☾: harvey sharp or ashton irwin?

130 18 26
                                    

Ergenlikte çok dertli ve yalnız olan kızların içindeki sıkıntılardan kurtulmak için başvuracağı birtakım yollar vardı. Bana kalırsa birinci sırada, kendini bulabileceğin en kötü bol sevişmeli yeni yetişkin kitaplarına gömmek yer alıyordu. Asla onun gibi bir aşk hayatına sahip olamayacağınız karakterleri okumak sizi gerçek dünyadan uzaklaştırır ve okuduğunuz zaman dilimlerinde oldukça eğlendirirdi. Seks kısımları ise dünyalara bedel olurdu, çünkü bilirdiniz ki ergenlikte veya değil, hayatınızda asla öyle bir cinsel çekim ve cinsellik olmayacaktı. Eh, görüyorsunuz ya, ergenlikteki her genç kız hayalperest değildi.

İkinci sırada, asla ulaşamayacağınız insanlara -ki bunlar genelde şarkıcılar olurdu- hayran olmak ve gerçeklik algınızı bozana kadar şarkılarını dinleyerek onlarla aranızda bir şeyler olduğunu hayal etmek geliyordu. Hayranlığın kimselerce işleri düzelttiği düşünülebilir, ama bence saçmalıktı. İnsanın sadece derdine dert katıyordu. En başında, medyaya sunduğu kadarıyla tanıyabildiğiniz, muhtemelen uydurulmuş kişilikleri hayal gücünüzdeki muhteşem karakterlerle pekiştiriyordunuz ve süper-ötesi-harika-her-şeyiyle-kusursuz bir insan yaratıyordunuz ve bu insana da asla kavuşamayacağınızı bilerek âşık oluyordunuz. İnanın bana, hayranlık olayları ergenlikten çok daha komplike bir durumdu.

Üçüncü sıradaysa sosyal medya vardı. Burası öyle bir yerdi ki, kendiniz dışında herkes olabiliyordunuz. Ve buna sadece çok dertli, yalnız ergenlerin değil, pek çoğunun ihtiyacı vardı. Ama hey, konudan sapmayalım. Biz dertli ve yalnız ergenlerle ilgileniyoruz. Evet, sosyal medya... Herkesi farklı bir alana dağıtıyordu. Kimisi Youtube'a videolar çekiyor, kimisi hüzünlü tweetler atıyor, kimisi de Wattpad adlı bir platformda hikayeler yazıyordu.

İşte! Ben sonuncusuydum. Bütün derdimi kederimi alır, bir karaktere yükler, sonra onu travmatik bir aşk hikayesinin içine atardım. Epey eğlenceliydi doğrusu. Bir kere kız karakterlerim hep bana benzerdi, ama aynı zamanda benden hep daha havalı olurlardı. Bazen kendimin yüzlerce klonunu yaratıyormuşum gibi hissederdim. İşin garip tarafı neydi biliyor musunuz? Lisede hiçbir arkadaşım -ki sadece bir iki tane arkadaşa sahiptim- benim komik olduğumu düşünmezdi. Ya da eğlenceli. Ya da hayat dolu. Ya da iyi olan herhangi bir şey. Ama internette yazdığım kadın karakterlere insanlar tapıyordu. Kendimden bu kadar fazla şey koymama rağmen hem de. İş bununla da sınırlı değildi. Binlerce takipçim vardı. Mesaj panoma sürekli beni ne kadar sevdiklerini yazarlardı. Oysa beni tanımıyorlardı bile. Onlara cevap olarak her zaman sevgilerinin karşılıksız olmadığını yazardım. Bunda samimiydim de. Ne kadar ben de onları tanımasam da her bir takipçimi ayrı ayrı severdim. Bazen profillerini incelerdim, aralarında hikayeler yazanlar varsa hikayelerini okur, yorum yapardım. Bunu yapmama bayılırlardı, çünkü onların gözünde popüler biriydim. Bana saygı duyuyorlardı. Gerçek hayatta ne değildiysem oydum onlar için. Ve bunun hissettirdiği şey paha biçilemezdi.

Aralarından özellikle bir takipçim vardı ki, onunla aramdaki ilişki bambaşkaydı: Sabrina. Alakasızdı, ama kendine Nina denilmesinden hoşlanırdı. Onunla Halsey'nin Colors şarkısından etkilenip yazdığım ve aynı ismi verdiğim hikayemin yorumlarında tanışmıştık. O sıralar yeni iki yüz takipçiye ulaşmıştım. Durmadan yeni hikayeler yazardım. Beynim durmak bilmiyordu, bu da insanların beni keşfetmesine yol açmıştı. Tabii sonra çoğunu yarım bıraktım. Nina bu yüzden benden nefret etmişti. Her gün mesaj panoma binlerce yazı yazardı. En sonunda sadece mesaj panomla yetinmemekte karar kıldı ve olaylar mesaj kutuma taşındı. Ondan binlerce kez özür dilediğimi ve bir gün yeni bölüm yazacağımı söylediğimi hatırlıyorum. Ama asla yazmadım. Buna rağmen arkadaş olduk. En yakın arkadaş. Benden çok uzakta bir şehirde yaşıyordu, ama yine de gerçekte sahip olduğum bütün arkadaşlardan çok daha yakın hissettiriyordu. Ona bayılırdım. Yeni bir hikaye yazacak olursam (Nina bu hayatta en çok yeni hikayeler yazmamdan nefret ederdi) isim seçimini hep ona yaptırırdım. Çoğunlukla da onun seçtiğini kullanmazdım. Buna her seferinde kızardı, ama aslında komik bulduğunu biliyordum.

imaginary reality of harvey sharp ☾ a.iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin