Bölüm 75 : Final

29K 1K 387
                                    

3. Bir kişinin gözünden

Bütün hastane büyük bir telaş içindeydi. Doktorlar, hemşireler ve hatta arabayı bulan yabancı aile dahil herkes, işini gücünü bırakmış, bu gençlerin akıbeti için merak dolmuşlardı.

" 11 dakika önce kalpleri durmuş ! " diye bağırdı amilyathanenin kapısından korkuyla çıkan doktor. Kendisi bile, şu anda neden bu kadar kalbinin edildiğini anlayamıyordu. O doktordu. Her gün defalarca ölüme şahit oluyordu, ve hiçbirinde, bu gençlere duyduğu kadar hüzün duymamıştı.

5 cerrah ile devam eden ameliyat hakkında kapıdaki, ruhu bedenden ayrılmak üzere olan aileye bilgi vermeye başladı.

Geri dönmeliyim diye düşünüyordu içinden. Geri dönüp o çocukları kurtarmalıyım.

" dediğim gibi " diye aceleyle ekledi doktor. " öldükten 15 dakika sonra hayata geri döndürme yöntemi yıllardır tıpta var. Fakat 11 dakika oldu ve.... "

Ne dese bilemedi. Bu ölü gibi gözüken aileye, hatta üvey kız kardeşe dahi, kötü bir haber vermek istemiyordu. Hayır! Diye bağırdı içinde. Bir yalanın gerçek olması için çabalayacağım. Hipogratın canı cehenneme !

Devam etti bir an bile düşünmeden. " ve eminim ki, kalan 4 dakika da hayata geri dönecekler. "

O sırada bütün dostlar, çığlıklar eşiğinde ameliyathaneye doğru koşmaya başladılar. Kalplerinde korku dan başka hiçbirşey yoktu. Birbirlerine destek olmaya çalışsalarda, şu anda tek sağlam parçaları içlerindeki umutlardı.

Ve doktor ameliyata geri döndü. Kanlı bedenlere bakarken 4 dakika diye geçirdi içinden. Ölümle yaşam arasında 4 dakika, gelecek ve mazi arasında sadece 4 dakika var. Ve saniyeler, onları bize geri vermeliler, verecekler.

" devam ediyoruz. ! "

8 kişi ile kurulan bu ekip, can pazarından satın almak için bu iki ruhu , işlerine kaldıkları yerden devam ettiler.

Çok zor diye geçirdi diğeri içinden. Neredeyse imkansız. İç organlar alevler yüzünden fazla hasar görmüş.

Tik tak tik tak tik tak.... Saatin çıkardığı amansız seslere baktı doktor. Dur! Diye emir verdi zamana. Dur! Daha yaşayacakları çok günler olacak.

Ve durdu zaman. Son 1 dakika kala hiçliğe , atmaya başladı oğlanın kalbi.

"başardık ! " diye bağırdı anın sevinciyle kadın cerrah. Sonra herkesin gözü masada yatan kıza kaydı.

" kimseyi geride bırakmıyoruz! " diye bağırdı aynı doktor. Ah, bu... Saniyeler fazla hızlı ilerliyordu. Bu dakika da geçerse, ellerinden hiçbirşey gelmeyecekti.

Ve bitti.

Doktorlar hüzünle, ve oğlanı hayata geri döndürmenin sevinci ile amelyathaneyi terk etmeye başladılar.

Hayal kırıklığı havadaki en ufak taneciklere kadar işlemişti.

Gözlerini sımsıkı kapattı. Sonbirkere diye yalvardı tanrıya. Belkide ilk ve Sonbirkere yardım et bana. Bu işler böyle yürümez biliyorum, biyolojik olarak saat tükenince, bu dünyadaki zamanda durur. Ama yardımcı ol bana tanrım. Birkere, düzeni bozalım.

Sertçe yanmış deriye ellerini bastırdı. Kalp basajı devam ederken " hadi be kızım ! Bırakma savaşmayı ." diye bağırdı.

Daha sonra düz çizgilerin hakim olduğu makinaya baktı. Ardından... Dalgalar makinaya yayılırken koca bir kahkaha attı.

Doktor arkadaşlarına bağırırken hala gülüyordu. " sizi aptallar! Biliyordum. Başardım. "

Derinden

Aylar geçmişti. O lanet kazanın üzerinden aylar geçmişti. Mertin sırtında, benimse kafa derimde ciddi yanık izleri kalmıştı. Gitmediğimiz doktor, girmediğimiz tedavi biçimi kalmamıştı ve aylar sonra ilk defa kendim gibi hissediyordum.

Ceren , baran, aras, buket ben ve mert. Herşeye rağmen ayaktaydık. Yaşadığımız felaketlere, bütün o hayatın önümüze koyduğu dikenli kayalara rağmen, o son 4 dakikanın büyüsü ile buradaydık, ailemizin, arkadaşlarımızın yanında.

Ve ölüm... Ölümden artık korkmuyordum. 14 dakika ölümün kollarına sarılmış olarak yattıktan sonra, ölüm tanıyor ve ondan korkmuyordum. Yok olmanın bir önemi yoktu, geride bıraktıkların dışında.

Sessizce denizin mezarına diz çöktük. Arkadaşımızın yatağı, mezarı etrafında çember oluşturarak oturduk. Çiçekleri sulayıp, toprağını temizledik.

" başardık. " diye fısıldadım toprağa doğru." sen bizim için kaybettin, bizde senin için kazandık. "

Mertin kolları beni arkadan sararken " eminim iyisindir lan sen. Bir sikim olmaz sana. " diye güldü. Kelimelerine özenle bulaştırmadığı hüzün, gözlerinden okunuyordu.

Aras herzamanki soğuk tavrını koruyarak buket endişeyle bakarken, buket yavaşça mezara yaklaştı.

Bu sırada ceren ve baran, birbirlerine sarılmış hüzünle olan biteni izliyorlardı.

" bundan sonrası için bize şans dile " diye fısıldadı mezara doğru.

Daha sonra hepbirlikte, mezarlığın çıkışına doğru yürüdük. O kapıdan çıkarken biliyorduk ki, bundan sonra kimseyi bu soğuk toprağa teslim etmeyecektik.

Son

Bir önceki bölümü kötü bitirip, herşeyi imkansız hale soktuktan sonra, mutlu bir sonla bitirmemin bir sebebi vardı. En kötü anınızda bile, umuda, mutlu sonlara inanın.

4 dakikanın hayatınızı değiştirmeyi dileğiyle....

Aslıhan Yücel

SERT UKALAWhere stories live. Discover now