part 28

660 37 9
                                    

Gözlerini yavaşça açtı Gonca, elini Alaeddinin yattığı yastığa attı, birkaç defa aransada bulamadı Alaeddini yatağında.
Yastıktan başını hızla kaldırdı, gözlerini karanlıkta yanan iki mum ışığına dikti, hava halen karanlıktı, bir tek masanın yanındaki mumlar dikkat çekerdi koca odada. Sonra da Alaeddini buldu gözleri, masanın başında uyuyakalmıştı iki büklüm. Ayaklandı hemen hızla erinin yanına yanaştı. " Alaeddin " dedi sessizce. Bekledi uyanmasını lakin tepki gelmedi Alaeddinden.

" İnsan kendini bu kadar harap eder mi?" diye söylendi, kıyamadı Alaeddinine. Sonra tekrar seslendi sesini yükselterek. " Alaeddin!, Alaeddin derim"

" Hı?"

" Alaeddin, kalk yerine yat hayde"

Alaeddin başını yavaşça kaldırdı kolları arasından, sonra acıyla boynunu tuttu.

" Goncam?"

" Ah Alaeddin burda uyunur mu hiç? Bak boynun tutulmuş işte!"

Alaeddin genişçe gülümsedi Goncanın dediklerine, sonra da masanın üzerindeki kağıtlara kaydı gözü.

" Bitti mi? " dedi Gonca merakla.

" Bitti.. Allah'ın izniyle de yarın yapmaya başlayacam, dedi hâlen boynunu tutarken.

Gonca acıyla Alaedine baktı. Kıyamıyordu onun öyle ağrı çekmesine, koluna girdi ayaklanmasını sağladı erinin.

" Çok yoruldun , yatağa geç artık.."

Alaeddin başıyla onayladı Goncasını uykulu gözlerle. Hızla üstündeki kıyafetleri çıkardı Gonca, amma Alaeddinin pişkin suratından haberi yoktu. Bir tek altındaki beyaz içliği kalınca yatağa uzandı Alaeddin, hâla o sarhoş gülümseme dudaklarının kenarından okunuyordu. Gonca şaşkınlıkla bakındı Alaeddinin suratına, kim bilir neler düşünürdü aklından diye iç geçirdi. Sonra da yorganın içine girdi iyice, Aleaddine döndü.

" Hayde Alaeddin hava aydınlanacak! Daha bayram namazına gidecen az uyu, dinlen.." dedi sitemle.

Alaeddin elini Goncanın yanağına götürdü ,şefkatle okşadı, sonrada başını yastığa koydu, koyar koymaz da uykuya daldı zaten.
.
.
.
Saraydaki ahali erleri bayram namazına gönderince kahvaltı hazırlamaya mutfağa geçti. Herkesin suratından gülümseme saçılıyordu âdeta, keyifleri pek yerindeydi.

" Gonca..Kızım bana şurdaki tabakları uzatasın, dedi Bala, elindeki koca bir kavanoz kayısı reçeline sarılarak.

Gonca tabaklara uzandığı gibi anasına uzattı. Merakla elindeki kavanoza bakındı.

" O nedir ana?"

" Alaeddin ağabeyimin en sevdiği reçeldir, ne olacak başka? Her bayram Bala anam kendi elleriyle yapar reçeli, ağabeyimde parmaklarını yer, dedi Fatma.

" Öyle.. Ne edeyim? Oğluma feda olsun" dedi Bala tabaklara reçeli doldururken. " Hem artık Gonca kızımda vardır, o da eder gayrı Alaeddinime reçel, he mi kızım?"

" Hele Bala anama bakasın, hani ben edecektim bir dahakine ana!"

" Edersin Fatmam, edersin. İkinizde edersiniz."

" Sizin kadar güzel olmasa da yaparım, dedi Gonca.

" Estağfirullah kızım, seninki de elbet güzel olur, hemi yapan kişide bir başkaysa tadından yenmez"

Gonca gülümsedi, bu ailede pek huzurluydu, aklı her ne kadar kendi ailesinde kalsa da kalbi burdan yanaydı..

Erler kahvaltıya oturmuş afiyetle önündekileri yerlerdi. Özellikle de Alaeddin.. şimdiden tabağın yarısına gelmişti.

algon Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora