The Thing That Never Die

46 4 34
                                    

Atlas

Gözlerinden gözlerime derin bir yalnızlık sızardı.

Etrafında onu koruyan bir kalkan gibi kimsesizliği, kaburgalarına batardı.

Sırtı ağrırdı durmadan.

"İsmin ne?"

"Yok, öldü."

"İsimler ölür mü?"

"Bazen, benimki gibi bir ismin varsa."

Bir süre yüzüme baktı, sonra derin bir nefes aldı.

"Bana bir isim ver öyleyse."

Gözlerinden gözlerime sızan yalnızlık, sonsuzdu. Sonsuzluktu. Gökyüzü kadar uçsuz bucaksızdı.

"Merhaba Gök, ben Atlas." dedim elimi uzatıp. Sıkmaz sandım elimi ama sıktı.

"Evet, her neyse."

"Eline ne oldu?"

"İncittim."

"Ne yaparken?"

"Ok." dedi sırıtarak. "Ok atarken."

Sağ elinin işaret ve baş parmağındaki sargıya bir daha baktım. Oku tutarken mi incitmişti?

"Oku tutarken nasıl incindin?"

"Bazen en çok o zaman incinirsin."

"Anlamadım."

"Şaşırmadım."

"Seninle tanıştık değil mi daha önceden?" dedim aniden. Gözleri bir an için ışıldadı. Ama sonra üflediği sigara dumanının arkasında kayboldu o ışıltı.

"Güzel bir ruhun var Atlas. Korkuyla kirletme. Aşık olmayı dene. Sana çok yakışacaktır." Kurduğu en uzun cümleydi.

"Olmadığımı kim söyledi?"

"Öyle misin?" dedi sigarasını söndürürken. İç geçirdi sonra.

"Şu güzelliğine bak. Yazık." diye ekledi. Şefkat? Belki.

"Fazla cesur değil misin?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Hmm, öyle miyim? Senin gibilerle konuşmam genelde." dedi. Yüzüme baktı, şaşkın ifademle eğlendi bir süre.

"Benim gibilerle derken?"

"Çok, çok..." dedi başını omzuna doğru yatırarak.

"Çok ne?" Neredeyse kıkırdadı. Bir şeyler yanlıştı gülüşünde. Yanlış notadan söylenmiş bir şarkı gibi.

"Her neyse."

"Konuyu değiştirdin." dedim yaptığı şeyi fark ederek. "Biz tanıştık mı?"

"Hatırlamıyorsan tanışmamışızdır."

"Sen, sen hatırlıyor musun beni?"

"Seni asla unutmazdım."

Tuhaf bir sancıydım zihninde. Acı verdiğimi birkez bile söylemedi. Bilemezdim.

"Bir ipucu ver."

"Hiçbir zaman tam anlamıyla ölmeyen tek şey nedir biliyor musun Atlas?"

Annemin eski cümlelerinin etrafımızda dolandığını hissettim birden.

"Aşk." diye fısıldadım. "Aşk mı?" Göz kırptı.

Aşk hiçbir zaman tam anlamıyla ölmez. Sessizce bir köşede kıvrılır. Unuttuğunuzu sanırsınız. Belki unutursunuz da hatta. Ta ki onu tekrar görene kadar. Elinde sigarası ve sarılı parmaklarıyla. Aşk oradadır işte.

Gözlerinden gözlerinize biraz cüret sızıyor ve hatırlanmayı bekliyor.

***

Seçim gecesi gerilmekten ölmemek için bölüm yazan o kız.


Silent Nights - They're Hiding SomethingWhere stories live. Discover now