-3- Karar

15.9K 1.7K 599
                                    

Kahvesini neredeyse yüzüme püskürteceği sırada gülmemi zar zor durdurdum ve bu sefer peçeteyi ona uzattım. "Ve bu yüzden var peçete." diye ona laf atmamı umursamadan dudağını sildi.


"Kafası demire çarptırılan benim diye hatırlıyorum."  


Sadece hırsızlık çetesine beni de almasını istiyordum, nedir yani? Çatık kaşlarından, boynundaki belirginleşen damarlarına kadar her şeyiyle kabul etmeyecekmiş gibi görünüyordu ama eninde sonunda edecekti. Ne benim başka yolum vardı, ne de onun başka cevabı olabilirdi. 


"Beni de çetene almanı istiyorum. Çoğu hırsızlığınızı planlı bir şekilde yapıyorsunuz ve planlarınızda eminim bir kadına da ihtiyacınız oluyor..."


"Asya sana daha iyi bir iş bulabilirim derken, 'Gel hırsız yapayım' demiyordum!" diyerek sözümü kesti. Kafesten daha iyi bir iş olduğu kesindi. 


Sıra ölümcül kozumu kullanmaktaydı. "Her istediğimi yapacaktın!"


Çatılan kaşları gevşedi ve zaferle gülümsedim. "Tamam, peki. Yarın gel işe başla." Gel işe başla mı? Masa başı hırsızı mı olacaktım, o ne demekti? Oturduğu yerden kalktı ve yaklaştıktan sonra elimden bardağı alıp tepsiye koydu. Kaşlarım çatılırken ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Beni kaldırdıktan sonra odanın kapısına yönlendirdiğinde sinirle ona döndüm.


"Dalga mı geçiyorsun?"


"Tabi ki de dalga geçiyorum!" diye sesini yükselttikten sonra beni tekrar çıkarmaya çalıştı. Normalde çıkarması birkaç saniyesini alacakken kibar olmaya çalıştığı için direnebiliyordum. Kollarından kurtulduktan sonra odanın içine geri döndüm. Çocukluğunda verdiği bu söz için hayatımdan çıkmayı bile kabul etmişti ama görünüyordu ki benim hayatımı gözden çıkarmayı kabul etmiyordu. Tamam, bir kozum daha vardı.


"Canan teyzenin kafeste dövüştüğünü bilmesini istemezsin diye düşünüyorum."


Bana boş boş baktı. Sanırım bir anda korkup "Tamam, kabul ediyorum." demesini falan bekliyordum. Asya lütfen, sen her seferinde ölüm tehlikesi yaşadığın bir kafeste çalışıyorsun. Gerçekten  böyle mi tehdit ediyorsun? Yutkunduktan sonra bakışlarımı kaçırdım. Ee? Başka kozum kalmamıştı ki.


Uzun süre sessiz kaldığımda yorgunlukla üfledi. Ona baktım. Yüzünü ovuşturuyordu. Çok halsiz görünüyordu. Ayakta durmakta zorlanıyor gibiydi. Aldığı darbelerden sonra bu kadar durması bile şaşırtıcıydı zaten. Ellerini yüzünden çektikten sonra bana döndü ve yaklaşmaya başladı. Önümde durduktan sonra eli bir an koluma gider gibi oldu ama geri çekti. O da benden uzak durmak istiyordu. Bir gün gerçekten uzak durabilecekti. Kimse batan bir gemiyi sonsuza kadar beklemezdi. İçinde sevdiği varsa durum biraz değişebilirdi ama Barlas'ın da durduk yere hayatından çıkan ve hayatına sokmak istememesi için bu kadar sebep veren bir kızı sevemeyeceğini düşünürsek, bir gün uzak durabilecekti. 


Yumuşayan sesiyle "Eğer paraya ihtiyacın varsa bir şekilde ayarlarım." dediğinde hızla "Hayır." dedim. Ona durumu açıklarsam bir şekilde çözebileceğini biliyordum. Büyük ihtimalle başını büyük belaya sokarak o parayı bulurdu ama ona hayatımda yoksun, dediysem öyle davranmalıydım. Bir kenarda parayı bulmasını bekleyip sonra tekrar hayatından çıkamazdım. Bu kadar bencillik yapamazdım ona artık. 

Siyahın ÇırağıWhere stories live. Discover now