremeyince... Merak ettim işte. Sonuçta bilmediğin bir yer. Dışarı çıkarsan kaybolursun diye."

        Elini saçlarına atıp karıştırdı ve bana döndü.

"Hadi gel akşam yemeği hazır."

HAYATIM(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now