3

699 75 64
                                    

 şarkı | streets - doja cat

Dövmeciden savsak adımlarla ayrılıyorken ensemdeki acı etkisini daha yeni yeni gösteriyor gibiydi. Üstelik gece vakti bedenimi okşayan rüzgar durumu kesinlikle daha kötü yapıyordu. Marie'yi beni öpüşünden sonra hiçbir yerde görememiştim. En azından parayı öderken veya mekandan çıkarken vedalaşacağımızı sanmıştım. Oldukça aptal olmalıydım.

Şimdi yine aynı yolu bu sefer ayık kafayla yürürken içkinin bana olan etkilerini daha yeni çözüyor gibiydim. Çok çabuk sarhoş olabilen biriydim ama çok çabuk da ayılıyordum, bunu anlamıştım. Tabi sarhoşken dövme acısı ve gece vakti soğukluğu gibi şeylere maruz kalırsam daha çabuk ayılıyor da olabilirim.

Dövmeci dükkanından hafif uzaklaşmış olduğumda önümde yürüyen bedeni tanıdığımı gördüm. Marie sakin adımlarla ilerliyordu. Hatta muhtemelen yavaş yürümüştü çünkü ondan geç çıksam da ona yetişebilmiştim.

Yan yana kalmayalım diye ben de onun hızıyla eşdeğer, aramızdaki mesafeyi koruyarak yürümeye devam ettim. Birkaç adım ilerimdeydi ve kesinlikle arkasını hiç dönmemişti. Ama yine de buradaki varlığımı bildiğini hissedebiliyordum.

Sessiz geçen birkaç dakikanın ardından ''Umarım pişman olmazsın.'' dediğini duydum.

Yavaşça arkasına dönmüş ve duraksamıştı. Adımlarım onun yanını bulduğunda tekrar yürümeye devam etmeye başlamış ve ''Dövmenden.'' diye lafını tamamlamıştı.

''Neden pişman olayım ki ben kendim istedim. Hem yapan kişi de sensin.''

''Ben de bu yüzden pişman olmandan korkuyorum zaten.''

Hafif mırıldanır gibi konuştuğunda dediklerini zar zor seçebilmiştim ama pek cevap vermemi istiyor gibi durmuyordu. Ben de ne diyeceğimi bilemiyordum zaten.

''Sarhoş musun?''

''Değilim.''

Anında cevap verdiğimde bana bir kısa bakış atmış sonra tekrar önüne dönmüştü. Bense çokça üşüdüğüm bu havada, bu aynı sokakta artık üşümüyor olduğumu hissediyordum.

''Lafına inanmalı mıyım?''

''O kadar tatlı canım vardır ki inan dövme benim ayılmam için inanılmaz yeterli bir acıydı.''

Dediğime hafif kıkırdadığında ben de gülümsemiştim. Gülümsemesi bulaşıcıydı.

''Gerçekten de neden hiç sevişmedin? Korktuğun için mi?''

Aklının hala orada olmasına şaşırırken kızaran yanaklarıma inat ''Aman sen de'' demiştim.

''Daha yaşımız çok küçük. Sanki herkes yapıyormuş da bir ben kalmışım gibi sorgulanmam sinir bozucu.''

''Bir nevi öyle. Eğer hala bu konulara yabancı olduğunu düşünüyorsan yanlış yerdesin çünkü burada ya seni kullanmak isterler ya da rahibe damgası yersin. Bizim okuldakiler koyun gibidir. Ne duyarlarsa büyütürler, inanırlar ve çoğunluk ne düşünüyorsa onu düşünmeye çalışırlar. Hastalıklı olduğunu bile düşünebilirler. Dedikodun o kadar hızlı yayılır ki.''

Söyledikleri cidden büyüğümden okulla ilgili tavsiye dinliyormuşum havası verirken kaçamak bakışlarla yanımdaki kızın yüzünü inceledim. Benimle dalga geçmek gibi bir amaç taşımadığı ortadaydı şu anda. Benden büyüktü ve bilgili olması normaldi. İyi amaçla söylediği şeylere karşılık ben de ona uyum sağlamak, nedenini söylemek istedim.

''Elimde olan bir şey değil ki. Midemi bulandırıyor. Lütfen benimle dalga geçme ama erkeklerin o şeyi midemi bulandırıyor, izlemeye bile dayanamıyorum. Yaşamak da istemiyorum o yüzden. Ayrıca okuldakileri de anlamış değilim. Elbette aseksüel insanlar da vardır. Ne yapıyorlar, toplaşıp okuldan mı attırıyorlar?''

Pure | GirlxGirlWhere stories live. Discover now