Yanlış ANLAma!

5.2K 159 590
                                    

Bu bölüm @NarminMalik e ithaf edilmiştir. Emeğine sağlık.

Merhaba! Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, bu hikayenin çoğu bana ait değil. Bir sabah işe giderken www.fanfiction.net 'te okudum ve sonradan da hikayeyi tekrar bulamadım. Çok eğlenceli olduğundan (o kadar güldüm ki, beni deli zannettiler) yarı çeviri-yarı kendi katkım olarak paylaşıyorum. Yazarı bilen varsa lütfen beni bilgilendirsin, kimsenin emeğini çalmak istemem. Görsellerimiz ise dünyanın en tatlı yazarı Narmin Malik'in elinden çıkma. Keyifli okumalar.

AYLAR SONRA GELEN NOT:
Nihayet hikayenin orijinal metnini buldum. Okumak isteyenler için :

https://m.fanfiction.net/s/10950262/1/Misunderstood
Yazarı ise cleotheo

***

"Harry, bu işin altından kalkamayacağımızı biliyorsun değil mi?" 

Harry içini çekerek arkadaşına ters ters baktı. "Hatırlatmak zorunda mısın?"

"Keşke Mione öğrenci başkanı olmasaydı. Sürekli başkanlar odasında. Anlamadığımız yerleri sorma bahanesiyle bütün ödevlerimizi ona yaptırdığımız şeker günleri çok özlüyorum."

Ron kendi bakış açısından haklıydı. Savaştan sonra okula geri dönme fikri gayet cazip gelmişti hepsine. Adaptasyon sürecini Hogwarts'ın güvenli sınırlarında geçirmek, hayata atılmadan önce tamamen iyileşmek için fırsatları olacaktı böylece. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardı, yedinci sınıfın ciddi anlamda zorlayıcı olabileceği. 

Voldemort'la yüzleşip, görüp görebilecekleri her türden karanlık sihire maruz kalınca, FYBS'ler çocuk oyuncağı olacak sanmışlardı. Fena halde yanılmışlardı. Müdire Minerva McGonagall savaş kahramanı, seçilmiş çocuk, hortkuluk avcısı falan dinlemiyordu. Bütün okulun ve büyücülük dünyasının gözü üzerlerinde olduğu için, bırak iltimas geçmeyi, diğer öğrencilere kötü örnek olmamaları için çok daha katı davranıyordu Altın Üçlü'ye. Daha doğrusu üçlünün 'üçte ikisi'ne. Hermione Granger, öğrenci başkanlığı sıfatını sonuna kadar hak ediyordu, derslerinde gösterdiği disiplini başkanlık görevlerinde de kullanıyordu, gözü sürekli iki arkadaşının üstündeydi, artık Gryffindor Kulesi'nde kalmasa da. Harry ve Ron bu yıl ilk defa kendi ödevlerini kendi yapıyor, her yerde karşılarında biten Hermione yüzünden ilk defa uslu çocuk numarası yapıyorlardı. 

Bunun dışında dostlukları devam ediyordu elbette. Birlikte yaşadıkları onca şeyden sonra birbirlerine göbekten bağlı gibiydiler. Ama grupları daha büyüktü artık. Ron'un tüm huysuzluklarına rağmen Ginny ve Harry çıkmaya başlamıştı, artık aynı sınıfta oldukları için Luna da Ginny'nin peşine takılıp sürekli onlarla birlikteydi artık. Dean ve Seamus, ek olarak Neville'le çıkmaya başlayan Hannah, Ravenclaw'da olmasına rağmen Padma Patil, sıklıkla grupta görülüyordu. Savaşın son çarpışmasında taraf değiştiren Draco Malfoy'un da, öğrenci başkanlığı görevini Hermione ile paylaşmaya başlamasından beri zaman zaman gruba katıldığı oluyordu. Hala birbirlerinden çok haz etmeseler de, Ron ve Harry arkadaşlarının hatırına Draco'ya tolerans gösteriyorlardı. Okula dönen diğer Slytherinler de uyumluydu. Theo Nott, Blaise Zabini, Daphne ve Astoria Greengrass kardeşler, binanın popüler yüzleriydi. 

"Haydi Ron, burda birbirimize mal mal bakarak bir şey yapamayacağız. Mione'yi bulalım."

"Kütüphanededir kesin."

"Hayır değil, ordan geliyoruz." diye lafa karıştı Ginny, yanında Luna ile koltuklardan birine yayılırken. Luna bir Ravenclaw öğrencisi olduğu halde, Ginny olmasa da Gryffindor Kulesi'ne girmeyi her seferinde başarıyordu. Şişman Hanım'ı nasıl ikna ettiğine dair kimsenin bir fikri yoktu. "Hem kendi odasında ihtiyaç duyduğu tüm ders kitapları varken, neden kütüphaneye gitme zahmetine katlansın ki?"

Yanlış ANLAma! - Dramione - One ShotWhere stories live. Discover now