FİNAL-PART 5

1.5K 172 70
                                    


🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭🎭

Gözlerim yavaş yavaş açılmak istediklerinden diretiyordu. Işık bir kez daha gözlerimi rahatsız ettiğinde, onları açmak istesem de, açacak gücü bedenimde bulamıyordum. Başım çatlayacak kadar büyük bir ağrının kurbanı olmuştu; bedenimdeki yorgunluğu her zerremde hissedebiliyordum. Gözlerim aralanır aralanmaz yaşadıklarımın ağırlığı omuzlarıma yük olup oturmuştu.

Gözümü açar açmaz göz göze geldiğim tek kişi vardı o da; yatak odamda benimle beraber hemen yanımda uyuyan kişiydi. Afra, benim kız kardeşim hemen yanımdaydı.

"Uyandın mı?" Gözleri kapalı olduğu hâlde konuşmuştu; uyumuyordu, sadece benimle beraber hayatı sorguluyordu.

"Ne kadar oldu?" 3 saat mi, 5 saat mi? Kaç saattir uyuyordum, uyuduğum saat kızımı bulmaları için yeterli bir süre miydi?

"Bugün Atlantis'in doğum günü, Hera." Hızla yataktan doğrulmuştum. Duyduklarım yüzünden gözlerim kocaman açılmıştı; bugünün kızımın doğum günü tarihi olması mümkün değildi. Eğer öyleyse, ben günlerdir uyuyor olmalıydım.

"Ben günlerdir uyuyor muyum?" Afra da benimle beraber kalkıp yatakta doğrulmuştu; çok fazla yorgundu, göz altları morarmıştı.

"Teknik olarak uyumuyordun, uyutuluyordun." Uyutulmak mı? Afra'dan hiçbir şey anlamıyordum; ben zaten çok düşünmekten patlayacak kıvama gelmiştim. Bana biraz daha açık konuşsa iyi olacaktı.

"Arem ve diğerleri, canının çok yandığını söylediler. Uyanık kalmanın senin için işkence olduğunu söylediler. O yüzden Gülçin'in de yardımıyla uyanmana izin vermediler." Kızmak istedim, bağırıp çağırmak istedim; bana bunu nasıl yaparlar demek istedim, ama o gücü kendimde bulamadım. O kadar yorgundum ki bana yaptıkları umrumda bile olmamıştı; benim tek merak ettiğim şey kızımdı.

"Bir şey buldular mı?" Bir şeyden kastım, aslında her şeydi; kızımdı, canım kızımdı. Afra derin nefes alıp yorgun gözlerini gözlerime çıkardığında nefesini tekrar geri vermişti.

"Sen uyurken bir şeyler oldu, Hera." Soğukça gülümsemiştim; öyle ki gülüşüm hayatım boyunca ortaya çıkarabileceğim en soğuk gülüşü içerisinde barındırıyordu.

"Bir şeyler hep oluyor, Afra. İnan bana, uyusam da oluyor, uyumasam da oluyor." Benimle aynı anda soğukça gülümsemişti; ikimiz de bitmiş gibiydik, tükenmiş gibiydik. Kaybettiğimiz birileri vardı ve biz birilerini anmak dahi istemiyorduk. Zaten bütün hayatımız boyunca yaslarını tutacaktık; kalbimizde acıları varken dilimizde acı tat bırakmak istemiyorduk.

"Arzem bir video kaydı daha gönderdi." Gülüşüm anında silinmişti; sadece yutkunduğumda soru soran gözlerimi kız kardeşime çevirmiştim. Tek bakışımda devam etmesi gerektiğini anlamıştı.

"Doğu ve Batı anneleri hakkında ki gerçeği artık biliyor." Gözlerimi acıyla kapattım; kalbim soğuk rüzgarların esiri oldu, ağlamak istedim, ağlayamadım. Muhtemelen gözümde yaş kalmamıştı; bizi dağıtmaya çalışıyordu ve elinde o kadar güçlü şeyler vardı ki bunu başarıyordu.

"Ne yaptılar?" Canları çok yanmış olmalıydı; onların canı çok yanarken ben yanlarında değildim, ben hiçbir çocuğumun yanında olamıyordum. Poyraz yanında olamadığım için ölmüştü; Atlantis yanında olamadığım için kaçırılmıştı. Şimdi ise Doğu ve Batı yanlarında olamadığım için yıkılmışlardı.

"Hiçbir şey, Hera. O iki çocuk yıkıldı, yok oldu; bakışlarından bile belliydi aslında ne kadar canlarının yandığı. Ama ikisinin ağzından tek bir söz çıktı." İç çekip Afra'ya bakmıştım; yorgun bakışlı Hera, yorgun sesli Afra'ya bakmıştı.

KÜLDEN ELBİSEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin