Every Single Life He Lived

34 4 36
                                    

Gök / Aşk

Aşk herkeste farklı seyretse de belirtiler klişedir.

Gözbebeklerinde büyüme, kalp çarpıntıları, kelebekler...

Bazen aşırı sıcak, bazen buz gibi...

Güneşte bırakılmış bal, yaprakları mükemmel bir şekilde sıralanmış papatya, hep seviyor ile biten.

Hiç yanılmadım.

Aşkı gördüğümde onu tanırım.

Doğru kişi yanlış zaman hikâyelerini bilir misiniz?

O hikâyeler hep işini bırakmış bir aşk meleği yüzünden doğar.

Çünkü doğru kişiyle doğru zamanın çakışması için her zaman bir aşk meleğine ihtiyaç vardır.

Benim gibi birine.

Henüz sigaralar ve gün ışığında görülmeyen yıldızlarla tanışmamışken ismime bayılırdım. Aşk. Tanrım, böyle yüce bir duygunun meleği benim.

Diğer duygu meleklerinin kıskandığı gözlerim aşkı daima seçerdi. Kıskançlık'ın Kin'le el ele tutuşup üzerime diktiği siyah gözlerini hâlâ hatırlıyorum.

Sonra bir gün bir hata yaptım. Şefkat meleklerinin etrafımda kanat çırptığını hâlâ duyabilmeme neden olan bir hata. Kıskançlık'ın bir daha bana bakmamasına neden olan bir hata.

Elimdeki pembe oku kendimden emin bir tavırla tutuyordum. Her zamanki gibi. Hedefimde yaşlı bir kadın vardı. Aşk için gerekli olan tüm sihir üzerindeydi.

Oku bırakmadan önce bir saniye tereddüt ettim.

O bir saniye tüm hayatıma neden oldu.

O bir saniyede genç bir kadın dikkatimi çekti. Kızıl saçları ve güzel gülüşüyle. Baktığım yere giden aşk oku direkt olarak kadını vurduğunda nefesim kesildi. İşaret ve baş parmağımdan akan kanı gördüğümde gözlerim şokla açıldı. Hata yapmıştım. O kadın âşık olmaması gerekenlerdendi.

Âşık olamayacak kadar güzeldi.

Tanrım, hiçbir zaman sevilemeyecekti.

Evlendi. Yanlış kişi, doğru zaman hikâyelerini bilir misiniz?

O adam sırf doğru zamanda o kadının hayatındaydı diye onunla evlenme şansına erişti.

Bir oğulları oldu.

İsmini Atlas koydular.

Yanlış bir aşkın meyvesiydi. Belki de sırf bu yüzden beni arayıp durdu. Buldu da. Tanımadı ama öyle çaresiz bir şekilde aramıştı ki beni, durmaksızın yollarımız kesişti. Yaşadığı tüm hayatlarda.

Sigaramdan bir nefes aldım. O sırada bana bakan çocuğu fark ettim. Kaşları çatıktı. Kim olduğumu sormak istiyordu. İsmimi söylemeyecektim ve böylece bana 'Gök.' diyecekti. Bilmem kaçıncı kez.

Arkasındaki Korku meleklerini fark ettim. Onlarca ok üzerine doğru geliyordu. Bu kadar korkuyla nasıl baş ediyordu?

"Neden korkuyorsun bu kadar?"

Bir heykeltraş mıydı yine? Belki bir şair? Ellerindeki boyalar dikkatimi çekti. Bir ressamdı bu sefer. Yanından geçip uzaklaşmaya çalıştım. Ama tek yapacağım etrafında dönmek olacaktı.

Uzay boşluğunda ağır yıldızların etrafında dönen gezegenler gibi. Zavallı gezegenler.

Kollarında can versem bile hep tekrar ve tekrar, durmaksızın ve yorulmaksızın, hep aynı duyguyla ona dönecektim.

Atlas. Benim Atlas'ım. Yönümü yalnızca seninle bulabilirim. Ve bu yüzyılların birinde sana bunu söyleyeceğim.

Atlas. Benim birtanem. Tekrardan merhaba. Yine hoş geldin. Ve ben, zaten, senin çekim alanında olmayı, her zaman hoş bulmuşumdur.

***

Tekrardan hoş geldiniz. Bu hikâyenin ne tarafa gittiğini hiç bilmiyorum. Atlas, biraz yardım?

Silent Nights - They're Hiding SomethingWhere stories live. Discover now