BÖLÜM 46 : Medusa

26K 938 65
                                    

Buketten

"Tamammısın ?" Diye sordu aras kapının önünde dikilirken. Derin bir nefes verdim. Bu kaçıncı soruşuydu ? Sıkkınlıkla gözlerinin içine baktım.

"Şu anda değil bekle."

"Daha ne kadar bekyeceğim kızım. Hazırlan işte. Bu bu kadarmı zor. ?"

"Gecenin beşi neredeyse aras. Uykuluyum. Ne olur biraz yardım etsen ?"

"Beni ilgilendirmez." Dedi buz gibi sesiyle . Daha sonra donuk bakışları benimkini buldu.

"Sana niye yardım edecekmişim ben ? Kendin hallet."

Daha sonra "sadece iki dakikan var" diye tıslayarak kapıyı sertçe çekip çıktı. Yok yok. Kesin bilerek yapıyordu. Hiç anlamıyordum onu ve bu sürekli değişen ruh hallerini. Cidden , dün gece olanlar da neydi ? Birgün iyiyken diyer gün kötü olabiliyordu .

Pis dengesiz.

Dediği gibi herşeyimi çantama sıkıştırıp iki dakikada yanında oldum. Arabada beni bekliyordu. Valiz çok ağır olduğu için tam olarak taşıdığım söylenemezdi. Yerde sürüyordum. Ama ne yapayım ? Sevgili aras bey tek valizle gitmek istediği için kendi eşyalarınıda benimkine koymuştu. Gerçi yanına çok fazla birşey almamıştı ama olsun. Sonuçta onlarında ağırlığı vardı.

Arasla kısa bir an göz göze geldik. Arabanın içinden bana kısa bir bakış atıp beni umursamadan önüne döndü.

Cidden harika ! Ben burada can çekişeyim o ne yapsın ?

Evin kapısının önündeki merdivenlerinden arabanın bulunduğu bahçeye  doğru  inerken yanlışlıkla ayağım valizin yerde sürünen ipine takıldı ve yere düştüm.  Valizde benimle yuvarlanırken ben merdivenlerin çok az olmaları konusunda dua ediyordum. Allahtan büyük hasar görmemiştim ama dizim kanıyordu.

Umursamadan ayağa kalktım ve valizi alıp arabaya doğru yürümeye çalıştım. Sanırım ayağımıda burkmuştum ama canımın acısını belli etmeye niyetim yoktu. Çünkü aras ben düştüğümde kılını bile kıpırdatmamıştı. Şimdi onun önünde acıların kızını oynayamazdım.

Sakince arka koltuğa valizi bıraktım ve arasın yanına oturmaktansa onu sürücü koltuğunda bırakarak hemen arka koltuğa valizimin yanına oturdum.

O beni Umursamadan yaşayabiliyorsa , bana bu kadar soğuk davranabiliyorsa bende yapabilirdim. Şu saniyeden sonra arasa karşı kimseye olmadığımdan daha soğuk ve mesafeli davranacaktım.

Araba harekete geçtiğide aras aynadan bana ufak bir bakış attı. Ben sinirle gözlerimi kaçırıp camdan bakmaya başladığımda oda yoluyla alakadar olmaya başlamıştı.

Dün gece resmen beni kullanmıştı. Dediği gibi olayın benimle alakası yoktu. Kendi sağlığı için beni yanına alıp ona olan sinirimi kamufle etmeye çalışmıştı ve başarmıştı ! Buna izin vermiştim. Ondan nefret ediyordum ! Hepimizden daha zeki oluşundanda.

Dikkatimi başka şeylere vermeliydim. Şu anda önemli olan bu değildi. Şu anda önemli olan mertlerin ve arasın adamlarının peşimizdekileri bulmasıydı. Aras ne demişti ?

'Bizde savaşa gidiyoruz.'

Kısa bir an bütün erkekler için endişe duydum fakat deniz için endişem yersiz denilebilecek kadar daha fazlaydı. Ama bunun nedeni ortadaydı. Oda benim gibiydi. Birbirimizi anlıyorduk. Hepsi için en iyisinin olmasına dua ederek kafamdaki kötü düşüncelerden kurtuldum ve gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım.

Arabanın aniden firen yapıp durmasıyla büyük korkuyla uyandım.

"Ne oldu ?" Diye sordum gözlerimi büyüterek. Sabah olmuştu ve heryer aydınlıktı.

SERT UKALAWhere stories live. Discover now