Smell Of Love

70 8 41
                                    

Atlas

Duyguların melekleri vardır, derdi annem.

Ömrü boyunca çok fazla şeye inandı. Sihre, perilere, mucizelere ve masallara... Babama da inandı.

Benimse tek inandığım ve bildiğim şey duygusuz gecelerdi. Yağmursuz, yıldızsız, sessiz geceler. Ne soğuk ne sıcak geceler. Boyalı ellerimin tuvalin üzerinde dolanışı. Ve duygusuz tablolar. Soğurulmuş renkler. Işığı yabancılayan o tuhaf renkler.

O renklerden biriydi. Sessiz bir geceydi. Anlamını bir tek ölü şairinin bildiği bir şiirdi.

Sopsoğuktu elleri, gözleri, cümleleri. Bir gülüşüyle her şey ısınırdı, bilirdim. Gülümsemezdi. İnanmazdı da.

Annem tanısa çok severdi onu. Annem tanısa direkt anlardı onun kim olduğunu. Tek bir bakışla. Ben tanıyamadım. Benim tanıyamayışım mı, yoksa onun hiç anlatmayışı mıydı son?

Bana baktı ve gördü. Benim tanıyamadığım kadar çabuk tanıdı beni. Tek bir bakışla. Kahverengi, soğuk gözleri vardı. Yüzü yara bere içindeydi. Sağ elinin işaret ve baş parmağı bir bandajla sarılıydı. Aynı parmaklarıyla yakmadığı bir sigara tutuyordu.

Arkamda kalan bir yere dokundu gözleri.

"Neyden korkuyorsun bu kadar?" dedi. Cevabımı beklemeden geçip gitti.

Dedim ya, beni kendimden daha çok tanırdı.

Korkardım, mütemadiyen. Bilmezdim ama korktuğumu o zamanlar. Korkardım, herkesten ve her şeyden. Bir tek ondan korkmadım. Bir tek ondan bana sonsuz bir güvenin aktığını hissettim.

Bunu ona söylediğimde bana yanıldığımı söyledi. Bir göz yanılsaması olduğunu. İnsanların sık sık bu hataya düştüğünü. Eğer bu cümleler üzerine düşünseydim o zamanlar, yine de bu kadar geç mi kalırdım?

Leş gibi sigara kokardı ne zaman yaklaşsam. Neden bu kadar içtiğini kaç kez sorduğumu unuttum. Sadece bir kere cevapladı.

"İntihar." dedi. "Uzun vadeli."

Güldüm. Öyle alelade söylemişti ki ciddiye almamıştım. Sırıttı o da. Her sırıttığında nasıl gülümseyeceğini düşünürdüm. En çok sırıttığı zaman benzerdi o tuhaf renklere. En çok o zaman duygusuz göründüğünü düşünürdüm.

Saçları tek bir örgü halinde beline kadar uzanırdı. Göz altları mosmor, cildi sağlıksızdı. Sevmezdi kendini.

Ben o olsaydım, kendimi çok severdim.

O kadar sevmedi ki kendini, intihar etti. Uzun vadede.

Öldü, akciğer kanserinden.

"Artık tanıyabilirsin." dedi.

"Kimi görürsen gör, tek bir bakışla anlayabilirsin kim olduğunu. Sana öğrettim."

Yanılıyordu.

Yıllar sonraydı. Tekrar gördüm onu, elinde bir sigarayla.

Ve tekrar tanıyamayacak kadar aptaldım.

Silent Nights - They're Hiding SomethingWhere stories live. Discover now